‘Uluslararası İki Dillilere Türkçe Öğretimi Çalıştayı’nda konuşan Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş, Türkçenin yaşatılmasına katkılar sunacak çalıştayın düzenlenmesinde emeği geçenlere teşekkür eden Göktaş, “Bilimsel çalışmalar, ana dil eğitiminin, bireylerin bağımsız düşünme, doğru anlama ve kendini ifade etme yeteneklerinin gelişiminde önemli bir etken olduğunu gösteriyor. Bu anlamda, bir insanın öncelikli olarak ana dilini en iyi şekilde öğrenmesi hayatının ve geleceğinin şekillenmesinde de çok belirleyici oluyor” diye konuştu.
‘ÇOCUKLARIMIZIN KÜLTÜRÜMÜZDEN, DEĞERLERİMİZDEN KOPMAMALARI GEREKİYOR’
Anavatanından uzakta doğmuş, büyümüş ve hayata atılmış bir ailenin çocuğu olarak çalışmaların ne kadar kıymetli olduğunu kendisinin de tecrübe ettiğini kaydeden Göktaş, “Ana dil eğitimi, yurt dışında yaşayan çocuklarımızın kültürümüzden, değerlerimizden kopmamaları açısından kritik bir öneme sahiptir. Bunun yanı sıra ana dil eğitiminin aynı zamanda yabancı dil öğrenmede de kolaylaştırıcı bir etkisi vardır. Çocuklarımıza güçlü bir ana dil eğitimi sunmak, onların eğitim ve sosyal hayatlarındaki başarılarını da doğrudan etkileyen bir unsurdur. Bu amaçla Almanya, Hollanda, Avusturya ve Belçika’da yıllar önce okullarda ana dilde eğitim dersleri verilmekteydi” ifadelerini kullandı.
‘SAĞLIKLI NESİLLERİN SÜREKLİLİĞİ VE DEVAMLILIĞI DA AİLE İLE SAĞLANIR’
Bakan Göktaş, çocukların Türkçeyi etkili şekilde öğrenmeleri ve kullanmalarında ailelerin de rolünün önemli olduğunu, tıpkı aile arasında kurulan güçlü bağlar gibi toplumla da güçlü ve sağlam bir iletişimin ana dille kurulduğunu ifade etti. Ana dilin aile içindeki iletişimde ve ana yurt ile bağların sürdürülmesinde önemli rol oynadığına dikkati çeken Göktaş, şunları söyledi: “Çocukların ebeveynleri, büyükanne ve büyükbabalarıyla çok dilli bir ortamda etkili bir iletişim kurmasına olanak tanır. Böylece nesiller arası bağları da güçlendirir.” görüşünü paylaştı. Ailelerin bu süreçte yer almalarına ayrıca önem verilmesi gerektiğini vurgulayan Göktaş, şöyle devam etti: “Çünkü kimlik ailede gelişir. Sağlıklı nesillerin sürekliliği ve devamlılığı da aile ile sağlanır. Milli ve manevi değerlerin kuşaklar arası aktarımı ancak aile ile mümkündür. Bu nedenle Bakanlık olarak, hizmetlerimizin ve politikalarımızın odağında aile bulunuyor. Aile yapısı ne kadar güçlü ve sağlam olursa evlatlarımızın geleceği de o kadar umut dolu ve refah içinde olur. Aile ne kadar güçlü olursa, toplum da o kadar güçlü olur. Bu inançla bugün, ‘güçlü birey, güçlü aile, güçlü toplum, güçlü Türkiye’ hedefimiz doğrultusunda çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Geçtiğimiz hafta detaylarını açıkladığımız Ailenin Korunması ve Güçlendirilmesi Vizyon Belgesi ve Eylem Planı’mızla bu alandaki çalışmalarımıza yeni bir boyut kazandırdık. Eylem planımız kapsamında belirlediğimiz hedefler doğrultusunda çalışmalarımızı başlattık. Atacağımız adımlarla, Türkiye Yüzyılı’nda güçlü aileleriyle güçlü bir Türkiye olma yolunda kararlılıkla yürüyeceğiz.” Haber Merkezi