Aile sağlığı merkezlerinde çalışan hekimler, hemşireler ve ebeler ve sağlık meslek örgütleri, 1 Kasım 2024’te yürürlüğe giren Aile Hekimliği Sözleşme ve Ödeme Yönetmeliği’ne karşı 2-6 Aralık tarihleri arasında beş günlük iş bırakma eylemi başlattı. Eylem dolayısıyla İl sağlık Müdürlüğü binası önünde toplanan aile sağlığı merkezlerinde çalışan hekimler, hemşireler ve ebelere konuşan Afyon Aile Hekimleri Derneği Başkanı Dr. Ayhan Karagül, “Eziyet yönetmelikleri değil sağlığa bakan istiyoruz” başlığı altında yaptığı basın açıklamasında “Yapılan düzenlemelerin hiçbiri halk ve hizmet sunan emekçiler açısından kalıcı çözüm getirmiyor. Aile Sağlığı Merkezlerindeki sağlık hizmetleri paralı olma yolunda hızla ilerliyor” dedi.
SORUNLARIMIZI SAĞLIK BAKANLIĞI YETKİLİLERİNE İLETTİK
Ekim ayında yayınlanan Aile Hekimliği Sözleşme ve Ödeme Yönetmeliğinin, halkın sağlığını, hekimlerin ve sağlık emekçilerinin özlük hakları ve çalışma koşullarını iyileştirmek bir yana yaşanmakta olan sorunları daha da derinleştireceğini hemen her kademede Sağlık Bakanlığı yetkililerine ilettiklerini ve 5 temel taleplerini kamuoyuna açıkladıklarını hatırlatan Karagül, sözlerini şöyle sürdürdü: “Kasım ayının ilk haftasında bu yönetmelik geri çekilinceye kadar uyarı niteliği taşıyan üç günlük iş bırakma eylemini gerçekleştirmiştik. Taleplerimiz yerine getirilmediği ve çözüme yönelik kararlar alınmadığı takdirde alanda örgütlü Sağlık Emek Meslek örgütleri ile 2-6 Aralık 2024 tarihlerinde 5 günlük iş bırakma kararını da kamuoyuna duyurmuştuk.
SAĞLIK EMEKÇİLERİNİN İŞ VE GELİR GÜVENCESİ ORTADAN KALDIRILIYOR
Bizler 1. basamakta her gün emek veren hekimler, sağlık çalışanları ve onların örgütleri olarak halkın sağlık hakkına erişimini engelleyen, hekimlerin mesleki özerkliğini yok eden ve sağlık emekçilerinin iş ve gelir güvencesini ortadan kaldıran bu yönetmeliğin geri çekilmesini beklerken, TBMM’ye 25 Kasım 2024 günü bir kanun teklifi sunuldu. 28 Kasım’da komisyonda görüşülerek değişiklik yapılmaksızın Genel Kurula sevk edilen Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununda ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi ile 5258 sayılı Aile Hekimliği Kanununun 5. maddesi ve 5510 sayılı kanunun 68. maddesinde değişiklikler yapılmaktadır.
SAĞLIK HİZMETLERİ PİYASA DİNAMİKLERİNE TESLİM EDİLECEK
Baştan söylemek istiyoruz; bu değişiklikler TBMM’de yasalaşacak olursa birinci basamak sağlık hizmetleri piyasa dinamiklerine tam olarak teslim edilecektir. En son TBMM’ne sunulan yasa teklifi ile etkili ve güvenilir olduklarına ilişkin henüz yeterli bilimsel veriler bulunmayan Geleneksel ve Tamamlayıcı Tıp (GETAT) uygulamalarını aile hekimleri birimlerinde mesai dışında paralı olarak gerçekleştirilebilecek. Nitelikli ve görece daha yüksek maliyetli sağlık hizmetine erişim olanağı olmayan hasta grubunun, etkililiği belirsiz bu yöntemlere kamu eliyle yönlendirilmeleri, toplum sağlığına zarar verebilecek bu uygulamalara duyulan güveni yersiz bir biçimde artıracağı gibi, sosyal devlet ilkesine ve devletin sağlık hakkını koruma yükümlülüğüne aykırıdır. Hep söylediğimiz gibi halkın sağlığı için birinci basamakta bilimsel koruyucu tıp uygulamalarının yaygınlaştırılması gerekirken GETAT uygulamalarının değil.
HASTA İLE HEKİMLER KARŞI KARŞIYA GELECEKTİR
Yine aynı yasa taslağı aile hekimliğinde ücretsiz olarak verilen raporları ücretli hale getirmektedir. Bu durum aile hekimi arkadaşlarımızı ‘parasıyla değil mi raporumu vermek zorundasın’ diyen hastalarla karşı karşıya getirecektir. ‘Olmaz’ demeyin daha kanun geçmeden bir arkadaşımız haksız rapor isteyen hasta tarafından darp edildi. Bu yasa teklifi ile katkı katılım payı artırılmakta halk cebinden daha fazla ödeme yapmaya zorlanmaktadır. Hasta eğer daha az katkı payı ödemek istiyorsa 2. ve 3. basamak sağlık kuruluşuna aile hekimliğinden sevkle gidebilecek. Ancak Eziyet Yönetmeliği 2. 3. Basamağa yaptığı sevklerden dolayı gelirini keserek cezalandırmaktadır. Bu durumda sevk isteyen hasta ile sevk yaparsa gelirinden olacak hekimler yine karşı karşıya gelecektir. Sağlık Bakanlığı bizim de talep ettiğimiz sevk zincirini hastalarla hekimleri karşı karşıya getirmeden, hekimlerin kazancı üzerinden kurmaya çalışmaktadır. Bunu kabul etmiyoruz, etmeyeceğiz.”
