Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

Kocaağa: EMS, 30 dakikalık uygulama ile saatlerce spor yapılmış gibi etki yaratıyor

EMS sistemi hakkında bilgiler veren antrenör Engin Kocaağa, “EMS, vücuttaki kas kütlelerini arttırmak amacıyla çok tercih edilen bir yöntemdir. Cazip olan yanı, 30 dakikalık uygulama ile saatlerce spor yapılmış gibi etki yaratmasıdır. Kas kitlesi arttıkça vücut daha fit ve biçimli bir hal alır ve kilo vermek kolaylaşır. Zayıflama amacı ile yapılan diyetlerin başarısını artırır” dedi.

EMS sistemi hakkında bilgiler

Afyonkarahisar’da ilk EMS (elektriksel kas uyarımı) sistemi ile faaliyet gösteren Bikfit işletme sahibi ve aynı zamanda işletmesinde antrenörlük yapan Engin Kocaağa, Afyonşehir Gazetesi’ne spor ve spor salonlarıyla ile ilgili bilinmeyenleri ve EMS sistemi hakkında açıklamalarda bulundu. Antrenör Engin Kocaağa, spora ilköğretim okulunda okuduğu yıllarda öğretmeni sayesinde başladığını belirterek Afyonkarahisar’a EMS sistemini ilk getiren antrenör olduğunu ve bu sistemi ilk kullanan spor salonunu 2018 yılında açtığını söyledi. Kocaağa, EMS hakkında, “EMS sisteminde ise giyilebilir prosuit kıyafetler eşliğinde çalışılır ve birden fazla kas grubu aynı anda çalışmaya başlar. Dolayısıyla buradaki sistem danışanın geleneksel sistemden kat kat hızlı sonuç görmesini sağlar. Konvansiyonel antrenmanlarda 2-4 saatte alacağınız etkiyi EMS ile 25 dakikada alabilirsiniz, dolayısıyla zamandan tasarrufu vardır” şeklinde konuştu.

Afyonkarahisar’da ilk EMS sistemi ile çalışan spor salonunun sahibi ve antrenörü Kocaağa, spor ve EMS sistemi hakkında sorduğumuz sorulara içtenlikle şu şekilde cevap verdi:

Sizi tanıyabilir miyiz? Ne zamandır sporla uğraşıyorsunuz, ilgileniyorsunuz? Spora ne zaman, nasıl başladınız?

Ben Engin Kocaağa, Afyonkarahisarlıyım, spora aslında ilköğretim okulunda öğretmenim Recep Uluışık sayesinde başladım, ilk onun sayesinde sporla tanıştım. Bu süreçte Afyon adına il dışında atletizm dalında birçok yarışmalar kazandık ve madalyalar getirdik. Daha sonrasında Uşak Spor Lisesi’ni kazandım. Burayı tamamladıktan sonra ise Akdeniz Üniversitesi Spor Bilimleri Fakültesi Rekreasyon bölümünü kazandım. 2014 yılında ise oradan mezun oldum. Dolayısıyla spor hayatım küçük yaşlarda başladı ve üniversite çağıma kadar devam etti. Şuanda da aktif olarak sporun içerisindeyim.

Fitness ve vücut geliştirme arasında ne gibi bir fark var?

Daha çok günlük rutin hayatta işlerini rahat bir şekilde yapabiliyorsan, zinde bir şekilde yapabiliyorsan, herhangi bir ağrı hissetmeden kendini fit hissederek yapabiliyorsan bunları sağlamanın en büyük yolu fitnessdan geçer. Vücut geliştirmede ise kişinin daha çok görsel olarak kendini daha güzel hissetmesi için, kaslarını güçlendirmesi için yaptığı spordur. Dolayısıyla fitnessda bir kişinin herhangi bir hidrolik sistemin altına girmesine gerek yok. Vücut geliştirmede ise hipertrofi sağlayabilmek için daha çok ağırlık sistemlerini ve ağırlık idmanlarını yapması gerekir.

İnsanlar neden spor yapmalı ve neden sporu tercih etmelidir?

