“8 Mart kadın mücadelesini sembolü”

Şatır, 1857 yılında New York’ta bir dokuma fabrikasında 129 kadının insanca çalışma koşulları talebiyle başlattığı mücadelenin, onları diri diri yakılarak katledilmesiyle sonuçlandığını hatırlatarak, günümüzde hâlâ kadınların sadece insan gibi yaşamak ve eşit haklara sahip olmak için öldürüldüğünü belirtti. Türkiye’nin bu karanlık tablonun en acı örneklerinden biri olduğunu ifade etti.

KADINA YÖNELİK ŞİDDET VE CİNAYETLER: SİSTEMATİK BİR KATLİAM
Türkiye’de her gün en az bir kadının öldürüldüğünü belirten Şatır, 2024 yılında şüpheli kadın cinayetleri de dâhil olmak üzere 653 kadının hayatını kaybettiğini söyledi. Kadınların en yakınlarındaki erkekler tarafından katledildiğini ve mahkemelerin “haksız tahrik indirimi” ile bu katillere ödül gibi cezalar verdiğini vurguladı.
İstanbul Sözleşmesi’nden çıkılmasının, kadına yönelik şiddetle mücadelede büyük bir geri adım olduğunu ifade eden Şatır, iktidarın kadınların hayatını korumak yerine onları itaate zorlayan bir düzen inşa ettiğini söyledi. Kadınların bedenine, kıyafetine, çalışma hakkına ve yaşam tarzına yönelik müdahalelerin her geçen gün arttığını belirterek, şu soruları yöneltti: Kaç kadın daha ölmek zorunda?, Kaç çocuk annesiz kalmalı ki harekete geçilsin?, Şiddeti önlemek için daha kaç hayat feda edilmelidir? Şatır, mevcut iktidarın kadın haklarını yok sayan politikalarıyla bu cinayetlerin sorumlusu olduğunu belirtti.

ATATÜRK’ÜN KADIN DEVRİMİNE İHANET EDİLİYOR
Türkiye’de kadınların birey olarak kabul edilmesini sağlayan 1926 Türk Medeni Kanunu ve kadınlara seçme-seçilme hakkı veren 1934 reformlarının Mustafa Kemal Atatürk’ün önderliğinde hayata geçirildiğini belirten Şatır, bugün gelinen noktada kadınların siyasette, ekonomide ve sosyal hayatta geri plana itilmeye çalışıldığını ifade etti.
Türkiye Büyük Millet Meclisi’ndeki kadın temsil oranının hâlâ %20 seviyesinde olduğunu belirten Şatır, kadınların siyasette erkek egemen yapının gölgesinde kaldığını söyledi. Kadın girişimciliğinin desteklenmediğini, istihdamın artırılmadığını ve ekonomik bağımsızlıklarının ellerinden alındığını dile getirdi. Kadınların iş gücüne katılım oranının OECD ülkeleri arasında en düşük seviyelerde olduğunu belirten Şatır, kadınların ekonomik özgürlüğünü elinden alarak eve kapatma politikalarının yürütüldüğünü söyledi. Kadınların çalışmasının engellendiğini, ekonomik bağımsızlık kazanmalarının önüne geçildiğini vurgulayarak şu talepleri sıraladı: Kadınların iş gücüne katılımı artırılmalı, Kadın girişimciliğini destekleyen teşvikler genişletilmeli, Eşit işe eşit ücret politikaları uygulanmalı. Kadın istihdamını artıran projeler geliştirilmelidir! Şatır, kadınların ekonomik özgürlüğünün Türkiye’nin kalkınmasının anahtarı olduğunu belirtti.

KIZ ÇOCUKLARININ EĞİTİMİ VE ERKEN YAŞTA EVLİLİKLER
Kız çocuklarının eğitimden koparıldığını ve çocuk yaşta evliliklere zorlandığını belirten Şatır, bu durumun önüne geçmek için etkili yasaların çıkarılmadığını ve mevcut yasaların da etkin bir şekilde uygulanmadığını söyledi. Şatır, şu tedbirlerin alınması gerektiğini ifade etti: Kız çocuklarının eğitimi kesintisiz olmalıdır. Çocuk yaşta evliliklerin önüne geçmek için sert hukuki yaptırımlar uygulanmalıdır. Erken yaşta evlilikleri teşvik eden anlayışın ahlaksız ve vicdansız olduğunu söyleyen Şatır, bu zihniyetin kız çocuklarının hayallerini, geleceğini ve hayatını çaldığını belirtti.

İYİ PARTİ’NİN VİZYONU: EŞİTLİK, ÖZGÜRLÜK VE ADALET
İYİ Parti olarak kadınların hak ettikleri özgürlük, eşitlik ve güven içinde yaşayabilecekleri bir Türkiye inşa etmek için çalıştıklarını belirten Şatır, şu hedefleri sıraladı: Kadın cinayetlerini durduracak hukuki reformlar gerçekleştirilecek. Kadın istihdamını artıracak ve ekonomik özgürlüğü teşvik edecek politikalar uygulanacak. İstanbul Sözleşmesi’ne geri dönülecek ve şiddeti önlemek için somut adımlar atılacak. Kadınların siyasette ve karar alma mekanizmalarında eşit şekilde temsil edilmesi sağlanacak. Kız çocuklarının kesintisiz eğitim hakkı garanti altına alınacak.

KADIN MÜCADELESİ, TÜRKİYE’NİN MÜCADELESİDİR
Şatır, 8 Mart’ın bir mücadele günü olduğunu belirterek, Atatürk’ün öncülüğünde elde edilen hakları korumak, kadınların yaşam hakkını savunmak ve gerçek anlamda eşitliği sağlamak için var güçleriyle çalışacaklarını söyledi. Kadın cinayetlerinin, şiddetin ve eşitsizliğin olmadığı bir Türkiye’nin mümkün olduğunu vurgulayan Şatır, “Bu ülkenin kadınlarını ikinci sınıf vatandaş olarak görenlere karşı dimdik ayakta duracağız!” dedi.