Türk mutfağında çiğ etin çeşitli baharatlar ve tuzla kurutulması ile yapılan bir yiyecek olan pastırmanın ilk olarak Orta Asya’da Hunlar tarafından yapıldığı biliniyor. Hun süvarilerinin Orta Asya’dan batıya akın ederken, eyerlerinin çantalarına kuru et doldurdukları da yine tarihi kaynaklarda yer alıyor. Anadolu’ya yerleşen Oğuzlar ise yüzyıllar içinde pastırmacılığı farklı tatlarla birleştirerek, yeni yeni lezzetler elde etti. Türkler vasıtasıyla Rumeli’ye, Balkanlar’a da götürülen pastırmanın en iyi yapıldığı yerlerden birisi de Afyon olarak biliniyor.
AFYON PASTIRMASI COĞRAFİ İŞARET TESCİLLİ
Türkiye’de et, sucuk ve pastırma konusunda çok iyi bir üne sahip olan Afyon’da birçok köklü et ürünleri üreticisi, Türk Patent ve Marka Kurumu tarafından tescillenmiş ve coğrafi işaret almış Afyon pastırmasını üretiyor. Zaman içinde kazandıkları tecrübeler ışığında çeşitli et ürünlerinin yanı sıra pastırma da yapıyor ve Türkiye’nin hemen her yanına gönderiyor. Et üreticisi Sadettin Mazlum da bunlardan birisi. Afyonşehir Web TV’ye pastırma konusunda bilgiler veren Mazlum, şunları aktardı:
PASTIRMA ÖNCELİKLE YUMUŞAK OLMALI
Pastırma halk arasında kuru et olarak da biliniyor. Üzerine çemen sürülerek tadı ve görüntüsü daha ilgi çekici hale geliyor. Günümüzde çemensiz pastırma isimli bir tür satılıyor fakat şunu söylemek isterim ki çemensiz pastırma diye bir şey yok. Pastırmanın özelliği çemenli olmasıdır. İyi bir pastırma öncelikle yumuşak olmalı, ağızda gevelenmemeli hayvanın sırt kısmındaki etlerden yapılmalı. En iyisi hayvanın lop et dediğimiz olan kısmıdır. Manda eti doğası gereği yağlıdır ve biraz kokusu ağırdır. Benim tercihim genç ve dana eti olmalıdır. Ayrıca Afyonkarahisar pastırması Kayseri pastırmasından çok daha lezzetlidir.”