Spor insanın sağlıklı bir şekilde yaşamını sürdürebilmesi için gerekli. Bugün baktığımızda kişiler hastanelere fiziksel ağrıları yüzünden başvuruyor, spor yapmadığından, aktif olmadığından kalp ve damar rahatsızlıkları yaşayabiliyor, fiziksel ağrılar yaşayabiliyor. Spor yapan kişinin vücudu hem serotonin hem de endorfin salgılar. Dolayısıyla kişide mutluluk hormonu daha yüksek olur. Her zaman diyoruz ya hastalığın yarısı fiziksel ise yarısı da psikolojiktir. Kişi stres altındayken hastalığı kat kat artıyor. Spor kişiye mutluluk verdiği için kişinin hastalığını yüzde elli yani yarı yarıya da olsa etkiliyor. Herkesin spor yapması gerekir, daha sağlıklı olması gerekir. Bu yüzden herkesin spor yapmasını öneririm.

Spor öncesi ve sonrasında nasıl bir beslenme tablosu uygulamalıyız?

Beslenme ile ilgili bugün çoğu antrenör küçük önerilerde bulunabilir ama bu doğru mu dersek doğru değildir. Herkes kendi işini yapmalıdır. Burada ise diyetisyenin önemi ortaya çıkıyor. Aslında bütün spor salonlarının bir diyetisyen ile çalışması gerekir ve zorunlu halde olması gerekir. Bizler spor geçmişi olan insanlarız o yüzden öneriyoruz diyoruz ki ‘Spordan 2 saat önce yemek yemeyin, spor esnasında sıvı tüketimine önem verin, spor sonrasında bir saate kadar kaybettiğiniz sıvıyı tekrar kazanabilmek için tekrar su alın’ gibi küçük küçük önerilerde bulunabiliyoruz. Peki bu doğru mudur, bence doğru değildir. Bir diyetisyenle çalışmak bu aşamada en önemli olan şeydir.

Spor yapan kişiler ek gıda ve sporcu besin takviyesi alabilir mi, buna nasıl bakıyorsunuz?

Bunların kullanımı doktor eşliğinde yapmak en önemlisi, bizler birer doktor değiliz. Bizler birer antrenörüz ve bu alanda da yanlış kullanımlarda neler olabileceğini hiçbirimiz bilmiyoruz. Dolayısıyla hangi protein tozunun bize iyi geleceğini bilemeyiz, bireyin bir hastalığı var olabilir, o yüzden doktorun bunları bize önermesi daha önemli. Ben bunların kullanımına karşıyım. Açıkçası insanın doğal yollarla kendini, vücudunu ve kaslarını geliştirebilmesi daha önemli. Spor yapıyorsak önceliğimizin sağlık olması gerekir. Vücut yaparken de bunlara dikkat etmek gerekir. Doktor eşliğinde kullanılmasını tavsiye ederim.

Spor salonunu neye göre nasıl seçmeliyiz?

Öncelikle spor salonunu seçerken ne istiyoruz, beklentimizin ne olduğuna karar vermeliyiz. Vücut mu yapmak istiyoruz, sağlıklı bir vücuda mı sahip olmak istiyoruz yoksa performansımızı artırmak istiyoruz bunlara yönelik seçimler yapmalıyız. Spor salonu dediğimizde ve Afyon’a baktığımızda genel olarak spor salonları aslında vücut geliştirme salonları olarak karşımıza çıkıyor. Çünkü kişiler gittiklerinde daha çok kas gelişimine yani hipertrofiye önem veriyor. Vücudum daha iri dursun, kaslarım daha dolgun dursun, daha güzel gözükeyim diye uğraşıyorlar. Kas gelişimi istiyorsan bir vücut geliştirme salonuna gitmen gerekir. Benim idolüm Bruce Lee çünkü kasları o kadar iri bir sporcu değildir ama yapamadığı bir hareket yoktur, fittir bu yüzden her hareketi yapabilir. Bugün bir vücut geliştirmeciye, profesyonel anlamda vücut geliştirme yapan kişiye sırtının tam ortasına bir kağıt yapıştırırsak ve dön bunu al desek bunda zorlanır ama fit bir insan bunu çok basit bir şekilde alabilir. O yüzden bizim burada ne istediğimiz önemli. Kendimizi fit hissedip daha sağlıklı mı olmak istiyoruz, yoksa vücut geliştirmek mi istiyoruz, yoksa performans mı geliştirmek istiyoruz öncelik bizim ne istediğimiz açıkçası bizim salon seçimimizde.

