Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

Boşanmaların büyük bölümü İlk bir yıl içinde gerçekleşiyor

      AKÜ

 

 

 

AKÜ Rektörü Prof. Dr. Mehmet Karakaş, Çobanlar Kadın Kültür Evinde konuştu: Özellikle son dönemlerdeki boşanmaları incelediğimizde büyük bir kısmının ilk 1 yıl içinde gerçekleştiğini görüyoruz. Yeni evlilerin ayaklarının üzerinde durmalarına izin vermek gerekiyor. İzin verilmeyince, sağdan soldan müdahaleler olunca birbirlerine karşı güvenleri zayıflıyor. Zayıflayınca da sevgi, saygı ortadan kalkıyor. Dolayısıyla kolaylıkla bu yuva yıkılabiliyor.

 

 

 

Afyon Kocatepe Üniversitesi (AKÜ) Rektörü Prof. Dr. Mehmet Karakaş, Çobanlar Kadın Kültür Evinde kadınlara yönelik, ‘Aile, Eğitim ve Çocuk’ üzerine konuşma yaptı, güçlü ve sağlıklı ailenin ‘sevgi, saygı ve güven’ olmak üzere 3 temel ayağı olduğunu vurguladı. Vali Yardımcısı Mehmet Keklik, Kaymakamı Mücahit Öztürk, Belediye Başkanı Ali Altuntaş, Emirdağ Meslek Yüksekokulu Müdürü Prof. Dr. Mustafa Kemal Yıldız ve eşi eşi Esma Karakaş’ın da izlediği konferansa aileye herkesin önem vermesi gerektiğini vurgulayarak konuşmasına başlayan AKÜ Rektörü Prof. Dr. Mehmet Karakaş, şöyle konuştu.

GÜÇLÜ AİLE GÜÇLÜ TOPLUM

“Ailenin kurulmasında, sürekliliğinde, güçlü bir yapı kazanmasında ve gelecek nesillerin sağlıklı bir şekilde eğitilmesinde kadınlar, ailede pozitif olarak ayrışıyor. Kadınların rolü, etkisi daha belirgin ve güçlü hale geliyor. Ailedeki kadın, aslında toplumdaki kadından daha güçlü bir kişiliktir. Eğer güçlü ve sağlıklı bir aileniz varsa, güçlü bir toplumunuz ve güçlü bir devletiniz var demektir. Çünkü aile yapılarında meydana gelen bozulmalar, toplumda da hemen karşılığını bulur. Aile; sağlıklı, güçlü kişilik kazanmış bir yapıya sahipse toplumdaki bireylerde bu ailelerden geldikleri için sağlıklı, güçlü ve kişilikli bireyler olacaktır. Dolayısıyla toplumsal ilişkiler de ailedeki ilişkilere benzer bir şekilde yapılanıyor, benzer bir şekilde varlık gösteriyor. O yüzden güçlü aile, güçlü toplum diyoruz.” Güçlü ve sağlıklı ailenin ‘sevgi, saygı ve güven’ olmak üzere 3 temel ayağı olduğunu ifade eden Karakaş, ailenin yapısını sürekli kılabilme adına kadın ve erkeğin üzerine düşen sorumluluklarını yerine getirmesinin çok önemli olduğunu belirtti.

EŞLERİN BİRBİRİNİ TANIMA SÜRESİ 5-7 YIL

Boşanmaların toplumu tehdit eden en önemli sorunlardan biri olduğunu belirten Karakaş, günümüzde ailenin mahremiyet alanına çok müdahale edildiğini, ailede karşılaşılan sorunların aşama aşama çözülmesi gerektiğini belirtti. Eşlerin birbirini tanıma sürelerinin ortalama 5-7 yıl arası olduğunu ifade eden Karakaş, şunları dile getirdi: “Ailedeki ilişkiyi eşler arasında birbirine alışma olarak da değerlendiriyorum. Birbirlerini tanıyana kadar sorunlar yaşanabilir. Özellikle son dönemlerdeki boşanmaları incelediğimizde büyük bir kısmının ilk 1 yıl içinde gerçekleştiğini görüyoruz. Evliliklerin sevgi, saygı, güven ve sorumluluk bilinci üzerine kurulmaması, gençlere bu bilincin tam verilememesi halinde birbirinden etkilenerek kartopuna dönüşecektir. Boşanma da biraz böyle bir karaktere sahip. Aile birliğinin ilk bir yılda bozulması üzerinde birçok faktör etkili olsa da, ailenin hızlı bir şekilde kurulmasının yanı sıra özellikle Afyonkarahisar gibi belli davranış kalıplarına, kültür özelliklerine sahip toplumlarda aile müdahaleleri de etkili olabiliyor. Yeni evlilerin ayaklarının üzerinde durmalarına izin vermek gerekiyor. İzin verilmeyince, sağdan soldan müdahaleler olunca birbirlerine karşı güvenleri zayıflıyor. Zayıflayınca da sevgi, saygı ortadan kalkıyor. Dolayısıyla kolaylıkla bu yuva yıkılabiliyor.”

‘ÇOCUKLAR, AİLEDEN UZAKLAŞIYOR’

Çocuğun ailede eğitiminin merkezinde aile ilgisinin olduğunu vurgulayan Karakaş, ailede çocuğa ilginin temel kaynağının da sevgi olduğunu söyledi. Çocuklar için en büyük tehdidin ailelerden uzaklaşması ve kopması olduğunu ifade eden Karakaş, şu ifadelere yer verdi: “Zaman akıyor, zaman aktıkça da toplum değişiyor. Yenilikler ortaya çıkıyor. Bizim zamanımızda olmayan çocuğun zamanında ortaya çıkıyor. Dolayısıyla yeni olana göre çocuk pozisyon alıyor. Davranışlarında değişiklikler ortaya çıkıyor. Kuşaklar arasındaki farklılığı böyle görmek gerekiyor. Bizim zamanımızda böyle değildi diye başladığınız hiçbir sözün çocukta karşılığı yok. Geleneklerin, değerlerin aktarılması önemli ama bu yolla değil. Bu yolla yapılamaz. Çocukta karşılığı yok. Çünkü çocuk kendisi olmak istiyor. Kişilik kazanmak istiyor. Kendi ayakları üzerinde durmak istiyor. Ben sizden faklıyım diyor ve farklı da. O farklılığın sizden uzaklaşacak şekle dönüşmesini engellemek bizim görevimiz. Bizden kopmasını engellemek bizim görevimiz. Şu an en büyük tehdit, çocukların ailelerinden kopması ve onlardan uzaklaştırılması.”HİSAR