Afyonkarahisar Pedagoji Merkezi’nden Dr. Emrah Şenbabaoğlu, 2024-2025 eğitim öğretim yılının ikinci döneminin başlamasıyla birlikte ebeveynler ile çocuklar arasındaki iletişimi değerlendirdi, yapılması gerekenleri sıraladı. “20 milyondan fazla öğrenci ve 1.2 milyon öğretmeni ilgilendiren bu zil aslında bir çok konuyu da peşinden getiriyor. Bu ikinci dönemde en çok konuşulacak konulardan bir tanesi de 8. ve lise son sınıfı öğrencilerinin sınav maratonu olacak” diyen Dr. Şenbabaoğlu, yeni müfredat sistemi ile birlikte birinci dönemde zorlanan öğretmen ve öğrencilerin ikinci döneme daha adapte olarak başlayacağını söyledi. Şenbabaoğlu, “Günümüz eğitim öğretim modelinin en büyük sıkıntılarının başında öğrenme güçlüğü, akran zorbalığı, özgüven eksikliği, yoğun teknoloji bağımlılığı ve daha bir çok nicesi. Ve ebeveynler, unutmayın iyi bir eğitim evde başlar. Çocuğunuza veremediğiniz, aşılamadığınız değerleri; geliştirmediği için okulu suçlayamazsınız” diye konuştu.
‘EĞİTİMİN EN ÖNEMLİ PARÇASI EBEVEYNLERİN DAVRANIŞLARIDIR’
Afyonkarahisar Pedagoji Merkezi’nden Dr. Emrah Şenbabaoğlu, yaptığı değerlendirmede şu ifadeleri kullandı: “Eğitimin en önemli parçası, sizin kendi davranışlarınızdır. Çocuğunuzu yalnızca onunla konuşurken, ona öğretirken ya da bir şeyler yapmasını söylerken eğittiğinizi asla düşünmeyin. Çocuğunuzun yetişmesine hayatınızın her anında yardımcı oluyorsunuz, evde olmadığınızda bile. Giyinişiniz ya da insanlarla konuşma şekliniz, mutluluğu ya da üzüntüyü gösterişiniz, arkadaşlarınıza ya da düşmanlarınıza davranış şekliniz, gülüşünüz ya da gazete okuyuşunuz; tüm bunlar bir çocuğun yetişmesinde önemlidir. Ruh halinizdeki en küçük farklılığı fark ederler. Düşüncelerinizdeki her bir değişimi yakalarlar, siz farkında olmasanız da.
‘EĞİTİM İÇİN AÇIK VE SAHİCİ AMA CİDDİ BİR TON GEREKLİDİR’
Eğitim için açık ve sahici ama ciddi bir ton gereklidir. Bu üç özellik, hayatın gerçekliği için vazgeçilmezdir. Ciddiyet, üzgün olduğunuz anlamına gelmez. Hakiki olun, ruh halinizin an ile ve ailenizde yaşananların gerçekliği ile eşleşmesini sağlayın. Her ebeveynin, çocuğunda tam olarak ne görmek istediğini anlaması gerekiyor. Bir ebeveyn olarak, kendi arzularınız konusunda net olun. Etraflıca düşünün; nihayetinde kendi hatalarınızı görebileceksiniz. Bunun cesaretinizi kırmasına izin vermeyin; önünüzde takip edebileceğiniz birçok doğru yol var.
‘ÇOCUĞUNUZA MÜMKÜN OLDUĞUNCA ÖZGÜRLÜK TANIMALISINIZ’
Çocuğunuzu iyi tanımanız gerekiyor: Şu an nerede? Kiminle, ne yapıyor? Elbette ki çocuğunuza mümkün olduğunca özgürlük tanımalısınız. Çocuğunun yalnızca sizinkilere değil, farklı bakış açılarına da maruz kalması gerekiyor. Çocuğunuzun insanlardaki ve olaylardaki iyiyi ve kötüyü tanıyabilmesine yardımcı olmanız gerek. Ve bu doğal süreç, korunaklı bir bölgede oluşamaz.