Spor salonlarında yaş sınırı var mı?

Hangi spor salonunda olursa olsun yaş sınırı 18’dir. 18 yaş altı için veli onayı olamadan hiçbir spor salonu çalıştıramaz. Veli onayı olacak ki küçük çocukları çalıştırabilsin. Bizim buradaki sistemden bahsedecek olursam 18 yaş altını, bizde veli onayı ile alıyoruz. 18’den sonra geriatri dönemine kadar kişinin spor yapabileceği tek yer aslında Afyondaki bu salon. Çünkü orta yaş grubu ve ileriki yaş grubundakilerin sakatlık riski yüksektir. Şimdi hidrolik sistemin altına girdiğinde dolayısıyla eklemlere yük daha fazla biner. Buradaki yani Bikfit’teki sistemde ise kişi kendi ağırlıyla çalışır bu yüzden buradaki sakatlık riski sıfırdır ve buradaki gelişim süreci de daha hızlıdır. Mesela geriatri dönemindeki bir kişiyi hidrolik sistemin altına koyarsak bu sefer sakatlık riski ortaya çıkacak. Burada ise öyle bir şey yoktur. Bizim salonumuzda 18 yaş altı hariç herhangi bir yaş sınırımız yok.

Danışanlarınızdan sağlık raporu talep ediyor musunuz?

Buraya gelen her kişiden sağlık raporu talep ediyoruz. Danışanlarımızın herhangi bir kalp rahatsızlığı var mı, kanser tedavisi var mı, epilepsi geçirmiş mi veya hamilelik durumu var mı bunlar bizim için çok önemli.

Siz spor hocalarının bu işi yapması için her hangi bir belge isteniyor mu?

Gençlik Spor Bakanlığı’nın çatısı altında bir sürü antrenörlük belgesi verilen birimler var. Örneğin bizdeki Electric Muscle Stimulation (EMS) Türkçesi elektriksel kas uyarımı sistemi Türkiye Cimnastik Federasyonu’na bağlı bir antrenman metodu. Bunun için bizim öncelikle cimnastik federasyonundan bir belge almamız gerekiyor. Bu belge içinde belirli sınavlara giriyoruz, belirli uygulamalı sınavlardan geçiyoruz. Daha sonrasında ise salonu açmak için şehrimizde bulunan çeşitli birimlerden belgeler almamız gerekiyor. En sonunda ise Gençlik ve Spor İl Müdürlüğü’ne başvuruyoruz.

EMS sistemi nedir?

Electric Muscle Stimulation dediğimiz bir sistem Türkçe karşılığı elektriksel kas uyarımı sistemi demek. EMS aslında bir çatı, bu çatının altında bir sürü sistem var. Diğer EMS sistemleriyle buradaki sistem çok farklı bu yüzden çok karıştırıyorlar. Aslında birbirlerinden uç noktada ayrılıyorlar. Buradaki sistem tamamen profesyonel futbolcuların kullandığı bir sistemdir. EMS, vücuttaki kas kütlelerini arttırmak amacıyla çok tercih edilen bir yöntemdir. Cazip olan yanı, 30 dakikalık uygulama ile saatlerce spor yapılmış gibi etki yaratmasıdır. Kas kitlesi arttıkça vücut daha fit ve biçimli bir hal alır ve kilo vermek kolaylaşır. Zayıflama amacı ile yapılan diyetlerin başarısını artırır.

EMS sistemi ile yapılan sporun geleneksel sporlardan farkı nedir?

