Ülkemizin ve şehrimizin çok sevilen iş adamlarından birisi hangisi diyecek olursanız, kişiliği, sanata düşkünlüğü, gülen yüzü ile sıradan bir vatandaştan hiç farkı olmayan ve her türlü kesimle iç içe dolu dolu bir hayat yaşayan gelecek nesillere neler yapmalıyım diye düşünen harika bir insan İbrahim Alimoğlu derim. Sevgili kahve tadında sohbetimizin çok ama çok değerli okurları bu hafta sizleri İbrahim Alimoğlu ile tanıştırmak istiyorum. Saygı değer güzel insanın bilinmeyen yönlerini öğreneceğiz hep birlikte.
*** Öncelikle sizi aramızda görmekten büyük keyif aldım İbrahim Bey, hoş geldiniz. Ülkemizde ve dünyada birçok haber kanallarına röportajlar verdiniz, sizi her anlamda tanıttıklarını biliyorum. Kahve tadında sohbetimizde biz İbrahim Alimoğlu’nun farklı kısa bir özgeçmişini sizden almak istiyoruz. Bu konu da neler anlatırsınız bizlere?
İyi günler Mustafa Bey, Ben 1956 Afyonkarahisar Mecidiye mahallesinde baba evinde doğmuşum. Ninem, dedem, babaannem, Amcam, Hanımı, Babam ve annem dokuz çocukla birlikte aynı evde, aynı sofrada, aynı tabakta, aynı oyuncaklarla ortak oynayarak neredeyse evlene kadar birlikte yaşadım.
*** Siz her anlamda çok popüler bir insansınız bir o kadar da mütevazi. Bu duruşunuzu kime borçlusunuz?
Bu şekilde birbirimize bağlı birlikte yaşamamızın verdiği mütevazilik tamamen ailemizin birbirine bağlığındandır. Popüler olmak demeyelim bence Mustafa Bey, toplum içinde Afyonkarahisar’ımıza ve insanımıza yapılması gereken sosyal, kültürel, sanatsal vs faaliyetlerde elimden geldiğince desteklemeye çalışmamdan dolayı dersem daha şık olacağını düşünüyorum.
*** İbrahim Alimoğlu çocukluğunda nasıl birisi, gençliğinde nasıl birisi oldu, yaşamınızdan kısa kesitlerden bahseder misiniz?
Hani derler ya insanlar belirli bir yaşa geldiğinde ne günler yaşamışız diye oysa günümüzdeki çocuklarımızda onları yaşamasalar bile kendilerine göre güzel hayatları olanlar var öncelikle bunu söylemek istiyorum. Ben öğrenim hayatıma Dumlupınar İlk okulunda başladım. Hayatı öğrenmeye başladım. Sonra İstanbul’da Fatih Kolejinde orta okulu okudum. Lise eğitimimi Afyonkarahisar Eğitim Enstitüsünü bitirerek sınıf öğretmeni oldum. Ama hiçbir zaman öğretmenlik yapmadım.
*** Sizi esprili gülen yüz bir insan olarak biliyorum, aile içerisinde bu tutumunuz da bir değişiklik oluyor mu?
Ben çok iyi hatırlıyorum mahallede değil hep fabrikada oynadım. Çocukluğumdan beri güldüm ve güldürdüm. Bu dışarıda nasılsa aile hayatımda da aynı şekilde devam ediyor. Yüce rabbim hiçbir kimseyi ağlatmasın inşallah. Herkes Allah’ımızın verdiği güzellikler içerisinde gülsün mutlu olsun isterim.
*** Kaç yıllık evlisiniz, bu güzel mutlu evlilikten kaç çocuğunuz var, siz gibi mermer sektöründe mi çalışıyorlar yoksa farklı alanlarda mı?
Mustafa Bey 1980 Yılında görücü usulü Afyonkarahisar’da evlendim. Yani neredeyse 43 yıllık güzel mutlu bir evliliğimiz var. İki erkek, iki kızımız var. Büyük oğlum Koç Üniversitesini İşletme okuyunca 4.kuşak olarak işlerin başında şirketi yönetiyor bir nevi beni dinlendiriyor. Küçük oğlum Uluslararası İlişkiler okudu. O da şu an Amerika’da işimiz ile ilgili bir yabancı depoda kendini geliştirip yetiştiriyor. İki kızımda evli Afyonkarahisar’da yaşıyorlar. Üç çocuğumdan dokuz tane torunum var.
*** Çok yakın bir zaman içerisinde yani Pandemi sürecinde babanızı kaybettiniz öncelikle bir kez daha başınız sağ olsun, sizden babanızı anlatmanızı istesem onu nasıl anlatırsınız?
Evet çok yakında kaybettik mekânı cennet olsun nur içinde uyusun güzel bir insandı. Ama hayat maalesef böyle doğduğumuz gibi zamanla bu dünyadan göç edeceğiz.
Biliyor musunuz Mustafa Bey babamı anlatmaya kelimeler yetmez. Herkesin babasının da öyle olduğunu düşünüyorum elbette. Afyonkarahisar’da hala büyük saygı ve övgü ile ile anılır. Biz hep birlikte yaşadık. Aile bütünlüğümüzü bana verdiği değerler, onlardan aldığım terbiye ile saygı ve sevgi içinde yaşıyoruz.
