Lionslar zengin insanlar mı?
Lions kulübüne nasıl üye olunur?
Afyon Zafer Lions Kulübü Kurucu Başkanı Hülya Bilgin Özbek’e, röportajımızın ikinci bölümünde Lionsların zenginlerden oluştuğu ya da aralarına kimseyi almadıkları gibi kamuoyunda dillendirilen konularda görüşlerini sorduk.
Afyon Zafer Lions Kulübü Kurucu Başkanı Hülya Bilgin Özbek, kamuoyunun merak ettiği ve bilmediği için de kimi eleştirilerde bulunduğu ‘Lionsluk’ hakkında ayrıntılı bilgi vermeyi sürdürüyor. Özbek’ten en çok eleştirilen iki konuda görüşlerini aldık. Bunlardan birisi Lions kulübü üyelerinin çok zengin oldukları, diğeri de kapalı bir kulüp oldukları ve aralarına kimseyi almadıkları idi. İlk sorudan başlayalım.
Siz kimlerden oluşuyorsunuz. Zenginlerden mi? Paraya para demeyenlerden mi?
Bu soruyu sorduğunuz için teşekkür ederim. Çünkü bize hep zenginler kulübü diyorlar. Hatta akil kişiler de demişlerdi. Hayır, değiliz. Biz kendi emeğinde işinde olan insanlarız. Bizim üye portföyümüz şu şekilde. Her meslekten bir ya da iki üye alırız. Neden? Yaptığımız aktivitelerde üyelerimizin mesleklerini bilgi birikimini ve tecrübelerinden faydalanmak isteriz. Mesela en son bu gittiğimiz öksüzler dağ köyünde hekim arkadaşımız kendi sağlık ekibiyle birlikte gelip orada diyabet taraması yaptı. Veya bir kadın doğum uzmanı bir doktorumuzla yine bir köy, mahalle fark etmez. İşte kadınlarla ilgili yaşadığı jinekolojik rahatsızlıklarla ilgili destek olabiliyor. Doğum kontrol yöntemlerini anlatabiliyor. Psikolog, psikiyatrist, göz hekimleri. Mesela onlarda bir göz taraması yapabiliyoruz. Biz daha çok eğitim ve sağlık alanında hizmet ediyoruz. Amacımız karşılıksız hizmet etmek. Gerçekten öyle. Bu yaptığımız şeylerin karşılığında kimseden bir şey istemiyor ve beklemiyoruz.
İsteyen herkes üye olabiliyor mu? En fazla her mesleklerden iki dediniz?
Üçüncü bir üye aynı meslek grubundan olmak isterse, mesela iki avukat arkadaşımız var, üçüncü bir avukat gelmek istedi yani üye olmak istedi yardımcı oluyoruz yine. Tabiiki herkes başvurabilir.
Standartlar ve başvuru koşulları nedir?
Bir Lion’un önermesi ve kefil olması lazım. Davet üzerine adaylarımız gelirler. Bir öneren üye olması lazım. Toplantılarımıza davet ederiz. Ayda iki tane toplantımız var. Bellidir günü tarihi saati. Örnek vermek gerekirse, ayın ikinci ve dördüncü haftası salı akşamı toplantımız var diyelim. Çok önemli bir işi yoksa bütün üyelerimiz orada bulunmaya gayret ederler. Bu şekilde üç dört tane toplantıya gelen aday üyemizin katılmasını isteriz. O bizi görsün biz onu görelim. Çünkü bir enerji ve sinerji gerekiyor bir şeyler yapabilmek için. O pozitif bir şekilde o kurumsal bir şey oluşuyor.
Mülakat gibi bir şey mi oluyor?
Hayır, asla öyle bir şey değil. Bir ahenk oluyor. Bir arkadaşlık, aile gibi. İşte bunu bozmayacak bu gruba uyum sağlayabilecek o enerjiyi bizimle oluşturabilecek doku uyuşması. Yoksa burası bir işyeri değil biz de patron değiliz. Tamamen gönüllülük esaslı çalışıyoruz.