Geleneksel egzersizlerde kişi minimum 1-1.5 saat arası çalışır. EMS sisteminde ise giyilebilir prosuit kıyafetler eşliğinde çalışılır ve birden fazla kas grubu aynı anda çalışmaya başlar. Dolayısıyla buradaki sistem danışanın geleneksel sistemden kat kat hızlı sonuç görmesini sağlar. Buradaki gelişim açıkçası biraz daha fazladır. EMS sistemi bu şekilde çalışır.

Hangi gruplar veya bireyler EMS sisteminden en çok fayda sağlar?

EMS’de sonuç almadan çıkmak diye bir şey yok. Biz bu sistemde bize gelen üyelerimizde 8 seansta 1 beden minimum sıkılaşma garantisi, güçlenme garantisi ve fiziksel ağrılardan kurtulma garantisi veriyoruz. Peki bunu nasıl yaptığımızı ekleyecek olursak kullandığımız sistem kasların aynı anda çalışmasını sağlıyor. Bunun yanında vücudunda sırt ağrısı, bel ağrısı, duruş bozukluğu gibi şeyler varsa bunların da bu sistem ile geçtiğini, iyileşme sağlandığını danışanımız kendisi fark edebiliyor. EMS günümüzde zayıflamak için kullanılır, kas gelişimi için kullanılır, varsa kişinin vücudunda selülit ve varis gibi problemler bunlar için kullanılabilir.

EMS sistemini kullanırken nelere dikkat edilmelidir?

EMS sistemini kullanmak isteyen üyelerimiz ilk olarak geldiğinde sağlık raporu talep ettiğimiz için kişinin kendisinde herhangi bir olumsuzluk yaratabilecek bir etken görürsek bu sistemi kullanmaya doktor onayı olmadan zaten başlatmıyoruz. Bu yüzden EMS sistemini kullanmadan önce üyemizin 2 saat öncesinde yemek yememesi gerekiyor, sıvı tüketimini artırması gerekiyor. Örnek verecek olursak eğer arabanın benzini yakabilmesi için neye ihtiyacı var, havaya ve suya. Bizimde burada kişiden istediğimiz tek şey egzersiz öncesi ve egzersiz esnasında sıvı tüketimini artırması ve nefes egzersizini yapmasını istiyoruz. Vücudumuzdaki yağları yakabilmemiz için nefes egzersizi çok önemli.

EMS sistemi ile spor yapanlar hangi antrenmanları yapıyor?

Üyemiz geldiği zaman ilk olarak 5-10 dakika kardiyo çalışması yapıyor. Kardiyo çalışmasında eliptik bisiklette veya normal bisiklette antrenmanını yapabiliyor. Daha sonra kuvvet antrenmanında çalışıyor. Burada hidrolik sistemli fitness aletleri yok ve kişi bunlarla çalışmıyor. Dolayısıyla kişiler burada kendi vücut ağırlığıyla, TRX dediğimiz direnç ve güç bantlarında çalışıyor. Bunun dışında fitness tahtalarıyla, çeşitli dambıllarla, halatlarla çalışmalar yapabiliyor. Kuvvet antrenmanları yine birebir antrenörler eşliğinde gerçekleştiriliyor. Prosuit kıyafetlerimizde kas gruplarının üzerine gelecek şekilde pedler var. Kişiye bunu giydirdikten sonra göğüs, karın, ön bacak, arka bacak, biceps, triceps, sırttaki alt kas grubunun hepsine ayrı ayrı uyaran gönderebiliyoruz. Bundan dolayı burada gelişim biraz daha hızlı oluyor.

EMS sistemi ile spor yapmanın faydaları nelerdir?

