Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

‘Cemevleri ibadethane olursa ödenek alamaz’

Afyon’da gerçekleştirilen ‘Canlarla Buluşma’ programında konuşan Kültür ve Turizm Bakanlığı Alevi-Bektaşi Kültür ve Cemevi Başkanı Özdemir: “Cemevi sadece ibadethanedir dediğimiz zaman sosyal ve kültürel faaliyetlere devletin ödenek ödemesi mümkün olmayacak. Dolayısıyla sadece ibadethane dediğimiz zaman bizim Cemevlerine hizmet götürmemiz mümkün değil”

Afyon’da gerçekleştirilen ‘Canlarla Buluşma’

Kültür ve Turizm Bakanlığı’na bağlı Alevi-Bektaşi Kültür ve Cemevi Başkanlığı tarafından ‘Canlarla Buluşma’ programının 17’ncisi Afyonkarahisar’da gerçekleştirildi. Termal bir otelde düzenlenen toplantıya Vali Yardımcısı Fatih Topuz, Kültür ve Turizm Bakanlığı Alevi-Bektaşi Kültür ve Cemevi Başkanı Alirıza Özdemir, İl Kültür ve Turizm Müdürü Yusuf Altın, Hacı Bektaş-ı Veli Kültür Dernekleri Federasyonu Genel Başkanı Mustafa Güllü, alevi kanaat önderleri ve alevi vatandaşlar katıldı.

CEMEVLERİ KANUNİ STATÜ KAZANMIŞ DURUMDA

Vali Yardımcısı Fatih Topuz, yaptığı konuşmada, “Türkiye’miz geniş bir coğrafya; farklı kültürlere, farklı etnik mezheplere sahip çok zengin bir coğrafyaya sahibiz. Cemevleri de bizim bir parçamız tabii ki” dedi. Topuz, sözlerini şöyle sürdürdü: “Ben daha önceden çalıştığım yerlerde Alevi vatandaşlarımızın yaşadığı ilçeler oldu. Onlarla da bir araya geldik, beraber olduk. Taleplerini yerine getirmeye çalıştık. Önemli olan bir ve beraber olarak aynı coğrafyada yaşama bütünlüğüne sahip olmak. Türkiye Cumhuriyeti demokratik bir devlet. Hepimiz bu coğrafyanın insanıyız. Cemevleri de önceki yıllara nazaran bir kanuni statü kazanmış durumda. Bu da Türkiye için önemli bir kazanım.”

ALEVİ-BEKTAŞİ KÜLTÜR VE CEMEVİ BAŞKANLIĞININ KURULMASINI TALEP EDİYORDUK

İl Kültür ve Turizm Müdürü Yusuf Altın, “Biz sizler için sizler de bizler için hepimiz biriz, varlığımızı devam ettireceğiz” derken, Alevi-Bektaşi Kültür ve Cemevi Başkanı Alirıza Özdemir ise “Biz yıllardır devletin böyle bir kurum kurması gerektiğini ifade etmiştik. Kurulma sürecini de destekledik. Kurumla ilgili bir sürü asılsız sözler ortada dolaşıyor. Bu kurumun sağlam temelleri üzerinde kurulması gerekir, dedik. Kültür ve Turizm Bakanlığı’na bağlı bir kurum olarak uzun yıllar bu görevi bekliyorduk” dedi. “Yasalarda, kanunlarda, mevzuatta ve kuruluş kararnamemizde Cemevleri nötr olarak ele alınmış. Cemevleri ibadethanedir de demiyor, değildir de demiyor.  Bunun da sebebi şu; biz Cemevlerimizde hem kurban kesiyoruz, lokma döküyoruz, cenaze hizmetlerini yürütüyoruz, cem yapıyoruz bunlar bu işin ibadet kısmı hem de sosyal ve kültürel faaliyetler yapıyoruz” diyen Özdemir, sözlerine şöyle devam etti:

CEMEVİ İBADETHANE OLARAK TANIMLANIRSA ÖDENEK MÜMKÜN OLMAYACAK

“Misafirhanemiz, konukevimiz, toplantı salonlarımız, kurslarımız var. Bir sürü sosyal, kültürel ve eğitim faaliyetleri yapıyoruz. Bunu sadece Cemevi sadece ibadethanedir dediğimiz zaman sosyal ve kültürel faaliyetlere devletin ödenek ödemesi mümkün olmayacak. Çünkü itiraz edecekler, diyecekler ki, ‘İbadethaneyse sadece ibadethane kısmı ödensin.’ Bununla ilgili Yargıtay veya Danıştay’ın kararı da var. Diyor ki, ‘İbadethanenin ibadet yapılan yerleri tespit edilsin. Sadece oralara ödenek ayrılsın.’ Fakat bu Başkanlıkla beraber nötr halde bırakıldığı için biz Cemevlerini kompleks olarak, bütüncül olarak ele alıp yatırımlarımızı ona göre yapıyoruz. Dolayısıyla sadece ibadethane dediğimiz zaman bizim Cemevlerine hizmet götürmemiz mümkün değil. Ama biz biliyoruz ki orada kurban kesiliyor, bu ibadet. Bunu kime sorarsanız sorun, bunun ibadet olduğunu söyleyecektir.”

YETER Kİ FAALİYETLER OLSUN, HER TÜRLÜ DESTEĞE HAZIRIZ

Özdemir, sözlerinin sonunda şunları ifade etti: “Türkiye’de şubeler dahil olmak üzere hem dernek hem de vakıf olmak üzere bin civarında Alevi-Bektaşi sivil toplum kuruluşu var. Biz, ilk yıl 175 Alevi-Bektaşi sivil toplum kuruluşunun faaliyetlerini destekledik. İlerleyen yıllarda bunu 500’e ve bine çıkartalım. Yeter ki faaliyetler olsun, Alevi-Bektaşi toplumlar bir araya gelsin, kültürünü ve inancını yaşatsın, bir sonraki nesle aktarsın. Biz, her türlü desteğe hazırız.”