Jinekolojik kanserlerden korunmak, bu konularda farkındalık kazandırmak amacıyla Avrupa Jinekolojik Onkoloji Derneği ve Avrupa Jinekolojik Onkolojik Hasta Dernekleri Birliği üyesi ülkeler tarafından 2019 yılından itibaren 20 Eylül Dünya Jinekolojik Onkolojik Günü olarak belirlendi. Gün dolayısıyla bilgilendirmede bulunan Kadın Hastalıkları ve Doğum / Jinekolojik Onkoloji Cerrahisi Uzmanı Doç. Dr. Engin Çelik, Türkiye’de ise her yıl 12 bin kadına rahim, yumurtalık, rahim ağzı, tüp, vajina ve vulva kanserlerinden oluşan jinekolojik kanser tanısı konulduğunu, dünyada da her yıl yaklaşık 1,5 milyon kadına jinekolojik kansere yakalandığını, yaklaşık 700 bin kadının da bu kanserler nedeniyle hayatını kaybettiğini belirtti.
DOĞUM ORANLARININ AZALMASI KANSER NEDENİ
Çelik, son yirmi aşı kullanılması nedeniyle yılda rahim ağzı kanserinin azaldığını ancak rahim, yumurtalık ve tüp kanserlerinin ise obezitenin artması ve doğum oranlarının azalması nedeniyle gün geçtikçe daha fazla kadını tehdit etiğine dikkat çekti. “Ülkemizde de yaygın görülen jinekolojik kanserlerde ölüm oranları yüksek olsa da aslında erken tanı ve tedavi hayat kurtarıyor” diyen Doç. Dr. Engin Çelik, jinekolojik kanserlerin önlenmesinde veya erken tespit edilmesinde düzenli olarak yapılan jinekolojik muayenelerin ve tarama programlarının büyük bir öneme sahip olduğuna işaret ederek, şöyle devam etti: “Bu nedenle her kadın herhangi bir şikayeti olmasa bile 21 yaşından itibaren düzenli olarak muayenesini yaptırmaya özen göstermeli. Ayrıca düzensiz adet kanaması, menopoz sonrasında kanama, cinsel ilişki sırasında ağrı gibi yakınmalarda da mutlaka hekime başvurmalı. Zira önemsenmeyen belirtiler kanserin önemli bir sinyali olabilir.”
RAHİM AĞZI KANSERİ
Çelik, 20 Eylül Dünya Jinekolojik Kanserler Farkındalık Günü kapsamında yaptığı açıklamada şu kadınlarda görülen kanser türleri hakkında şu bilgilere yer verdi: “Rahim ağzı kanseri dünyada üreme çağındaki kadınlarda en sık görülen kanser türünü oluşturuyor. Ülkemizde her yıl yaklaşık 2 bin 200 kadında rahim ağzı kanseri teşhis ediliyor. HPV enfeksiyonu rahim ağzı kanserinin temel nedenini oluşturuyor. Human Papilloma Virüsü’nün yüzde 90’ı vücuda bulaştıktan sonra iki yıl içerisinde bağışıklık sistemi tarafından yok ediliyor. Bağışıklık sisteminden kaçan HPV ise yıllar içerisinde rahim ağzı hücrelerinde çeşitli genetik değişimlere neden olarak kanser öncülü CİN (servikal intraepitelyal neoplazi) olarak adlandırılan lezyonlar oluşturuyor. CİN lezyonları da tedavi edilmezse yıllar içerisinde kansere ilerleyebiliyor. Sigara, bağışıklık sistemini bozan ilaç kullanımı ve çok sayıda doğum yapmak risk faktörlerini oluşturuyor.
Belirtileri neler? Ara adet kanaması, menopoz döneminde kanama, vajinal akıntı, cinsel ilişki sırasında hissedilen ağrı veya acı rahim ağzı kanserinin habercisi olabiliyor.
RAHİM KANSERİ
Rahim kanseri ülkemizde kadınlarda en sık görülen dördüncü kanser türü. Her yıl yaklaşık 6 bin 600 kadında rahim kanseri teşhis ediliyor. Üstelik obezitenin artması, doğum oranlarının azalması ve insan ömrünün uzaması nedeniyle görülme sıklığı giderek artıyor. Rahim kanserinin büyük çoğunluğu endometrium olarak adlandırılan rahim içi zarından kaynaklanırken; Lynch Sendromu, doğum yapmamak, obezite, polikistik over sendromu, diyabet ve ileri yaş diğer risk faktörlerini oluşturuyor. Hamilelik, emzirme ile doğum kontrol hapı kullanımı ise koruyucu etkenlerden.
Belirtileri neler? Genellikle menopoz sonrasında kanama, düzensiz adet kanaması ve vajinal akıntı şikayetleriyle kendini gösterdiği için yumurtalık kanserinden farklı olarak erken evrede teşhis edilebiliyor. Özellikle menopoz döneminde oluşan kanama kendiliğinden dursa bile mutlaka doktora başvurulması gerekiyor.
YUMURTALIK KANSERİ
Yumurtalık kanseri, ülkemizde kadınlarda görülen kanserler arasında altıncı sırada ve jinekolojik kanser nedeniyle oluşan ölümlerin başında yer alıyor. Bunun nedeni ise yumurtalık kanserinin diğer jinekolojik kanserlerden farklı olarak vücuda daha hızlı yayılması ve hastalığa bağlı şikayetlerin ileri evreye kadar belli belirsiz olması. Rutin jinekolojik muayeneyle erken evrede teşhis edilmesi durumunda hastalığı yenebilme şansı çok daha yüksek oluyor. Kısırlık, obezite, sigara kullanımı ve çikolata kisti hastalığı (endometriozis) risk faktörleri olurken; doğum kontrol hapı kullanımı, hamilelik, emzirme ve tüplerin bağlanması riski azaltan etkenleri oluşturuyor. Yumurtalık kanserlerinin yaklaşık dörtte biri başta BRCA mutasyonu olmak üzere genetik hastalıklar nedeniyle gelişiyor. Bu nedenle BRCA mutasyonu saptanması durumunda ailenin diğer bireyleri de bu mutasyonu taşıyıp taşımadıkları açısından test ediliyor ve ihtiyaç halinde koruyucu cerrahi yöntemlerle kanser oluşmadan önlem alınabiliyor.
Belirtileri neler? Genellikle karın şişliği, erken doyma, karın ağrısı, sık idrara çıkma ve adet düzensizliği gibi şikayetler gelişiyor