Güneşli ve sıcak geçen yaz günlerinden sonra soğuk havalar tüm yurdu etkisi altına almaya hazırlanıyor. Kış ayları geliyor, hastalıklar kapıda. Soğuk algınlığı, üşütme, grip derken bağışıklık sistemimiz çöküyor. Bağışıklık sistemimiz çökmeden dengede tutmak mümkün. Birçok cafede satışı yapılan, evde kendinizin de yapabileceği kış çayı bağışıklık sistemini güçlendirirken aynı zamanda güçlü antioksidan özelliği sayesinde de mikroplardan arındırıyor.
Vücut direncinin düşmesi yaraların daha yavaş iyileşmesine, doku iltihaplanmalarına, kaslarda zayıflamalara ve kronik yorgunluk sendromu rahatsızlıklarına neden olabilir. Tam bu noktada devreye giren kış çayları bağışıklık sistemini güçlendirerek hastalıklara karşı etkin bir koruma sistemi sağlar. Kış çayının içindekiler sabit malzemeler değildir. Aktarların ve farklı markaların hazırladıkları kış çayları farklılık gösterebilmektedir. Ihlamur, adaçayı, zencefil, zerdeçal, tarçın, kuşburnu, nane, karanfil gibi bitkiler ve portakal, limon, elma, ayva gibi meyveler kullanılarak hazırlanan kış çayı, bal ile tatlandırıldığında kuvveti bir antioksidan karışımı haline gelir.
HASTA OLMADAN ÖNCE TÜKETİLMELİ
Afyonkarahisar merkezde bulunan aktar Ramazan Aktaş 5 yıldır mesleğin içinde olduğunu söyleyerek kış çayının içerisinde yaklaşık 15-20 çeşit bitkinin olduğunu vurguladı. Hastalıklardan önce kış çayını tüketmemiz gerektiğini belirten Aktaş, “Toplum olarak biz sıkıntı yaşamadan onun çözümünü düşünmüyoruz. Önceden kullansak bünye daha çabuk kendini toparlıyor ve hastalığa karşı bağışıklığımızı daha da kuvvetlendiriyor. Kış çayı genelde insanların bağışıklığını kuvvetlendiriyor. Biz hasta olduktan sonra değil öncesinde içmemiz gerekiyor. Bağışıklık sistemimiz kuvvetlendiğinde hasta olmayacağız bile. Yine de hasta olduktan sonra bile tüketilse 2-3 gün kullanımdan sonra vücudun bağışıklık oranını yükseltiyor ve toparlıyor. İçerisinde en iyi C vitamini var, içerisinde kanı temizleyen antioksidan var, bağışıklık sistemimizi kuvvetlendirecek ürünler var” dedi.
‘KAYNATILMAMALI, NORMAL ÇAY GİBİ DEMLENMELİ’
Bitki çaylarını demlemenin daha dikkat edilmesi gereken husus olduğunu belirten Aktaş birçok insanın yanlış demleyerek bitkinin tüm vitaminini öldürdüğünü söyledi. Aktaş, “Tabi bitkisel olduğu için önemli kısmı bu çayları hazırlamak. Halkımız demleme de yanlışlık yapıyor. Genelde çayları kullanırken kaynatıyorlar. Suyun içerisine atıyor. Kaynamış suyun içerisinde birde kaynatıyor ve onun hiçbir vitamini kalmıyor. Genelde suyu kaynatıp altını kapatıp üzerine atmaları gerekiyor. Normal çay demler gibi üstünü kapatarak 10-15 dakika demlendirdikten sonra tüketmeleri gerekiyor. Bu şekilde tüketilmesi gerekir. Suyun içerine atıp kaynatıldığında hiçbir faydası kalmıyor. Halkımız da şöyle bir yanlış işlem de var. Bitki çayını demliyor. Bunu sabahta içiyor, öğlen de içiyor, akşam da içiyor. Bu yanlış, her seferinde taze demlenmesi gerekir” ifadelerini kullandı.
VÜCUDA FAYDALARI NELERDİR?
Kış çayları, bağışıklık sistemini güçlendirerek vücut direncini artırır ve hastalıklara yakalanma riskini ortadan kaldırır. Balgam söktürücü özelliğe sahip olan kış çayı akciğerlerdeki balgamı sökerek öksürüğü önler ve burun akıntısına faydalıdır. Antioksidan içeriği ile vücut hücrelerine oksijen gidişini arttırır ve yorgunluğu önleyerek canlılık ve zindelik sağlar. Sakinleştirici etkiye sahiptir, stresi engelleyerek depresyonun tedavisinde etkin rol oynar. Astıma faydalıdır, göğüs ağrısını önler. İltihap kurutucu etkisinden dolayı soğuk algınlığı sonucu oluşan bademcik iltihabına faydalıdır. Aktaş kış çaylarındaki bitkilerin ayrı ayrı da tüketilebileceğinden bahsederek şu ifadeleri kullandı: “En iyi çaylardan biri adaçayı antioksidan bir çay. Çünkü vücuttaki en iyi mikrop kırıcı olarak kullanıyoruz. Kekik çayı güçlü bir antioksidan. Tarçın, papatya, melisa genelde kış aylarında tüketilmesi gereken ürünler.”
İNSANLAR SAĞLIĞINA DİKKAT EDİYOR
Herkes gibi pandemiden etkilendiklerini belirten Aktaş, pandemi sonrası alternatif tıp olan bitkilere daha çok eğilim olduğunu vurgulayarak işlerinin yüzde 20 oranında arttığını belirtti. Aktaş, “Pandemiden sonra genelde bitkisel otlara yöneldik. Fiyatlar afaki şekilde yükseldi. Her sektörde böyle uçtu fiyatlar. Pandemiden önce müşteri oranımız yüzde 40’larda iken şuan da yüzde 60’ın üzerine çıktı. İnsanlar için sağlık daha önemli oldu ve sağlıklarına dikkat etmeye başladılar. İnsanlar hastaneye gitmeye korkmaya başladı. Doğa ile çözebiliyorsak çözelim, çözemezsek doktora öyle gideriz diyorlar. Alternatif tıp biraz öne geçti” ifadelerini kullandı. Yurdanur MERGEN (ÖZEL)