Sevindirici olansa; tıpta ve teknolojide hızlı gelişmeler sayesinde kalp damar hastalıklarının tanı ve tedavisinde çok önemli ilerlemeler sağlanması! Acıbadem Üniversitesi Tıp Fakültesi Radyoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi ve Acıbadem Maslak ve Ataşehir Hastaneleri Radyoloji Uzmanı Prof. Dr. Ercan Karaarslan “Günümüzde artık kalp damar hastalıklarının teşhisi çok daha erken evrelerde mümkün hale gelmiştir. Örneğin; kalbinizin geleceğinde oluşabilecek sorunlar hazırlıklar dahil sadece 15 dakikada saptanabiliyor, böylece hayati riske yol açabilecek herhangi bir kalp damar sorunu saptanırsa erkenden müdahale edilebiliyor” diyor. Karaarslan, kalp damar hastalıklarının tanı ve tedavisinde yaşanan en yeni gelişmeleri anlattı, önemli uyarılar ve önerilerde bulundu.
KALP HASTALIKLARININ ERKEN TEŞHİS EDİLMESİ ÇOK ÖNEMLİ
Karaarslan “Kalp ve damar hastalıkları, dünya genelinde ve ülkemizde en sık ölüm nedenleri arasında yer alıyor. Çoğu zaman belirti vermeden sinsice ilerleyerek hayati tehdit oluşturabiliyor. Her yıl milyonlarca insanın yaşamını kaybetmesine neden olan bu hastalıkların erken teşhis edilmesi çok önemli hale geliyor. Bu denli önemli ve ciddi sonuçlarına karşı tıpta yaşanan hızlı gelişmeler ve ileri teknolojiler sayesinde, artık kalp damar hastalıklarının teşhisi çok daha erken evrelerde mümkün hale geldi. Erken teşhis, tedavi başarısını artırdığı gibi, kişinin riskleri bertaraf etmesi ve yaşam şeklini düzenlemesi için zaman da sağlıyor” dedi.
BU HASTALARDA UYGUN YÖNTEM OLARAK ÖNE ÇIKIYOR
Kuantum Teknolojili Foton Sayıcı BT ile yapılan kalp anjiyo yönteminin özellikle 40 yaş üzerinde, kalp hastalığı riski taşıyan bireyler, daha önce kalp krizi geçirmiş hastalar ve yüksek kolesterol, hipertansiyon gibi risk faktörlerine sahip kişiler için öne çıktığını belirten Prof. Dr. Karaarslan, bu sayede hastaların kalp krizi riskinin minimize edilerek hayat kurtarıcı bir rol oynadığını vurguluyor. Bu ileri yöntem sayesinde, birçok hastaya geleneksel anjiyo gibi prosedürlere gerek kalmadan tanı konulabildiğine ve tedavi gereken ciddi hastalıklı olguların kardiyoloji kliniğine yönlendirilebildiğine dikkat çeken Prof. Dr. Karaarslan “Bu yöntem kalp damar hastalıklarının erken teşhisini mümkün kılarak hastaların yaşam kalitesini artırıyor, tedavi süreçlerini hızlandırıyor ve ölüm riskini ciddi oranda azaltıyor” ifadesini kullandı.