Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

‘Disleksi ile Yaşam’ projesi sosyal ve psikolojik destek eğitimleri başladı

İlkokul düzeyindeki disleksik çocukların bütünsel bir yaklaşım ile çocuk-aile-toplum üçgeninde akademik, sosyal ve psikolojik olarak desteklenerek özgüvenlerinin ve toplumsal katılımlarının arttırılmasını amaçlayan ‘Disleksi ile Yaşam’ projesinin sosyal ve psikolojik gelişimi destekleme eğitimleri başladı.

İlkokul düzeyindeki disleksik çocukların

Afyonkarahisar Disleksi Derneği-ADDER Yönetim Kurulu Başkanı ve proje koordinatörü Fatma Şensoy, İlkokul düzeyindeki disleksik çocukların bütünsel bir yaklaşım ile çocuk-aile-toplum üçgeninde akademik, sosyal ve psikolojik olarak desteklenerek özgüvenlerinin ve toplumsal katılımlarının arttırılmasını amaçlayan ‘Disleksi ile Yaşam’ projesinin sosyal ve psikolojik gelişimi destekleme eğitimleri başladığını duyurdu. Projenin; disleksi çocukların sadece akademik gelişimlerini değil aynı zamanda sosyal ve psikolojik gelişimlerini de desteleyen faaliyetler içerdiğini belirten Şensoy, “Disleksi ile Yaşam Rengarenk Bir Serüvendir diyerek yola çıktık. Çünkü disleksi ve daha geniş kapsamlı olarak özel öğrenme güçlüğü toplumumuzda yeteri kadar bilinmeyen bir kavram. Aslında disleksili bir çocuk her gün hem ailesine hem öğretmenlerine yeni bir şey öğretir. Önemli olan bu yeni bilgilere açık olmak ve çocukla birlikte akademik ve toplumsal hayata ayak uydurabilmek için çaba sarfetmektir. Aksi takdirde en çok zararı çocuklar görmektedir.  Bu nedenle projemiz, disleksili çocukların sadece akademik gelişimlerini değil aynı zamanda sosyal ve psikolojik gelişimlerini de destekleyen faaliyetler içermektedir. Özgüveni yüksek, iletişim kabiliyeti gelişmiş, sorun çözme yetisine sahip ve en önemlisi mutlu bir çocuğun, ailesinin ve toplumun desteğiyle hayatta karşılaşacağı tüm engelleri aşabileceği inancındayız” dedi.

YILDIRIM, DİSLEKSİLİ BİREYLERİN SOSYAL GELİŞİMLERİ HAKKINDA BİLGİLER VERDİ

Proje kapsamında  yürütülen sosyal beceri geliştirme eğitimlerinin Sosyolog Havva Yıldırım eşliğinde gerçekleştirildiğini kaydeden Şensoy, “Yıldırım, disleksili çocukların yaşadığı zorlukların sadece eğitim alanında değil iletişim becerilerinin gelişmesinde de ortaya çıktığını ve bu durumun çocukların sosyal etkileşimlerini, özellikle arkadaşlık ilişkileri kurmalarını zorlaştırabildiğini, bu durumla başa çıkmanın en etkili ve önemli yolunun da sosyal becerileri geliştirmek ve sosyal etkileşimde bulunmak için sosyolojik açıdan destek ve rehberlik olduğunu belirtmektedir” şeklinde konuştu. Sosyolog Yıldırım ise disleksili bireylerin sosyal gelişimleri hakkında şu ifadelere yer verdi: “Disleksik çocukların kendilerini ifade edebilmeleri, toplumdaki diğer bireylere karşı düşüncelerini savunabilmeleri, eğitim alanında da kendilerini daha iyi ifade edebilmelerine, başarılı olmak için daha fazla gayret göstermelerine sebep olur. Hayatın başında olan bu çocukların toplum içinde yaşadığı problemleri erken fark edip bireysel ve sosyal destek uygulamaları ile aşabilirsek onların mutlu, huzurlu olmasına ve sağlıklı bir şekilde hayata katılmalarına destek vermiş oluruz.”

‘ÇOCUKLARIN PSİKOLOJİSİNE ETKİLERİNDEN EN ÖNEMLİ İKİSİ ÖZ DEĞER VE ÖZGÜVEN’

Disleksinin çocukların psikolojisine etkilerinden en önemli ikisinin öz değer ve özgüven alanında olduğunu belirten Klinik Psikolog Tuba Balkır, sınıf düzeyinden geride kalmanın ya da derslerde fazla hatalar yapmanın çocuğun kendine verdiği değerin düşmesine ve kendini değersiz hissetmesine neden olabileceğini vurguladı. Disleksi ile Yaşam projesinin psikolojik destek eğitimlerini yürüten Balkır, diğer çocuklara göre disleksili çocukların yoğun stres ve kaygı yaşayabildiğini, okuma-yazma gibi alanlarda akranlarına göre geri kalmanın, sınavlarda ne yapacağım endişesinin gittikçe büyüyüp kaygıları tetikleyebildiğini belirtti. Bu kaygıları önlemede ailenin önemini belirten Balkır, çocukları disleksinin ne olduğu konusunda bilgilendirmek bunun bir eksiklik olmadığını farklılık olduğunu vurgulamak ve normalleştirmek gerektiğine dikkat çekti. Bakır yaptığı açıklamada, “Çünkü, çocuğun kendini kabul etmesi güçlü ve zayıf yönlerinin farkına varması kendine verdiği değerin artmasına yardımcı olur. Olumsuz psikolojik etkilere yol açan diğer bir sorun ise disleksili çocukların çok daha fazla maruz kaldığı akran zorbalığıdır. Akran zorbalığının önüne geçmek için tüm çocuklarda empati duygusunun gelişmesini sağlayacak etkinlikler, zorbalık davranışlarının azaltılması ve ortadan kaldırılmasını sağlayabilir. Aile, öğretmen/uzman ve çevrenin iş birliği içinde olması disleksili çocuklarda görülecek psikolojik etkileri azaltmaya hatta engellemeye yardımcı olacaktır” dedi.

İçişleri Bakanlığı Sivil Toplumla İlişkiler Genel Müdürlüğü tarafından desteklenen proje, sosyal ve psikolojik gelişim destek eğitimleri yanı sıra, akademik gelişim eğitimleri, aile ve öğretmenlere yönelik seminerler ve çeşitli sosyal etkinlik faaliyetleri de içeriyor.