Metabolik olarak vücutta bulunan su miktarı, vitamin, mineral değerleri ve kas kütlelerinin hızlı kilo vermede vücudu olumsuz bir şekilde etkilendiğini belirten Diyetisyen Kadir Gezen, doğru bilinen beslenme yanlışları ile ilgili olarak Afyonşehir Gazetesi’ne özel açıklamalarda bulundu. Gezen, “Yaklaşık bir kilogram yağ yakmak için 7 bin kalorilik bir açık oluşturulması gerekiyor. Danışanlarım bazen ‘1 ayda 15 kilo vermem gerekiyor’ diye talepleri oluyor ve hızlı kilo vermek en büyük diyet yanlışlarından bir tanesi. Metabolik olarak sizin vücudunuzdaki su miktarı, vitamin ve mineral değerleri, kas kütlesi bunlar kesinlikle çok çok olumsuz etkileniyor ve verilen kilo ivedilikle, çok hızlı bir şekilde geri alınıyor. İkinci nokta ise bu şok diyetler, tek yönlü beslenmeye sebebiyet vererek ‘Komşum bu diyeti yapmış işte bende yapmalıyım’ diyen vatandaşlar var. Halbuki komşusu 30 yaşında herhangi kronik rahatsızlığı bulunmayan birisi ama kendisi 50-60 yaşında fakat onun yaptığı programı yapmaya çalışıyor yani biz buna ‘Komşu Diyeti’ diyoruz. En büyük yanlışlardan bir tanesi de başkasının bir beslenme programını uygulamak. Üçüncüsü profesyonel bir destek almasına rağmen liste dışı veya daha az ölçülerde beslenmeye çalışmak. Maalesef bunun metabolik olarak geri dönüşleri çok tehlikeli oluyor. Özellikle metabolizmanın yavaşlaması, kronik kabızlık gibi problemlerin oluşması, bağırsaklara zarar verilmesi ve sindirim sisteminin zarar görmesi diyebiliriz. Piyasada hızlı kilo vermek için lanse edilen ya da bu şekilde kullanılan bitki çaylarının çoğu karaciğerde ve böbrekte hasarlara sebebiyet verebiliyor, en büyük yapılan yanlışlardan bir tanesi de budur. Aynı şekilde özel kilo vermek için piyasaya sürülen kahve türleri var ve bunların çok büyük şekilde rağbet görmesi bence çok tehlikeli ve çok ciddi yanlışlar” diye konuştu.
Diyet programları hazırlarken kişinin bünyesine uygun ve sağlıklı olmasının yanı sıra kişisel isteklerini nasıl karşılayabiliyorsunuz?
Danışanlarının en çok hızlı kilo vermek veya sahip olunan rahatsızlığın çok hızlı bir şekilde geçmesini talep ettiğini belirten Diyetisyen Gezen, “Özellikle ilk etapta değerlendirdiğimiz şey danışanın gerçekten buraya hangi amaçla geldiği. Çünkü bu amaçlar doğrultusunda eğer ki bir talebi var ise mümkün mertebe bunu hayatında adapte edebileceği bir nokta ise elbette ki programları uygulama noktasında bunları sağlayabiliyoruz. Fakat bir kronik rahatsızlık durumu var ise veyahut öncesinde yaşadığı her hangi bir metabolik bir rahatsızlık var ise talep ettiği besin grupları, uygulayacağımız diyet türü bunu yapmamıza engel ise açıklayarak bu durumu neden yapamayacağımıza, sağlık noktasında bize nasıl olumsuz bir geri dönüş sağlayacağını noktasında açıklama yaparak, yapmaya da biliyoruz. Burada talepler genellikle çok hızlı kilo vermek veya sahip olduğu rahatsızlığın çok hızlı bir şekilde geçmesi. Çok hızlı kilo vermek maalesef doğru bir şey değil ve bu istedikleri çokta mümkün değil. Rahatsızlıklarının çok hızlı şekilde geçmesi ise özellikle kan değerleri minimum 2-3 aylık bir beslenme düzeninin oturtulması ile beraber geçebilecek şeyler. Bu yüzden talepleri aynı bu şekilde sizlerle konuştuğumuz gibi danışanlarımıza anlatıp ondan sonra adapte etmeye programımıza eğer uygunsa çalışıyoruz” ifadelerini kullandı.
‘DİYET İLE BİRLİKTE EGZERSİZ VE SPOR ÖNERİYORUZ’
Diyetisyen Kadir Gezen, yaptığı önemli açıklamaların devamında ise şunları söyledi: “Birde diyetle beraber danışanlarımıza her zaman egzersiz ve sporu da öneriyoruz. Hızlı kilo vermek için diyete de başladım spora da başladım diyen danışanlarımız var ama bir anda vücudunuza kaldırabileceğinizden daha fazla yük yüklemekte bu süreçte yani diyetle alakalı yapılan yanlışlardan bir tanesidir. Son olaraktan diyet denilince insanlarımızın aklına maalesef artık ‘Ben şunu yiyemeyecek miyim? Artık bunu tüketmeyecek miyim? Ömrümün sonuna kadar hiç tatlı yiyemeyecek miyim?’ diyenler var, elbette ki böyle bir şey yok. Diyet dediğimiz kavramın içerisinde kişi bu zamana kadar nasıl bir beslenme planı uygulamış, burada yaptığı hatalar ne biz bunu hayatının devam ettirebileceği bir adaptasyon nasıl sağlayabiliriz. Bunlar üzerinde konuşup planlama yapıyoruz. Kısıtlama oluyor mu diye soracak olursanız elbette ki oluyor ama bunlar çok majör ciddi rahatsızlıkları olan ve kesinlikle o besinleri veya besin gruplarını tüketmemesi gerekenlerde yapıyoruz. Genel olarak diyet kavramının, sağlıklı beslenme kavramıyla eşleştirmek ve diyet kelimesini ortadan çıkartmak gerekiyor. Şuan için en çok üzerinde durduğumuz yanlışlar bunlar diyebilirim.
