CHP Niğde Milletvekili ve Tarım, Orman ve Köyişleri Komisyonu Üyesi Ömer Fethi Gürer, “Çiftçinin traktörü, tarlası var ama üretimden bir kazanç elde edemiyor. Buna rağmen tarlasını ekmek zorunda” dedi. Gürer, 2025 yılında çiftçilere verilmesi gereken milli gelirin yüzde birinin yaklaşık 635 milyar TL olduğunu vurguladı. Gürer, tohumluk buğday fiyatlarına dikkat çekerek, “Buğdayı TMO 9,250 liradan aldı. Şu anda tohumun tonu 21 TL. Taban gübre olarak kullanılan DAP gübresi ise 23 bin lirayı aşmış durumda” dedi.Gürer, mazot desteğinin de yetersiz olduğunu belirterek, çiftçilerin mazotta ödedikleri ÖTV ve KDV’nin aldıkları desteğin dört katına denk geldiğini belirterek, “İktidar 20 milyar mazot desteği veriyor, 45 milyar lira ÖTV ve KDV vergisi topluyor. Bu nasıl destek” diye sordu.
TÜRKİYE TARIMDA KRİZİN EŞİĞİNDE
Milletvekili Gürer, sosyal medya hesabından yaptığı bir başka paylaşımda ise “Türkiye tarımda krizin eşiğinde” ifadesini kullandı. Gürer’in paylaşımı şöyle: “Tarım Bakanı, tarımda sanki hiçbir sorun yokmuş gibi bir tablo çiziyor; ancak gerçekler bambaşka. Bu yıl üretilen birçok ürün, tarlada kaldı. Üreticiler için tam anlamıyla kara bir yıl yaşandı. Üretici, artan girdi maliyetlerine rağmen ürününden para kazanamadı. Nakliye ve işçilik maliyetleri bile ürünlerin fiyatını karşılamayınca, çoğu mahsul tarlada bırakılmak zorunda kaldı.
TARIMSAL ÜRÜNDE GELECEK YIL 7 MİLYAR 333 MİLYON LİRALIK İTHALAT ÖNGÖRÜLÜYOR
Üretim planlamasına 22 yıl sonra geçilmesi, tarım sektöründe yapılacak çok işin olduğunu ortaya koyuyor. Cumhurbaşkanlığı programında yer aldığı üzere, 2025 yılında 7 milyar 333 milyon liralık tarımsal üründe ithalat öngörülüyor. Gıdada dünya çapında iddialı olduğumuz fındık, kayısı, narenciye gibi ürünlerde güçlü bir konumdayken; buğday, bitkisel yağ ve ayçiçeği tohumu gibi temel ürünlerde açığımız devam ediyor. Stratejik öneme sahip fasulye ve mercimekte bile kendi kendimize yetemiyoruz. Bu tablo, tarım politikalarımızı ihraç ürünlerinden ziyade ithal edilen ürünler üzerinden değerlendirmenin önemini gösteriyor.
HAYVANCILIKTA İTHALAT ARTIYOR
Hayvan varlığımızın arttığı söylenirken, son iki yılda 1 milyon 200 bin hayvan ithal edilmesi soru işaretleri doğuruyor. Eğer hayvan sayımız yeterliyse, bu ithalat neden yapılıyor? Bu durum, ya rant odaklı bir yaklaşım ya da başka bir stratejik hedefe işaret ediyor. Hayvan varlığının yeterli olduğu bir ülkede et ve hayvan ithalatının devam etmesi mantıklı değil.
TARIM, MİLLİ GÜVENLİK KADAR ÖNEMLİDİR
Tarım stratejik bir sektördür ve milli güvenlik kadar önemlidir. Sulama, toplulaştırma ve iklim değişikliğine bağlı sorunlar, ciddiyetle ele alınmalı ve çözümler üretilmelidir. Hâlâ modern sulamanın yüzde 35’lerde olduğu bir ülkede, su sorunları gıda arzını tehdit ediyor. Modern sulama sistemlerine hızla geçilmeli; Akdeniz ve Karadeniz’e akan sular ve yeryüzüne çıkan kaynaklar doğru şekilde kullanılmalıdır.Türkiye’nin tarımda yapacak çok işi var; kaybedilen 22 yılın acısını üreticiler çekiyor. Bu süreçte tarım sektörü adeta çökertildi. Yeniden ayağa kalkmak için üreticiyi, çiftçiyi ve besiciyi desteklemeli; girdi maliyetlerini azaltmalı, ürünlerin değer kazanmasını sağlamalı, kooperatifleşmeyi teşvik etmeliyiz. Üretim açığı olan ürünlerde doğru bir planlama yapılmadan, tarım sektöründeki sorunlar çözülemez.”