Afyonşehir yazarı Ahmet Tunca, Türk Dünyası Şöleni’ndeki etkinlikleri izledi ve yaptığı değerlendirmede, “Bir millet aslını unutmamalı. Yörüğün anlamı yürüyen insan, hareketli insan, güçlü insan, saygıdeğer insan demektir. Türklüğün mayası Oğuzdur Yörük’tür. Kimse itiraz edemez buna” ifadelerini kullandı.
Afyon Zafer Meydanında Cumhuriyetin 100. Yılı Türk Dünyası Şöleni’ndeki etkinlikleri dostlarıyla birlikte izleyen gazetemiz yazarı Ahmet Tunca, Türklük ve Türk dünyasının folklorik öğeleri hakkında değerli bilgiler verdi. Konuşmasında, ‘Şu çok önemli; bir millet aslını unutmamalı. Aslından kopmamalı. Ben Yörüğüm diyebilmeli’ diyen Tunca, şunları kaydetti: “Antalya merkezli yağlı güreşler ve Yörük şenlikleri yapılıyor. Bu Yörük şenliklerinde deve sırtında bundan yüz yıl önce yaşadıklarını veya beş yüz yıl önce yaşadıklarını tekrar yaşamaya çalışıyorlar. Millete aslını unutturmamak için yapılan sosyal faaliyetlerden birisi yağlı güreşler yapılıyor. Şu çok önemli; bir millet aslını unutmamalı. Aslından kopmamalı. Ben Yörüğüm diyebilmeli. Bir zamanlar Türkler Anadolu da yaşayan Türklerin bir kısmı Yörük olmaktan dolayı utandılar. Halbuki bunda utanılacak bir şey yoktu. Herkesin bir aslı vardır. Aslı olmayan bir millet yoktur. Biz orta Asya’dan kopup gelen Oğuz Türkleriyiz. Yörüğün anlamı yürüyen insan, hareketli insan, güçlü insan, saygıdeğer insan demektir. Türklüğün mayası Oğuzdur Yörük’tür. Kimse itiraz edemez buna.”
‘ÜÇ MUSTAFA’YA TEŞEKKÜR ETMEK GEREKİYOR’
Ertuğrul Gazi Yörükler Türkmenler Dernek Başkanı Osman Taşpınar ise Zafer Meydanında düzenlenen Cumhuriyetin 100. Yılı Türk Dünyası Şöleni’nin Türklerin birleşmesi adına önemli olduğunu belirterek, şunları söyledi: “Cumhuriyetimizin yüzüncü yıl kapsamında Zafer Meydanında düzenlenen şenlik boyunca bizde Afyon Ertuğrul Gazi Yörükler ve Türkmenler dernek başkanlığı olarak Türk dünyası buluşması adı altında etkinliklere katıldık. Aynı zaman da ben Kara Koyunlar Federasyonu Başkan yardımcısıyım. Cumhuriyetimizin yüzüncü yılında üç Mustafa’ya teşekkür etmek gerekiyor. Başta Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere Fevzi Çakmak ve İsmet İnönü’ye. Mustafa şehitlerimizi rahmetle anıyoruz.”
‘ATALARIMIZ KULLANMIŞ BİZLERDE NOSTALJİK OLARAK TAŞIMAYA ÇALIŞIYORUZ’
Yörüklerin kalmadığını belirten Taşpınar, “Yörük diyoruz ama artık Yörük kalmadı. Yörük derken yürüyen Türk kalmadı. Onun haricinde hepimizde yerleşik hayata geçtik. Yerleşik hayata daha önceden geçenlere yani Yörük hayatını sürdürüp de yerleşik hayata daha önceden geçenler Türkmen-Manav ifadeleri kullanılır. Sonuçta aslı Türk. Yörükler Anadolu’ya geldiklerinde oradaki Türkleri nasıl tanıyacağız dedikleri zaman bir otağda otururken gök kuşağını görüyorlar. Yörük kocaları, ‘Bunlar bizim simgemiz olsun, işaretimiz olsun, biz gardaşlarımızı bununla tanıyalım’ diyorlar. Dokuma tezgahlarında dokutturuyorlar ve ondan sonra her rengin bir anlamı var. Kırmızı bayrağımızı temsil etsin , yeşil İslam’ı temsil etsin, sarı bereketi bolluğu başak tanesini temsil etsin, mor hoşgörüyü temsil etsin, beyaz ise duru ve sadeliği temsil etsin yani bizi temsil etsin diyorlar ve dokunulmaya başlanıyor. O günden bu güne atalarımız kullanmış bizlerde nostaljik olarak taşımaya çalışıyoruz” dedi.
‘YÖRÜKLER TÜRK’ÜN ÖZÜ VE MÜSLÜMANLIĞIN HASI’
Araştırmacı Gazeteci Arif Yağcı da yörüklerin Türk’ün özü ve Müslümanlığın hası olduğunu ifade ederek, “Yörük Türkün özüdür. Müslümanlığında hasıdır. Karakter olarak da bizim bu milletin ve devletin mayasını kökünü teşekkül eden bir yapıdadır. Gazi Mustafa Kemal öyle diyor; ‘Toroslar da bir yörüğün çadırdan eğer duman tütüyorsa bu vatan ayaktadır korkmayın.’ Bizim bu milleti mayası özü karakteri ve yapısı Türk’ten ve yürekten teşekkül ediyor. Bu mayayı canlı ve ayakta tutmaya çalışan dernek başkanlarımıza Osman başkanımıza kendimiz adına ve milletim adına çok teşekkür ediyorum” diye konuştu. Birsen Mantaş-Murat Erden