‘BESİN SEÇİMLERİMİZDE MAALESEF BİR TEK YÖNLÜ BESLENME VAR’
Beslenme alışkanlığında özellikle kendi memleketimden örnek verecek olursam, biz yemek yemeği çok seviyoruz ama besin seçimlerimizde maalesef bir tek yönlü beslenme var. Bu tek yönlü beslenmeden kastım aslında hamur işi, tatlılarımızdan ekmek kadayıfımız şerbetli ve hamurdan ibaret ya da yemeklerimizde genellikle et kullanıyoruz. Böyle bir zeytinyağlı sebze yemeği gibi tercihlerimiz yok. Özellikle, yapılan bu seçimlerinde bizim hatalarımızdan bir ya da bir kaçı. Bunları insanlara daha çok farkındalık yaratma konusunda biraz daha Akdeniz usulü bir beslenme veya rahatsızlıkları doğrultusunda beslenme programı uygulamaya çalışıyoruz. Yapılan en büyük buradaki hata danışanlarımıza bunu aktardığımız zaman her hangi bir kısıtlama olmaksızın sağlıklı ve dengeli bir beslenme oturtmaya çalışıyoruz dediğimizde bunu da yine “Her şeyi fütursuzca yiyebiliriz” noktasında algıladıkları için bur noktada düzeltmeye ihtiyaç duyuyoruz. Toplum olarak sadece şehrimizden ziyade ülke olarak da baktığımızda çok zengin bir Anadolu mutfağına, yemeklerine ve kültürüne sahibiz. Sağlıklı ve dengeli beslenebileceğimiz bir sürü yemek çeşidimiz ve inanılmaz lezzetli yemeklerimiz var ama nedense biz daha çok tatlı, hamur işi, paketli gıdalar bunlara yöneliyoruz. En büyük yapılan hatalar maalesef bunlar.
‘BİR TEK BESİN TÜRÜNÜ SEÇİP KESİNLİKLE ONUN ÜZERİNE GİTMEMEK GEREKİYOR’
Sağlıklı beslenme ilk etapta da söylediğim gibi yeterli ve dengelidir. Bir tek besin türünü seçip kesinlikle onun üzerine gitmemek gerekiyor. ‘Ben protein ağırlıklı besleniyorum, ben sadece sebze yiyorum’ diyenler var. Bu tabii ki veganlara veya vejetaryanlara eleştiri ya da yanlış yapıyorlar noktasında bir söylem değil. Fakat yeterli ve dengeli beslenme noktasında en net bir şekilde önerebileceğim şey tabağınızı ve menünüzü çeşitlendirin noktasında olacak. Bu çeşitlendirmekten kastımda sultan sofraları kurmaktan bahsetmiyorum tabiki. Biz her gün sebze yemek ya da her gün et yemek yerine soframızda bakliyatlara da yer verebiliriz, tahıl grubuna da yer verebiliriz. Çünkü bunlar aynı zamanda lif içeriği sayesinde bize uzun süre tokluk sağlayıp kan şekeri dengemizi sağlıyorlar. Bu şekilde haftalık bir planlama ya da bir yemek düzeni örneği verecek olursak haftada muhakkak ki bir beyaz etimiz, balığımız, kırmızı etimiz olmalı. Geri kalan haftanın 2-3 günü zeytinyağlı sebze yemeklerimiz ve bakliyat yemeklerimiz olmalı. Burada en çok yine dikkat edilmesi gereken nokta, özellikle yemekleri pişirme noktasında biz bir sebze yemeği pişiriyorsak ve bunu tereyağı ya da ayçiçeği yağı ile pişiriyorsak sağlığımıza olan katkısında maalesef elimizin tersiyle bir kenara itmiş olacağız. Yemekleri pişirme yöntemleri ve kullandığımız diğer çeşitler çok önemli. Bu sebeple sağlıklı beslenmede özellikle doymamış yağ içeriği olan bitkisel yağlardan zeytinyağını özellikle kullanmayı öneriyoruz. Doymuş yağlardan kaçınmayı tavsiye ediyoruz. Doymuş yağlardan da kastımız tabiki paketli yağlardan olan tereyağı, margarin, sana yağı tarzındaki besinler oluyor. Et yemeklerini özellikle yaparken ızgara, buğlama, fırında şeklinde öneriyoruz. Çünkü hayvansal protein kaynakları kendiliğinden bir yağ içerdikleri için ekstra bunların içerisine eklenecek bir yağ özellikle kolesterol, damar tıkanıklıkları ve kalp-damar rahatsızlıklarına sebebiyet verebiliyor. Düzenli bir beslenme şeklimizdeki en önemli öğün şuanda kahvaltı noktasında atlanılmaması gerektiğini düşünen bir diyetisyenim. Çünkü gün içerisindeki enerji dengenizdeki almanız gereken enerji dengesini öğünlere böldüğünüzde en çok yaşanan problemlerden bir tanesi gece yemeleridir bunların önüne geçersiniz. Günlük enerji ihtiyacınızı eşit öğünlere böldüğünüz ve sağladığınız içinde bu yeterli ve dengeli beslenme planını sağlamış olursunuz.” Bekir Turan Vural-Kadir Aydın