Afyonkarahisar Sağlık Bilimleri Üniversitesi (AFSÜ) Tıp Fakültesi Tıbbi Farmakoloji Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi ve Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Koordinasyon Kurulu Koordinatörü Dr. Öğr. Üyesi Jale Akgöl, “Kadına yönelik şiddet yaşama hakkı ve sağlık hakkının açık ihlalidir. Kısa ve uzun vadeli etkileri ile kadınların topluma tam ve eşit katılımlarını engeller” dedi. AFSÜ ve Gün FM işbirliğinde süren Sağlık Olsun programına konuk olan Akgöl, 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddetle Uluslararası Mücadele Günü dolayısıyla değerlendirmelerde bulundu.
KADINA YÖNELİK ŞİDDET YAŞAMA HAKKI VE SAĞLIK HAKKININ AÇIK İHLALİDİR
Şiddetin dünyadaki en yaygın insan hakları ihlali olduğuna dikkat çeken adına Yönelik Şiddetle Mücadele Koordinasyon Kurulu Koordinatörü Dr. Öğr. Üyesi Jale Akgöl, şunları söyledi: “Birleşmiş Milletler kadına yönelik şiddeti, ister toplumsal isterse özel yaşamda meydana gelsin, kadınlarda fiziksel, cinsel, psikolojik zarar ve bozukluğa neden olan ya da olabilecek cinsiyet ayrımcılığına dayalı her türlü eylem ya da bu tür eylemlerle tehdit etme, zorlama veya keyfi olarak özgürlükten yoksun bırakma şeklinde tanımlamaktadır. Kadına yönelik şiddet yaşama hakkı ve sağlık hakkının açık ihlalidir. Kısa ve uzun vadeli etkileri ile kadınların topluma tam ve eşit katılımlarını engeller.”
KADIN CİNAYETLERİNİN YÜZDE 38’İ YAKINLARI TARAFINDAN İŞLENİYOR
Dünya Sağlık Örgütü’nün dünya genelinde her üç kadından birinin fiziksel veya cinsel şiddete maruz kaldığını açıkladığına değinen Akgöl, sözlerini şöyle sürdürdü: “2000-2018 verilerine dayanarak hazırlanan bir rapora göre dünyada tahminen 736 milyon kadın hayatlarında en az bir kere yakın ilişki partnerinin şiddetine, partneri olmayan birinin cinsel şiddetine veya ikisine birden maruz kalmıştır. Aynı rapora göre dünyadaki kadın cinayetlerinin yüzde 38’i yakın ilişki partneri tarafından işlenmektedir. Kadına yönelik şiddet küresel bir halk sağlığı sorunu haline gelmiştir.” Toplumsal cinsiyet kalıplarının dilimizden çıkarılması gerektiğini kaydeden Akgöl, ‘erkek gibi güçlü’ ya da ‘kadın gibi zayıf’ gibi ifadelerden kaçınılması gerektiğini söyledi.