YÖNETMELİĞE NEDEN TEPKİ GÖSTERİYORUZ?
Afyon Aile Hekimleri Derneği Başkanı Dr. Ayhan Karagül, “Neden tepki veriyoruz bunu soruyor halkımız” diyerek Aile Hekimliği Sözleşme ve Ödeme Yönetmeliği’ne neden tepki gösterdiklerini de şu sözlerle açıkladı: Entegre hastaneler nöbet ve iş yükü artışı nedeni ile çalışılmaz hale gelmiştir. Kronik hastalık takipleri ulaşılamaz hedefler içermekte. Bilgisayar ekranlarına değil, hastamızın yüzüne bakarak hekimlik yapmak için tepki veriyoruz. Her 6 ayda 1 tüm nüfusun görülmesi isteniyor. Bilimsel kılavuzlara uygun bulmuyoruz. Elimizde telefonla değil yüz yüze hastamıza iletişim için tepki veriyoruz. Sözleşme ve iş güvencemiz elimizden alınıyor. Kafamızda iş güvencesi endişesi ile değil, halkımızın sağlığı endişesi ile hekimlik yapmak için tepki veriyoruz. Akılcı ilaç uygulaması ile hekimler yarış haline sokulmamalı. Günlük ortalama takip ederek değil, doğru dozda doğru ilaç reçete edebilmek için tepki veriyoruz.”
SAĞLIK BAKANLIĞINI BİR KEZ DAHA UYARIYORUZ
Konuşmasının sonunda, “Sağlık Bakanlığını bir kez daha uyarıyoruz. Sorun yumağına dönüşmüş sağlık sistemini performansa dayalı, bilimsel yaklaşımdan uzak yönetmelikler ile düzeltemezsiniz. Alanın öznesi olan bizlerin, hekimlerin ve sağlık emekçilerinin örgütlerinin yapılan değişikliklere yönelik görüşlerimizi ve önerilerimizi dikkate almayarak, yok sayarak ne halk sağlığını geliştirebilirsiniz ne de sağlık emekçilerinin sorunlarını çözebilirsiniz” diyen Afyon Aile Hekimleri Derneği Başkanı Dr. Ayhan Karagül, “Sağlıklı bir toplum, iyi çalışan bir sağlık sistemi için daha önce de dile getirdikleri beş talebimizin hayata geçirilmesi yeterlidir” diyerek, şu ifadelere yer verdi:
SAĞLIK BAKANLIĞINDAN YERİNE GETİRİLMESİ İSTENİLEN TALEPLER
“Kamusal bir hizmet olan birinci basamak sağlık hizmetlerinin fiziki ve tıbbı donanımı ve aile sağlığı merkezleri kamu tarafından sağlanmalıdır.
Halkımıza nitelikli bir sağlık hizmeti sunabilmemiz için yeterli zaman ve olanak sağlanmalıdır. Koruyucu sağlık hizmetlerinin öncelendiği ve ekip anlayışını gözeten bir sistem inşa edilinceye kadar Aile Sağlığı Merkezi sayısı hekim başına 2 bin nüfusu aşmayacak şekilde artırılmalıdır.
Aile hekimliğinde güvencesiz ve kadrosuz istihdamı kabul etmiyoruz. Aile sağlığı merkezlerinde nüfus yapısına göre yeterli hemşire, ebe, teknisyen görevlendirilmeli, aşılama ve diğer koruyucu hekimlik uygulamaları desteklenmeli, geliştirilmelidir. Aile Hekimleri işveren olmamalıdır. Ebe ve hemşirelerin maaş ve teşvik ödeme kriterleri mesleki sorumluluklarının dışında kriterlerden oluşmakta iken Aile Sağlığı Merkezleri’nde çalışan ebe hemşirelerine ödenecek ücret Aile Hekiminin çalışma kriterleri ile değil kendi mesleki sorumluluklarına göre düzenlenmelidir. Aile sağlığı çalışanlarının kanun değişikliği gerektiren tavan ücreti katsayısı arttırılmalıdır.
Aile Sağlığı Merkezleri’n de çalışan hekim, ebe, hemşire ve sağlık emekçilerine emekliliğe yansıyacak tek kalemden oluşan, insanca yaşamaya yetecek düzeyde, izin kullandıklarında, hastalandıklarında, çocuğu olduğunda veya ailesinden biri öldüğünde kesilmeyecek maaş ödenmelidir.
Sağlıkta şiddeti arttıracak düzenlemeler değil şiddetin önlenmesini sağlayacak etkin ve caydırıcı tedbirler alınmasını, etkili şiddet yasası çıkarılmasını ve sağlık çalışanlarının can güvenliğinin sağlanmasını istiyoruz.
Bizler halkın sağlık hakkını, mesleki özerkliğimizi, mesleğimizin onurunu, ekonomik ve özlük haklarımızı savunmaya devam edeceğimizi bir kez daha kararlılıkla vurguluyoruz. Eziyete dönüşen Aile Hekimliği Sözleşme ve Ödeme Yönetmeliğinin iptalini ve mecliste sunulan yasa taslağının geri çekilmesini istiyoruz.
AİLE HEKİMLERİ 5-7 KASIM TARİHLERİNDE DE İŞ BIRAKMA EYLEMİ YAPMIŞTI
Aile Hekimleri Sözleşme ve Yönetmeliği, hekimlerin ve meslek örgütlerinin tüm itirazlarına rağmen 1 Kasım’da yürürlüğe girmiş, aile sağlığı merkezlerinde çalışan hekimler, hemşireler ve ebeler ve sağlık meslek örgütleri, yönetmeliği protesto etmek için 5-7 Kasım tarihlerinde de iş bırakma eylemi gerçekleştirmişti.