. Ortopedi polikliniklerine en sık başvuru sebebini oluşturan ‘diz ağrısı’ hayatı tehdit eden bir durum olmasa da hastanın günlük işlerini yapmasında büyük bir engel oluşturabiliyor. Ülkemizde çocukluk döneminde ve genç erişkinlerde diz ağrısı en yaygın olarak büyüme ağrıları ile travmalar nedeniyle gelişiyor. 40-65 yaş arasında kıkırdak problemleri ön plana çıkarken, 65 yaş sonrasında ise kireçlenme en sık görülen etken oluyor.
GEÇ KALINDIĞINDA HASAR BÜYÜYEBİLİR
Acıbadem Dr. Şinasi Can (Kadıköy) Hastanesi Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı Doç. Dr. Mirza Zafer Dağtaş, diz ağrılarında “nasıl olsa geçer” veya “hayatımı çok etkilemiyor” düşüncesiyle zaman kaybedilmemesi gerektiğine dikkat çekerek, “Zira geç kalındığında diz ağrısına yol açan etken hastanın yürümesini bile önleyecek kadar şiddetlenebilir ve ağrı sorunu kalıcı hale gelebilir. Bu nedenle ağrı 2-3 gün içinde geçmezse, diz hareketleri kısıtlanmaya başlarsa hekime başvurulmalıdır” diyor. Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı Doç. Dr. Mirza Zafer Dağtaş, doğru tanı ve tedaviyle diz ağrılarının kontrol altına alınabileceğini, hatta bazı tablolarda tümüyle geçebileceğini belirterek, “Diz ağrılarında en zorlanılan hasta grubu kıkırdak hasarı olan hastalardır. Ancak günümüzde kıkırdak hasarı tedavilerinin hızla gelişmesi ve yeni tedavilerin literatüre girmesi sayesinde hastalar sağlıklı dizlere sahip olabilmektedir. Kıkırdak hasarı sorunu olan hastaların sabırlı olmaları ve yaşam tarzlarını tedaviye uygun olarak düzenlemeleri tedavinin başarısını arttıracaktır” diyor.