Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Afyonkarahisar Valisi Kübra Güran Yiğitbaşı’nın da aralarında bulunduğu 81 ilin valisini İdareciler Günü Programı kapsamında Beştepe’deki Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde misafir etti. İdareciler Günü Programı’nda konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, fedakarca görev yapan mülki idare amirlerinin 10 Ocak İdareciler Günü’nü tebrik etti. Valilere, vali yardımcılarına ve kaymakamlara bugüne kadarki hizmetleri için teşekkür dileklerini ileten Erdoğan, görevi başında şehit olan veya vefat eden mülki idare amirlerine rahmet diledi. Erdoğan, İdareciler Günü Programı’nda yaptığı konuşmada, devletin, ortak hedefler etrafında kenetlenen milletlerin akıl ve iradesinin tecessüm ettiği bir teşkilat olduğunu ifade etti.
‘VALİLİK DEVLETİN HALKA UZANAN ELİDİR’
Vilayetlerde Reis-i Cumhuru temsil eden valilik makamının devletin milletle bütünleştiği yegane nokta olduğunu vurgulayan Erdoğan, devletin dininin adalet olduğunu kaydederek, “Tarih boyunca adaleti esas alan bir devlet anlayışının bugünkü müntesipleri olarak şunu hiçbir zaman unutmayınız. Valilik milletin derdine derman olma makamıdır. Valilik devletin halka uzanan elidir. Vicdan ve merhamet mevkiidir. Bu düstur valilik makamının nüvesidir. Burada şunu da özellikle vurgulamak isterim. Sizler halkımızın gönlünde yer bulan onların talep ve ihtiyaçlarını merkeze taşıyan köprüler konumundasınız. Daima ulaşılabilir, çözüm odaklı ve samimi bir yaklaşım sergilemek valilik makamının temel ilkelerindendir. Unutmayınız ki milletin hayır duası devletin en güçlü hazinesidir. Allah korusun, milletin bedduasını alan ise ne bu dünyada ne de ahirette iflah olur. Bir diğer husus şudur, sadece günlük hesaplar peşinde koşmak bize yakışmaz. Devletimizin kurucu kodlarında buna hoş bakılmaz” ifadelerini kullandı.
‘VATANDAŞIMIZA EŞİT MUAMELE ETMENİZ ŞÜPHESİZ VAZGEÇİLMEZ YAŞAM TARZIMIZ OLMALI’
Devlet geleneğinin geleceği inşa eden bir anlayış üzerine kurulu olduğunu dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye Yüzyılı vizyonunun da bu geleneğin bir tezahürü olduğunu belirtti. Binlerce yıllık kadim devlet anlayışının tıpkı askeriye gibi idarecilik ve teşkilatlanma alanında da dünyaya örnek olacak bir birikiminin taşıyıcısı olduğuna işaret eden Erdoğan, Türkiye’nin hem merkezi yönetim anlayışı hem de mahalli idare teşkilatı bakımından önemli bir müktesebatın ve tecrübenin sahibi olduğunu söyledi. Adil, müessir, müşfik, emin ve istikrarlı bir idare kabiliyetinin Türk milletinin adeta doğuştan gelen özelliği olduğunu ve tarihin bu gerçeğin sayısız örnekleriyle dolu olduğunu söyleyen Erdoğan, “İdare kabiliyetimiz teşkilatlanma boyutuyla sınırlı kalmamış, milletimize ve şehirlerimize de önemli değerler kazandırmıştır. Türkistanlı büyük mütefekkir Farabi, Medinetü’l Fazıla isimli eserinde şöyle diyor, ‘En üstün iyilik ve en büyük mükemmelliğe ilişkin ancak şehirde ulaşılabilir, şehirden daha eksik olan bir toplulukta ulaşılamaz.’ Eğer doğudan batıya, kuzeyden güneye, ülkemizin tamamında iyiliği, refahı, kalkınmayı, kardeşliği ve adaleti hâkim kılmak istiyorsak, işe önce şehirlerimizden başlamamız gerekiyor. Üstelik bu denli zengin bir medeniyete güçlü tarihi ve beşeri bağlarımızın olduğu bu kadar geniş bir gönül coğrafyasına sahip bir ülke olarak bu bizler için ihtiyaçtan öte bir zorunluluktur” dedi.
‘DEVLETİN ŞEFKATİNE İHTİYAÇ DUYAN TÜM KESİMLERİN YANINDA OLMANIZI İSTİYORUZ’
Mülki idare amirlerine çok önemli görevler düştüğünün de altını çizen Cumhurbaşkanı Erdoğan, valilerden öncelikli beklentilerinin devletin kendilerine olan emaneti, imkan ve kaynaklarını şehirlerin faydasına olacak biçimde kullanmaları olduğunu ifade etti. Valilerden görev, yetki ve sorumluluk alanlarında bulunan işleri hızlı, etkin ve verimli bir şekilde ifa etmelerini beklediklerini dile getiren Erdoğan, şunları kaydetti: “Yetim, öksüz ve kimsesizler başta olmak üzere devletin şefkatine ihtiyaç duyan tüm kesimlerin yanında olmanızı istiyoruz. Daha önce de farklı vesilelerle dile getirdim. Mülki idare amirliği sabah 8, akşam 6 arasında yapılacak bir görev değildir. Sizin vatandaşla hemhâl, hemdert ve hem dem olmanız da beklenir. Her birinizden makam odalarınıza sıkışıp kalmamanızı, gönlünüzü de kapılarınızı da telefonlarınızı da vatandaşlarımıza açık tutmanızı özellikle rica ediyorum. Hizmet ettiğiniz şehirlerde hak ve hukuku gözetmeniz, inancına, hayat tarzına, kökenine, mezhebine bakmadan vatandaşımıza eşit muamele etmeniz şüphesiz vazgeçilmez yaşam tarzımız olmalıdır.”