‘KANSER AĞRILARI TÜRÜNE GÖRE DEĞİŞİYOR’
Kanser ağrılarının hastayı hekime götüren ilk adım olduğunu paylaşan Güner Ekici, “Ne yazık ki bu ağrılar genellikle hastalığın ileri evrelere ulaşması sonucunda meydana geliyor. Kanser ilerledikçe ağrıların şiddeti ve sıklığı artıyor, özellikle son evre kanser hastaları yüksek derecede ağrılar çekiyor. Tümörün yerine bağlı olarak, çevresindeki doku ve organlara bası yapması sonucu ortaya çıkan bu ağrılara kemoterapi ya da radyoterapi gibi tedavilerin yan etkileri de eklenince hasta için epey zorlayıcı olabiliyor” ifadelerini kullandı. Kanser ağrılarının, kanserin türüne göre değişkenlik gösterdiğini de söyleyen Ekici, “Akciğer kanserinde omuz, sırt ve kol bölgelerine yayılan ağrılar, pankreas kanserinde karın ağrısıyla başlayıp sırta yayılan sinir kökenli ağrılar, beyin kanserinde baş ağrıları, pelvik bölge kanserlerinde kasık ve bele yayılan ağrılar, meme kanserinde ise genellikle sırt, bel ve bacak ağrıları ön planda hissediliyor” açıklamasında bulundu.
‘AĞRIYI ÖNLEMEK İÇİN KANSERLİ BÖLGEDEKİ SİNİRLER DUYARSIZLAŞTIRILIYOR’
Kanser ağrılarının tedavisinde birinci basamağın Dünya Sağlık Örgütü’nün önerdiği ilaç tedavisi olduğuna değinen Uzm. Dr. Aycan Güner Ekici, yaptığı değerlendirmenin devamında ise şu ifadeleri kullandı: “Hafif düzeyde ağrıları olan hastalara ağrı kesici ilaçlar başlanır, ağrının şiddeti arttıkça daha güçlü ilaçlarla tedavi güncellenir. Ağrı kontrol altına alınamıyorsa girişimsel tedavi seçeneklerine başvurulabilir. Buradaki amaç kanserin bulunduğu bölgedeki sinirlerin duyarsız hale getirilmesidir. Bu süreçte oluşan sinir kökenli ağrılarda, sinir blokları ve morfin pompası gibi hasta üzerine yerleştirilen epidural kateter sistemlerinden faydalanılıyor. Cilt altına yerleştirilen epidural port pompasından hastaya morfin bazlı ilaçlar verilerek etkili ağrı kontrolü sağlanabiliyor.”