Görgöz yaptığı değerlendirme de; “Pandemiden dolayı geçtiğimiz Nisan, Mayıs aylarında çoğu işletmenin faaliyetleri durdu. Çalışanların maaşlarının ödenmediği, milyonlarca kişinin işsiz kaldığı bu süreçte, Nisan ayında 920 bin, Mayıs ayında ise 699 bin kişi “ilk kez” ihtiyaç kredisi kullanarak borca girdi” ifadelerini kullandı.
“KREDİ BORÇLARI 720 MİLYAR TL’YE ULAŞMIŞ DURUMDA”
“Türkiye Bankalar Birliği’nin yayınladığı risk raporuna göre, ilk altı ayda bireylerin bankalara olan kredi borçları 140 milyar TL artarak 720 milyar TL’ye ulaşmış durumda” diyerek konuşmasına devam eden Görgöz; “Kredilerdeki artışa bağlı olarak bankaların takipteki batık kredileri de hızla artıyor. Risk raporuna göre tasfiye olunacak alacaklar (takipteki batık krediler) 184 milyar TL’ye ulaşmış. Türkiye Bankalar Birliği verileri, salgın döneminde ilk kez kredi alanlarla birlikte bankalara bireysel kredi borcu olanların sayısının 32,8 milyon kişiye yükseldiğini, kişi başına bireysel kredi borcunun da 21 bin TL’ye ulaştığını ortaya koyuyor. Kredi çekerek borçlanan şirketlerin ve bireylerin büyük bölümü salgın döneminde işyerini kapatmış veya işini kaybetmiş durumda. Haliyle gelirleri olmayınca borçlarını ödeyemeyecekler. Bir an evvel gerekli önlemler alınmazsa, önümüzdeki aylardan itibaren bireylerin, ailelerin, işletmelerin topyekûn iflas dalgasına yakalanması kaçınılmaz olacaktır. Bu sürece bankalar açısından bakıldığında ise böylesine büyük ve tahsil edilemeyen kredi alacağı sorununun bankacılık sektörünü derinden sarsacağı, bazı bankaların ve kredi alacaklarının “devletleştirileceği” öngörülmektedir. Şimdiden böylesi bir tabloya hazırlıklı olunması gerekiyor. Borç yükü altında inim inim inleyen yurttaşlarımızı, işletmelerimizi, kredileri cazip göstererek yeniden borçlandırmak çözüm değildir. Acilen tüketimi değil, üretimi esas alan bir ekonomik sisteme geçilmelidir” şeklinde konuştu.