Afyon’da 15 Temmuz Demokrasi ve Millî Birlik Günü anma programı protokol üyelerinin şehitlik ziyareti ile başladı. Hava Şehitliği’ndeki program, saygı duruşunda bulunulması ve İstiklal Marşı’nın okunmasıyla başladı. Kur’an-ı Kerim okunması ve İl Müftüsü Lütfü İmamoğlu’nun duasının ardından Vali Kübra Güran Yiğitbaşı ve protokol üyeleri şehit mezarlarına karanfil bıraktı. Vali Yiğitbaşı ve beraberindekiler daha sonra Zafer Meydanı’ndaki 15 Temmuz konulu fotoğraf ve kitap sergisinin açılışını yaptı. Sergiyi gezen Yiğitbaşı, ardından yaptığı açıklamada, 15 Temmuz milletin hem kahramanlığı hem de cesaretiyle ölüme meydan okuduğu gün olduğunu ifade etti. Vali Yiğitbaşı, “15 Temmuz hepimizi tekrar iliklerimize kadar Türk milletine ait olmaktan şeref duymamızı onurlanmamızı tekrar tekrar hissetmemizi sağlayan bir gecedir” dedi.
15 TEMMUZ DEHŞETLE İZLEDİĞİMİZ BİR GECEYDİ
Vali Kübra Güran Yiğitbaşı’nın konuşmasından öne çıkan satırbaşları şöyle: “Bugün 15 Temmuz’un 8. yıl dönümündeyiz. 15 Temmuz gerçekten milletimizin hem kahramanlığıyla, cesaretiyle, korkusuzluğuyla, ölüme meydan okumasıyla hepimizi tekrar iliklerimize kadar Türk milletine ait olmaktan şeref duymamızı, onurlanmamızı, tekrar tekrar hissetmemizi sağlayan bir geceydi. Ama aynı zamanda bu ihanet şebekelerini, FETÖ’nün, Fetullahçı Terör Örgütü’nün de kendi insanına nasıl, ruh hastası gibi Mankurtcasına hareket ederek sivil vatandaşlara acımasızca bir katliamı nasıl kurguladıklarını az önce vekillerimizle sohbet ederken konuştuk ve bu milletin iradesine karşı böylesine bir girişimde de nasıl bulunabildiklerini gerçekten dehşetle izlediğimiz bir geceydi, dolayısıyla iki tarafı var.”
BİZİM ÜZERİMİZDEN F16’LAR, JETLER GEÇTİ
Zafer Meydanı’nda açılan sergide resimlerin herkesin şahit olduğu olaylar olduğunu belirten Vali Yiğitbaşı, İstanbul Atatürk Havalimanı’na (Yeşilköy Havalimanı) ailesiyle, 10 yaşındaki oğluyla yürüdüğünü belirterek, “Bizim üzerimizden F16’lar, jetler geçti. 10 yaşındaki oğlum neye uğradığını gerçekten anlayamadı. Ama büyüdükçe daha fazla fark edecek, okudukça o gün yaşanan, o gün neler yapılmaya çalışıldığını o çocuk bizzat çok daha iyi anlayacak, oturacak kafasında. Ama bizler bunu unutturmadan, o gece ne yapılmak istendiğini ve milletin neye izin vermediğini unutturmadan; gençlerimize, çocuklarımıza, sonraki neslimize çok iyi anlatmalıyız. İşte bu 15 Temmuz törenleri, bu demokrasi şöleni, bu milli birlik günü aslında bunları tekrar tekrar hatırlamaya, anmaya, anlatmaya, daha çok birbirimize kenetlenmeye bizleri inşallah vesile kılacak. Onun için biz bu günleri çok önemsiyoruz. Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde, o gün gerçekten büyük bir sınav verildi. Bu milletin de hiçbir zaman kendi iradesine ipotek koymaya çalışanlara, hiçbir zaman fırsat vermeyeceğini o korkusuzluğunu, o ölüme karşı meydan okuyuşunu da her dönemde göstereceğini de tekrar tekrar anlatmış oldu.
MİLLETİMİZLE, ÖZÜMÜZLE GURUR DUYMAYA DEVAM EDELİM
Bu milletin kendi o genlerindeki özgürlük mücadelesini, kendi iradesini sonuna kadar takip etme, sahip çıkma mücadelesini kimse hafife almasın, kimse bununla uğraşmasın. 15 Temmuzlar böyle olmadığı takdirde inşallah bir daha yaşanmayacaktır. Dolayısıyla basınımıza burada çok önemli görevler düşüyor lütfen anlatılmayanı şimdiye kadar birçok hikaye, bence belki çok fazla anlatılamadı, onları sizler anlatın. Bizlerde gençlerimizle, çocuklarımızla daha fazla bu konular üzerinde konuşacak gerçek hayat hikayelerine sahip çıkalım, anlatalım, bilelim ve kendi milletimizle, özümüzle gurur duymaya devam edelim.”