Türkiye genelinde yapılan bir araştırmaya göre, İsrail’in Hizbullah üyelerine ait çağrı cihazlarını patlatmasının ardından, Türk halkının yüzde 61,7’sinin cebinde taşıdığı telefondan endişe duymaya başladığı ortaya çıktı. Halkın yüzde 78,9’u İsrail’in Lübnan’a savaş ilan etmesini Türkiye için potansiyel bir tehdit olarak değerlendiriyor Areda Survey’in Türkiye genelinde 3 bin 206 kişiyle gerçekleştirdiği araştırmaya göre, İsrail’in Lübnan’da Hizbullah üyelerine ait çağrı cihazlarını patlatmasının ardından, Türk halkının yüzde 61,7’sinin cebinde taşıdığı telefondan endişe duymaya başladığı görülüyor. Ayrıca, halkın yüzde 78,9’u İsrail’in Lübnan’a savaş ilan etmesini Türkiye için potansiyel bir tehdit olarak değerlendiriyor.
‘BİR GÜN BENİM DE CEP TELEFONUM PATLATILABİLİR’
İsrail, Hizbullah’ın üst düzey yönetici kadrolarının kullandığı çağrı cihazlarını gönderdiği bir sinyal ile patlatarak birçok kişinin ölümüne ya da sakatlanmasına yol açtı. Hemen ertesi gün yine Hizbullah mensuplarının kullandığı telsizler de benzer bir yöntemle patlatıldı. Bu iki olaydan sonra cebimizde taşıdığımız cep telefonlarının ya da kullandığımız elektronik cihazların ne denli güvenilir olduğu sorusu gündeme geldi. Peki, Türk halkı bu konuda ne düşünüyor? Areda Survey’in gerçekleştirdiği araştırma Türk halkı cep telefonları ya da elektronik cihazların kullanımına dair endişeli olduğunu ortaya çıkardı. Hizbullah’a ait çağrı cihazlarının ve telsizlerin patlatılmasından sonra toplumun yüzde 61,7’si cebinde taşıdığı telefondan endişe duymaya başladığını ifade ediyor. Endişe duymayanların oranı yüzde 38,3 düzeyinde kalıyor.
TÜRK HALKI İSRAİL’İ TÜRKİYE İÇİN POTANSİYEL TEHDİT GÖRÜYOR
İsrail’in Ortadoğu’daki askeri müdahaleleri, bölge ülkeleri ve halkları üzerinde büyük bir endişe yaratırken, Türkiye’de de bu durum yakından takip ediliyor. Peki, İsrail’in Filistin’in ardından Lübnan’a yaptığı saldırıların Türk halkı üzerindeki etkisi ne oldu? Türk halkının yüzde 78,9’u, İsrail’in Lübnan’a yönelik saldırısının Türkiye için de potansiyel bir tehdit oluşturduğunu düşünüyor. Bu konuda herhangi bir tehdit hissetmeyenlerin oranı ise yüzde 21,1’de kalıyor.