Gerçekten tek başına şöyle düşündük biz kurulmadan önce. Ben bireysel olarak bir şeyler yapıyorum. Birilerine dokunmaya çalışıyorum. Birilerine hizmet etmeye çalışıyorum. Bu arada yardım kelimesini hiç sevmiyoruz. Yardım etmek büyük bir durumdur, böyle kocaman gelir insana. Çirkin bir tanım oluyor hep de öyle düşündük zaten.
Bireysel yardım yapıyor musunuz? Ben geldim, bana makarna lazım dersem, verecek misiniz? Yoksa toplumsal amaçlı mı yapıyorsunuz?
Daha çok toplumsal amaçlı. Dediğim gibi biz yardım derneği değiliz. Kömürü yok ona bir kömür alalım ya da gıda yardımı yapalım diye bir düşüncemiz yok. Biz o insanı alıp bir yerlerde çalışmasını sağlarız. Sürekli bir gelirinin olmasına gayret gösteririz. Sağlıkla ilgili bir sıkıntısı varsa tedavisini doktor arkadaşlarımızla birlikte bir hastane de sürekliliğini sağlarız. Paketi verdik tamam ve bitti demiyoruz.
Eğitim kısmında da öyle mi peki öğrencilerle ilgili, burs tarzı?
Tabii tabii. Biz bu sene pek burs işte çocuklar üşümesin ile başladık. Öyle gidiyoruz. Hatta şimdi bahar geliyor önümüz yaz. Çocuklar üşümesin Çiçek Açsın’a dönecek. Yine o çocuklarla köyler de okullarda buluşup neye ihtiyacı varsa biz öğretmenlerle ve muhtarlarla sürekli zaten köye gitmeden önce koordineli diyaloglarla gidiyoruz. Gittiğimiz köydeki çocukların neye ihtiyacı var. O köyün geliri nedir. Geçimlerini ne ile sağlıyorlar. Ya da çocukların ihtiyacı olan nedir. Bütün bunları tespit ederek gidiyoruz. Görüyorsunuz kabanlar alıyoruz. Botlar alıyoruz. Üşümesinler diye bütün çocukların isimleri ayakkabı numaraları beden numaraları bunların hepsi öncesinden planlanıyor alışverişler onlara göre yapılıyor. İsim isim paketlerini hazırlayarak öğretmen ve muhtarlarla hatta bazen bir köyde yaşayan bir kadın aradı beni sosyal medya aracılığıyla ulaştı. Bize de gelir misiniz. Yani sosyal medyanın bu kadar aktif kullanılması çok güzel. İnsanların bize ulaşmaya çalışması çok güzel. Bizde mümkün olduğunca bütçemizde el verdiğince bir şekilde yanlarında olmaya ve ihtiyaçlarını gidermeye çalışıyoruz. Nasıl gideriyoruz hadi çıkartın bir yüzer lirada alalım yapalım gidelim yok. Biz fonlarımızı daha çok bir aktivite ile para kazanarak yapıyoruz. Yani üyelerimizden bu tip paralar toplamak gibi bir şeyimiz yok. Ama şu oluyor. Etrafımızda bizleri bireysel olarak tanıyan sosyal medya da ve basında yaptığımız aktiviteleri gören benim içimde yapar mısınız deyip de kaban ve mont alan ya da para gönderip de benim içinde beş çocuğu ne olur giydirir misiniz diyen arkadaşlarımız var. Çevremizde böyle bir grup var. Ve alındığında yapıldığında iletildiğinde fotoğraflar la bunu istemedikleri halde çünkü sonsuz bir güvenleri var ama biz yinede ulaştığını onlara gösteriyoruz. Köprüyüz. İhtiyaç sahibi ile destek olmak isteyenin arasında köprü vazifesi oluyoruz. Tespit ediyoruz hazırlığımızı yapıyoruz. Falancanın adına gidip filancaya o şeyleri hediyelerimizi verip dönüyoruz.