‘EĞİTİM, KÜÇÜK HATALARI AFFETMEZ’
Eğitimin anahtarı, organize olabilmektir. Eğitim, küçük hataları affetmez. Eğitim, olayların ilgisizlikle ele alınmasını da kaldıramaz. İyi bir organizasyon, her bir detayın kontrol altında alınabilmesini sağlar. Küçük detaylar, hayatın her anında, her gününde, her saatindedir; hayatı tamamlayan bu küçük detaylardır. Eğitim, bol miktarda zamandan çok, zamanın akıllıca kullanılmasını gerektirir.
‘DAİMA ÇOCUĞUNUZUN NASIL ÇALIŞTIĞINI GÖRMEYİ DENEYİN’
Zorla yardım etmeye çalışmayın; ama yardımcı olmaktan mutluluk duyun. Ebeveynden gelen yardım, zorla, sıkıcı ya da sinir bozucu olmamalıdır. Bazen çocuğunuzun biraz zorlanması gerekir; zorlukların üstesinden gelmeyi ve daha karmaşık sorunları kendi kendine çözmeyi öğrenebilmeleri için. Daima çocuğunuzun nasıl çalıştığını görmeyi deneyin. Asla tamamen kaybolmuş, kafası karışmış, çaresiz bir durumda kalmalarına izin vermeyin. Bazen çocuğunuz, sizin dikkatinizi görmeye ihtiyaç duyar; ancak daha da önemlisi ona duyduğunuz güveni.
‘MAHARETİNE, BECERİKLİLİĞİNE VE KULLANDIĞI YÖNTEMLERE DAİR ONAYINIZ, VEREBİLECEĞİNİZ EN İYİ ÖDÜLDÜR’
Elde ettiği sonuçlar için onu asla ödüllendirmeyin, cezalandırmayın. Söz konusu iş yapmak olduğunda bir takdir ya da ceza sistemi uygulamak göründüğü kadar yararlı değildir. Çocuğunuzu mutlu eden şey, bir soruna sahip olmak ve bunu kendi kendine çözebilmek olmalıdır. Maharetine, becerikliliğine ve kullandığı yöntemlere dair onayınız, verebileceğiniz en iyi ödüldür. Ancak övgüyü aşırı kullanmamaya dikkat etmek gerekiyor. Çocuğunuzu arkadaşlarının önünde övmemelisiniz. Dahası, başka insanların yanında cezadan ya da kötü yapılan bir işten bahsetmemelisiniz. Söz konusu olan ana konu, işin tamamlanması ve elinden gelenin en iyisini yapmış olması. Bir çocuk, kendi değerini bilmeden başkalarını sevmeyi öğrenemez. Sevmek, sevgiyi tanımak ve mutlu olmak; tüm bunlar, kendinize saygı duymak ve öz-değerinizi bilmek demektir.
‘KİŞİ, ÇOCUĞA NASIL MUTLU OLUNABİLECEĞİNİ ÖĞRETEMEZ; ÇOCUĞU MUTLU OLMASINI SAĞLAYACAK BİR ŞEKİLDE EĞİTEBİLİR’
Asla kendinizi bir çocuk için feda etmeyin. Ebeveynlerin sıklıkla şikâyet ettiklerini duyarız. ‘Çocuklarımıza her şeyimizi veriyoruz. Kendi mutluluğumuz da dâhil olmak üzere her şeyimizi feda ediyoruz.’ Bu, bir çocuğa yapılabilecek en kötü şey, berbat bir hediye. Çocuğunuzu zehirlemekse amacınız, ona kendi mutluluğunuzdan bir damla sunabilirsiniz. İşe yarayacaktır. Kişi, çocuğa nasıl mutlu olunabileceğini öğretemez; ancak kişi, çocuğu mutlu olmasını sağlayacak bir şekilde eğitebilir. Büyük pedagogdan harika bir alıntı: ‘Sevgi, en müthiş bir duygudur; harikalar yaratır, yeni insanlar ve en büyük insani değerleri yaratır.’