Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü Afyon’da da coşkuyla kutlandı

‘Ücretlinin milli gelirden aldığı pay en düşük noktaya indi’

‘Ücretlinin milli gelirden aldığı

Yurt genelinde olduğu gibi 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü Afyonkarahisar’da da coşkuyla kutlandı. Zafer Meydanı’ndaki kutlamalara çeşitli iş kollarını temsil eden sendikalar, sivil toplum örgütleri, bazı partiler ve vatandaşlar katıldı.  KESK İl Temsilcisi Karaaslan, kabalığa yaptığı konuşmada, “Emeğin milli gelirden aldığı pay son yirmi yılın en düşük noktasına indi. Gelir adaletsizliği uçurumu gittikçe büyüyor” dedi.

 

 

Yurt genelinde olduğu gibi Afyonkarahisar’da da 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü Zafer Meydanı’nda coşkuyla kutlandı. Zafer Meydanı’nda düzenlenen kutlamalara Türk-İş, Hak-İş gibi sendikaların katılmadığı kutlamalara CHP Çanakkale Milletvekili Özgür Ceylan, CHP Manisa Milletvekili Bekir Başvirgen, Belediye Başkanı Burcu Köksal, CHP İl Başkanı Faruk Duha Erhan, KESK, Eğitim-Sen Şubesi, DİSK Emekli-Sen İl Temsilciliği, Belediye-İş Sendikası Şubesi, Eğitim-İş Şubesi, Genel Sağlık-İş Şubesi, bazı siyasi parti temsilcilerinin yanı sıra çok sayıda dernek ve vatandaş katıldı. Kutlamalara katılanlardan bazıları halay çekip, slogan attılar. Kutlamalarda yapılan basın açıklamalarında ise çalışanların iş şartları ile ücretlerinin iyileştirilmesi yönünde talepler öne çıktı. Çeşitli iş kollarını temsil eden sendika ve sivil toplum örgütlerinin ayrı ayrı kutlama yaptıkları gözlenirken, yapılan konuşmalarda, emeğin en yüce değer olduğuna vurgun yapıldı.

HER KRİZİN FATURASI HEP BİZLERE KESİLİYOR

Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK) İl Temsilcisi Ender Karaaslan, Zafer Meydanı’nda toplanan kalabalığa yaptığı konuşmasına “Dünyada ve ülkemizde kapitalist barbarlığın yarattığı yıkımın faturası her geçen gün büyüyor. Her baktığı yerde doların yeşilini, petrolün siyahını gören kapitalist barbarlık, milyonlarca işçiyi, emekçiyi her gün daha fazla sömürmeye devam ediyor” diye başladı ve “Her krizin faturası hep bizlere kesiliyor” dedi. “Her sabah yoksulluğun ve işsizliğin arttığı bir güne uyanıyoruz” diyen Karaaslan’ın konuşmasından öne çıkan satırbaşları şöyle:

EMEĞİN MİLLİ GELİRDEN ALDIĞI PAY EN DÜŞÜK NOKTAYA İNDİ

“İster asgari ücretli olalım ister emekli ister küçük esnaf olalım ister çiftçi ister atık kağıt işçisi olalım ister barınma hakkı yok sayılan, ‘yurtsuz’ bırakılan üniversite öğrencisi. Hiç fark etmiyor. Her krizin faturası hep bizlere kesiliyor. Bu ülkede her beş çocuktan biri daha hayatının ilkbaharında işçi olarak çalışıyor. Çalışma yaşamı güvencesiz onlarca istihdam türü ile parça parça ediliyor. Geçtiğimiz genel seçim öncesi söz vermelerine rağmen kaldırılmayan mülakat sistemi ile torpilin kapısı sonuna kadar açılıyor, liyakat yok sayılıyor. Her gün ortalama beş canımız işçi cinayetleri ile aramızdan koparılıyor. Ülkemiz asgari ücretliler ülkesine dönüştürüldü. Emeğin milli gelirden aldığı pay son yirmi yılın en düşük noktasına indi. Açlık sınırı 24 bin TL’yi yoksulluk sınırı 65 bin TL’yi aştı. Buna karşın her iki emekliden biri 10 bin TL aylıkla, 10 milyon asgari ücretli 17 bin TL ile yaşam savaşı veriyor. Gelir adaletsizliği uçurumu gittikçe büyüyor.

HAZİNE GARANTİLİ İHALELERDEN SEMİRENLER VAR

Bugün karşımızdaki tabloda bir tarafta karın tokluğuna çalışan milyonlar, diğer tarafta faizden, ranttan, hazine garantili ihalelerden semirenler var. Bir tarafta yatağa aç giren çocuklarımız, diğer tarafta yurt dışında yediği ıstakoz yemeğini sosyal medya hesabından paylaşanlar, meclis bahçesinde kebap partisi verenler var. Bizler; emeğin sömürülmediği, yüzde 1’in değil,  yüzde 99’un mutlu yaşadığı, herkesin güvenceli, insanca çalıştığı bir işinin ve gelirinin olduğu, ekonomik krizlerin faturasının emekçilere yıkılmadığı, sendikal hak ve özgürlüklerin önünün açıldığı, grevlerin yasaklanmadığı, düşünmenin, düşünceyi ifade etmenin cezalandırılmadığı, kadınlara yönelik cinayet, şiddet, taciz ve tecavüzün son bulduğu, eşit yurttaşlığın, barış ve kardeşliğin hakim olduğu, çocuklarımızın okula aç gitmediği, laik ve bilimsel eğitimden mahrum bırakılmadığı bir ülke istiyoruz. Dostlar, bunun yolu hep birlikte mücadele etmekten geçiyor. Bozuk düzenin çarkları ile ezilen milyonlar olarak en son 31 Mart seçimlerine, ‘Bizi yok sayamazsınız, biz buradayız’ diyerek damgamızı vurduk. Önümüzde yine çok zorlu bir süreç var. Ama emeğimizi hedef alan saldırıların dalga kıranı yine bizleriz. Emeğin birliği, halkların kardeşliği için, bilimden yana, aydınlık bir gelecek için umut yine bizleriz.” Bekir Turan Vural