Kan dolaşımı ve metabolizmayı hızlandırır dolayısıyla selülit görünümünde azalma olur. Eklemlerde sıfır yük ve hipertrofi kazandırır. Antrenmanın ilk anından itibaren kas gruplarına ulaşarak daha hızlı ve daha etkili sonuçlar alınmasını sağlar. Duruş bozukluğunu önler, kilo kaybına yardımcı olur. İncelme, sıkılaşma ve kas güçsüzlüğüne bağlı bel-boyun ağrısına iyi gelir. Konvansiyonel antrenmanlarda 2-4 saatte alacağınız etkiyi EMS ile 25 dakikada alabilirsiniz, dolayısıyla zamandan tasarrufu vardır. Sinir hasarı nedeniyle kasın uyarılamadığı durumlarda beynimizin gönderdiği zayıf elektrik akımlarını EMS dışarıdan kaslara ileterek kasların kasılıp gevşemesini sağlamış olur. Zindelik sağlar, hormonel salınım olan serotonin ve endorfini arttırarak mutluluk sağlar.

EMS sistemi ile ilgili yaygın yanlış anlamalar nelerdir ve bunlar nasıl düzeltilebilir?

Yanlış anlamalar bugünlerde en çok karşılaştığımız şey aslında. Afyonkarahisar’da ilk defa bu sistemle biz faaliyet gösteriyoruz, Türkiye Cimnastik Federasyonu’na bağlı olarak.  Afyon’da şu anda tek yetkili salon biziz ve aktif antrenör olarak sadece ben varım. Afyon’da genellikle güzellik salonlarındaki sistemler ile bizim sistemimiz karıştırılıyor. Güzellik salonlarındaki EMS sistemi ile aslında sadece karın bölgesine uygulama yapılıyor. Bizim sistemimiz profesyonel anlamda kullanıldığı için tamamen daha fazla fayda sağlıyor.

EMS sistemi ile ilgili yeni teknolojiler ve değişimler neler?

Teknoloji kendini yeniledikçe EMS sistemi de kendini yeniliyor. Bizim kullandığımız sistemimizde sürekli yenileniyor. Probody sistem kullanıyoruz, Türkiye’nin ilk yerli sistem cihazlarını üreten firma. Bu yüzden tamamen yerli ve milli bir sistem. Sistemimize 2 ayda bir güncelleme geliyor, yeni yeni akım modları getiren bir sistem.

EMS sistemi ile düzenli olarak spor yapan birinin antrenman programı nasıl olmalıdır?

Bizim önerdiğimiz ilk başta kişinin vücudunun alışabilmesi için haftada 2 gün 25 dakika. Daha sonra kişinin vücudu fit olmaya başlar, kondisyon ve koordinasyon kazanır bu süreçten sonra danışanımız haftada 3-4 gün bu antrenmanları yapabilir. Bu süreçte de zaten küçük küçük spor öncesi yapması gerekenler ve spor sonrası yapması gerekenler olmak üzere beslenme önerileri verebiliyoruz. Ama önemli olan bizim verdiğimiz beslenme önerileri değil diyetisyenlerin verdiği beslenmedir.

EMS sisteminin geleceği hakkında ne düşünüyorsunuz?

EMS sistemi aslında bahsettiğim gibi yeni bir sistem. Ülkemize 2011 yılında girdi, 2018’de tam olarak kullanılmaya başlandı. Pandemi sürecinde de iyice benimsendi ve tanındı. Artık günümüzde biraz önce bahsettiğim gibi profesyonel sporcular kullanıyor. Beşiktaş, Galatasaray, Fenerbahçe gibi çoğu kulüp sakatlık sürecinde olan sporcularının sakatlık süreçlerini kısaltıp bir an önce eski performanslarına kavuşabilmeleri için bu sistemi kullanıyor. Aslında EMS’nin en büyük artısı zaman. 25 dakika haftada 2 gün diyoruz. Çünkü insanlarımızın açıkçası artık zamanı yok. Eşlerin ikisi de çalışıyor, çocuklar okula gidiyor, günlük yaşamından arta kalan zaman olursa vakit bulabilirse spora gidecek 1-1,5 saat çalışacak ama EMS sisteminin artısı da burada ön plana çıkıyor. 25 dakika dediğimiz şey markete gidip geliyorum dediğinde aslında spor yapmış, gelmiş olunabilir. Bizim sistemimiz kişinin zamanından çalmadan en kısa vakitte, en iyi sonucu almasını sağlıyor. Bekir Turan Vural-Kadir Aydın (Özel Haber)