Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

‘Çölyak, yaşam boyu süren gıda alerjisidir’

Çölyak hastalığının günümüzde en sık rastlanan genetik hastalık olarak kabul edildiğini belirten İl Sağlık Müdürü Korkmaz, “Çölyak, yaşam boyu süren bir tür gıda alerjisidir. Ülkemizde görülme sıklığı yüzde bir ile binde üç olarak değişmektedir” dedi.

Çölyak hastalığının günümüzde en

İl Sağlık Müdürü Serhat Korkmaz, 9-15 Mayıs Çölyak Haftası dolayısıyla değerlendirmelerde bulundu. Çölyakın alerjik bir sindirim sistemi hastalığı olduğuna değinen Korkmaz, bağırsakta oluşan hasara buğday, arpa, çavdar ve yulaf gibi tahılların içerisinde bulunan ‘Glüten’ adı verilen bir proteinin sebep olduğunu söyledi. Hastalığın Türkiye’de görülme sıklığına dair ve tedavisi noktasında da bilgiler veren Korkmaz, “Çölyak hastalığı tıbbi adı ile Gluten Enteropatisi; ince bağırsakta hasarlar oluşturan, alerjik bir sindirim sistemi hastalığıdır. Bağırsaklardaki besinlerin emilimini ve kana geçişini sağlayan tüysü oluşumların (villus) yapısının bozulmasına sebep olup, yiyeceklerdeki besinin emilimini engeller. Bağırsakta oluşan hasara buğday, arpa, çavdar, yulaf gibi tahılların içerisinde bulunan ‘Glüten’ adı verilen bir protein sebep olmaktadır. Günümüzde insanoğlunun en sık rastlanan genetik hastalığı olarak kabul edilen Çölyak, yaşam boyu süren bir tür gıda alerjisidir. Ülkemizde görülme sıklığı yüzde bir ile binde üç olarak değişmektedir. Çölyak hastalığının tek tedavisi; buğday, arpa, çavdar, yulaf gibi tahıllarda ve bunlardan üretilen gıda maddelerinde bulunan Glütenden uzak, sıkı bir diyettir ve sağlıklı bir yaşam sürmek için bu diyetin yaşam boyu devam ettirilmesi gerekir” şeklinde konuştu.

DİYET TEDAVİSİNDE TÜKETİLMEMESİ GEREKENLER BESİNLER

Hastalık sürecinde diyet tedavisi kapsamında tüketilmemesi gereken besinleri de sıralayan Korkmaz, “Buğday, arpa, çavdar ve yulaf katkılı her türlü ürün (un, bulgur, bulgur pilavı, irmik, makarna, şehriye, kuskus, ekmek, kek, pasta, kurabiye, bisküvi, börek, çörek, gofret, simit, kraker, dondurma külahı, unlu tatlılar; glüten içeren hazır salça, ketçap, un ilave edilen çorbalar, soslar, tarhana, sarma.) Una ya da galeta ununa batırılarak kızartılan balık, tavuk gibi et ürünleri; malt kullanılan (bira, votka, cin) içecekler; glüten içeren hazır çorba, köfte, pane harçları gibi hazır çeşniler. Sirke, çikolata, puding, sakız, mayonez, dondurma gibi gıdaların bazılarında glüten bulunabilmektedir. Bu yüzden tüketilmeden önce mutlaka ürün bilgisi alınmalıdır. Ayrıca soslu kuruyemişler de Glüten ile yapıştırıldığı için tüketilmemelidir. Ancak bunlardan Glüten ile işlenmemiş olanları tüketilebilir” ifadelerini kullandı.

‘HASTALIK TİPİK BELİRTİLERLE ORTAYA ÇIKABİLİR’

İl Sağlık Müdürü Korkmaz, yaptığı açıklamanın devamında ise şunları söyledi: “Çölyak hastaları için güvenli yiyecekler nelerdir. Bütün sebze ve meyveler, bütün bakliyatlar, katkısız katı ve sıvı yağların hepsi, yumurta, bal, reçel, basit toz şeker, zeytin, et, balık, tavuk (katkısız olup, daha önce içinde unlu kızartma yapılmış bir yağ kullanmamak kaydı ile); una batırılmamış konserve çeşitleri; mısır, patates ve pirincin hem kendileri hem de unları; kestane unu, nohut unu, soya unu, üzüm çekirdeği unu ve evde çekilip hazırlanmış güvenli baharatlar. Hastalığın tek tedavisi olan diyette ayrıca dikkat edilmesi gereken hususlar vardır. Doğal gıdalara önem verilmeli (süt, et, balık, yumurta, sebze, kuru baklagiller, pirinç, mısır, patates); okulda ve dışarıda yemek yerken dikkatli seçimler yapılmalı; mısır unu ve pirinç unlarında buğday unu karışık olmamalı; etiketsiz gıdalar mümkünse tüketilmemeli, tüketilirken çok dikkatli olunmalı; güvenli gıdaların pişirilirken ya da hazırlık aşamasında Glütenli gıdalar ile bulaş olmamasına itina gösterilmelidir. Gıdalar dışında ; ilaçlar, kozmetik ürünleri, şampuan, kremler vb. ürünler de Glüten içerikleri yönünden dikkatli kullanılmalıdır. Hastalık belirtileri çocuklarda; özellikle karın ağrısı, karında şişlik, ishal, huzursuzluk, iştahsızlık, enfeksiyonlarda artış, gelişme geriliği, kusma, kilo alamama ve boy uzamasında yavaşlama gibi tipik belirtilerle ortaya çıkabilir.”

‘DOĞAL BESİNLERİN TERCİH EDİLMESİNİN ÖNEMİNE DİKKAT ÇEKİYORUM’

İleri yaşlarda hastalığın belirtileri daha geniş bir yelpazeye yayılır şöyle ki; karın bölgesinde öne doğru şişkinlik, yaşa göre kilo azlığı, kas zayıflığı, kansızlık, dışkıda anormallik, büyük tuvalet ihtiyacının artması, ishal, kusma, bezginlik, nedeni bilinmeyen karaciğer hastalıkları, büyüme geriliği, ağız içinde oluşan aftlar, iştahsızlık, gaz şikayetleri, eklem ve kemik ağrıları, sinirlilik ve ciltte kaşıntılı döküntüler. Çölyak her yaşta teşhis edilebilmekle birlikte teşhisi zor olan hastalıklardan biridir. Çünkü belirtiler çoğunlukla ilişkili başka bir hastalığı düşündürmektedir. Kesin ve erken teşhis edilebilmesinde bebek ve çocukların büyüme izlemleri önem taşımaktadır. Hastalık hakkında farkındalık oluşturmak için 9 Mayıs Dünya Çölyak Günü olarak belirlenmiştir. Gün vesilesi ile sağlıklı beslenmeye ve katkılı hazır ürünler yerine doğal besinlerin tercih edilmesinin önemine vatandaşlarımızın dikkatini bir kez daha çekmek istiyor, sağlıklı bir yaşam diliyorum.” Haber Merkezi