*** Dünyanın birçok ülkesini gezdiniz gördünüz bizleri onlardan ayıran en büyük faktör nedir sizce?
Dünyanın her ülkesinin farklı farklı değerleri, yaşayış şekilleri var. Bizi onlardan ayıran en büyük faktör eğitim, sanat, kültür, inanın bu üç faktör onların yaşamlarına anlam saygı, sevgi, güzellik kazandırıyor. Maalesef diyorum bizde eğitim, sanat, kültür olmadığı için bugün örf, adetlerimizi birçok değerlerimizi kaybediyoruz. Tarihi sokaklarımız paha biçilemeyecek kadar eserlere sahip. Bunlara hiç sahip çıkmadığımız gibi her şeyimiz olan bu güzelliklerin kıymetini de bilmiyoruz. Çok ama çok üzücü görüyorum. Belki bir şeyler yapılmaya çalışılıyor ama yeterli mi bu tartışılır.
*** Sizin için ‘’Mükemmel’’ bir günün tanımını yaparsın?
Eş, dost, akraba, arkadaşlarla sağlık içinde, huzurlu, mutlu geçen her gün benim için ‘’ mükemmel ‘’ geçen gün olarak görüyorum değerli dostum.
*** Birbirine yakıştığını düşündüğün iki renk söyler misiniz?
Bu soru biraz farklı gibi geldi ama ben takım tutmuyorum bunun bilincinde olarak beyaz ve siyah renkler çok şeyler ifade eder.
*** Ne için bilinmek ve hatırlanmak istersiniz İbrahim Bey?
Aldığım her nefes benim değil yüce rabbimin. İyiliklerle anılsam yeter Mustafa Bey.
*** Bir gün 25 saat olsaydı, o fazla olan bir saati nasıl değerlendirirdiniz?
İnanın bana zaman hiç yetmedi bu anlamda öyle bir şey olsa yine çalışırım, yine çalışırım.
*** Şu anda ne okuyorsunuz?
İşte bu soru karşısında tebessüm değil kah kaha ile gülmek istiyorum inanın. Doğrusunu söylemek gerekirse gazete dışında hiçbir şey okumadım. Son zamanlarda yurt dışı seyahatler da tavsiye edilen okuyorum ama bitirdiğim hiç olmadı daha…
*** Bu yıl içerisinde satın aldığınız en sevdiğiniz şey nedir?
Koleksiyonuma kattığım eşyalar harici, eşime, torunlarıma aldığım eşyalar. Bunlar benim çok değerlidir. Hepsi ayrı birer güzellikte.
*** Okulda en sevdiğiniz ders hangisiydi, sizin hayatınıza dokunuş yapan öğretmeniniz var mı?
Edebiyat dersini çok severdim. İlk okul öğretmenim Muzaffer Uyar, İstanbul da ki öğretmenim Ertuğrul Düzdağ ve bizim dönem öğretmenlerimiz bizlere çok değer kattılar onların hiçbirinin haklarını yiyemem.
*** Bu dünyadan göç etmiş bir insan ile tanışma fırsatınız olsaydı kime yakından tanımak isterdiniz İbrahim Bey, Neden?
Rahmetli Vehbi Koç ve Sakıp Sabancı beylerle tanışmayı ve tecrübelerinden yararlanmak isterdim. Mekanları cennet olsun her ikisinin de inşallah.
*** Sizce insanların sadece moda olduğu için dinlemesi, izlemesi, giyinmesini nasıl karşılıyorsunuz?
Zaman çok hızlı ilerliyor, her şey o kadar değişiyor ki, her şeyi olduğu gibi kabul etmek zorunda oluyorsunuz. Bu sebeple kesinlikle saygı duyuyorum diyebilirim.
*** Afyonkarahisar yerine farklı bir şehirde doğmak ve yaşamak ister miydin, isteseydin hangi şehir olurdu?
Bu soruyu dedemin hayatından bahsederek cevaplamak istiyorum Mustafa Bey. 1947 yılında yurt dışına çıkan dedem her yeri görmüş döndüğünde söylediği ‘’ Dünyanın cenneti Türkiye, Türkiye’nin cenneti Afyonkarahisar’’ bu cümle bizim ailemize çok şeyler katmış. Afyonkarahisar dediğinde bende çok kızardım ama dünyayı, ülkemizi ve Afyonkarahisar’ımızı gezip gördükçe ülkemizin ve Afyonumuzun kıymetini herkes bilmeli diye düşünüyorum
*** Sevdiğin şarkılardan birisini kahve tadında sohbette söylemek istersen hangisini tercih edersiniz?
Her bir eser elbette çok güzel ama benim en çok sevdiğim şarkı,
‘’Ah, dönülmez akşamın ufkundayız
Vakit çok geç
Bu son fasıldır ey ömrüm
Nasıl geçersen geç ‘’
Tabi ki bu şarkıyı Bülent Ersoy Hanım efendiden dinlemek büyük keyif benim için diyebilirim.
*** Son olarak sizce ben nasıl biriyim İbrahim Bey?
Sizin hayatın içinde çok farklı sosyal tecrübeleri olan bir kişisiniz. Afyonkarahisar ve Türkiye sevdalısınız. Alçak gönüllü, samimi içten bir kişiliğiniz var. Sizi her zaman takdir eden birisiyim.
*** Zamanın nasıl geçtiğini anlayamadım keyifli güzel bir sohbet oldu. Sizinle bu sohbetimiz arasında çok değerli Akü Konservatuvar hocalarımızdan önce Yunus Emre Uğur sonra Besyo’dan Can Kaymaz hocamız gelip bize eşlik ettiler. Öncelikle bu haftaki konuğum çok değerli iş adamı İbrahim Alimoğlu’na sonra diğer arkadaşlarıma bize katıldıkları için çok teşekkür ederim.
Bir sonraki ‘’ Kahve Tadında Sohbetimizde’’ buluşmak üzere tüm okurlarıma sevgi ve saygılarımı sunuyorum her şey gönlünüzce olsun.