Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

“Dünyanın hiçbir yerinde estetik operasyonlarını SGK karşılamaz”

Afyonşehir Web TV’deki Her Şeye Dair programında Nergiz Kılıç Savrık’ın sorularını yanıtlayan Park Hayat Hastanesi Estetik ve Plastik Cerrahi Uzmanı Op. Dr. Necmettin Karasu: “SGK normalde estetik ameliyatlarını karşılamıyor. Dünyanın hiçbir yerinde sadece bizim ülkemize has değil. Dünyanın diğer ülkelerinde de SGK estetik ameliyatları genelde karşılamaz”

Afyonşehir Web TV’deki Her

Afyonşehir Web TV’de yayımlanan ve sunuculuğunu Nergiz Kılıç Savrık’ın yaptı Her Şeye Dair programına konuk olan Afyonkarahisar Park Hayat Hastanesi Estetik ve Plastik Cerrahi Uzmanı Op. Dr. Necmettin Karasu, Türkiye dahil dünyanın hiçbir ülkesinde sosyal güvenlik kurumlarının estetik operasytonları karşılamadığını açıkladı. Karasu, “SGK normalde estetik ameliyatları karşılamıyor. Dünyanın hiçbir yerinde sadece bizim ülkemize has değil. Dünyanın diğer ülkelerinde de SGK estetik ameliyatları genelde karşılamaz” dedi. İki yıl önce kamudan ayrılıp Afyon Park Hayat hastanesinde göreve başladığını kaydeden Op. Dr. Necmettin Karasu, Her Şeye Dair programının sunucusu Nergiz Kılıç Savrık’ın sorularına verdiği yanıtlar şöyle:

ESTETİK CERRAHLIK NEDİR? NE İŞ YAPAR?

“Bizim bölümün tam adı plastik estetik cerrahi, yani tıpta uzmanlık branşlarından bir branşız. Biz uzmanlık eğitim süresi en uzun olan branşların başındayız. Hatta bizim eğitim uzmanlık eğitim sırasında eğitim süremiz 6 yıldı. Günümüzde 5 yıl ama uzmanlık eğitim süresi zaten en uzun olan branş. Branş olarak estetik aslında toplumda çok yaygın olarak biliniyor. Basın yayın organlarında çok sık gündeme geldiğinden dolayı estetik ameliyatlarımız bilinmesine rağmen aslında plastik cerrahinin yaptığı çok daha fazla ameliyatlar var. Estetik ameliyatlarının dışında bunlar çok fazla bilinmiyor. Bunlardan kısaca bahsedecek olursak, mesela el cerrahisi ameliyatları yapmaktayız. İşte trafik kazası olsun. İş kazası olsun. Elde parmak kırıkları el kemik kırıkları olsun. Bazen tendon yaralanması kiriş dediğimiz parmağı hareket ettiren kirişlerdeki yaralanmalar kopmalar eldeki damar sinir yaralanmalarına bakmaktayız. Hatta total kopan bir parmağı tekrar yeniden hem kemiğini hem damarını sinirini artı kirişlerini tek tek onararak yeniden o parmağa fonksiyon kazandıracak işlemleri de yapıyoruz. Bunlarda yine plastik cerrahinin ilgi alanlarını oluşturan önemli bir bölüm aslında bu biraz ortopedi ile ortak bir şey bizim plastik cerrahinin bir özelliği de bir çok bölümle böyle geçişlerimiz var. Onları bir ortopedist gibi çalışıyoruz.

CERRAH OLARAK ESTETİK OPERASYONLAR DIŞINDA NELER YAPIYORSUNUZ?

Bazen sinir tamir ediyoruz. Beyin cerrahiye benziyoruz. Bazen damar onarımı yapıyoruz. Kalp damar cerrahiyi bazen andırıyoruz. Bu açıdan hani plastik cerrahinin diğer bölümlerle böyle bir geçişkenlikleri fazla yani bazen çocuk hastalarımız oluyor. Orada bir bakıyorsun bunu insanların çocuk cerrahları yapmıyor mu? Gibi düşünebiliyor. O açıdan geçişkenliklerimiz fazla el cerrahisi de dediğim gibi önemli bir bölüm hatta günümüzde artık el cerrahisi diye yan dal uzmanlığını bu da yine plastik cerrahlar ya da ortopedi uzmanları gibi tekrardan yan dal yapıp sadece o alanla ilgileniyorlar. Ama biz plastik cerrahı olduğumuzda eğitimimiz sürecinde tüm bu şeylerin hepsini öğrenecek şekilde ameliyatlar yapıyor. Ben uzman olduğumuzda her türlü damar sinir yaralanması işte el bileği seviyesindeki sinir sıkışması ameliyatları olsun. Tüm o tarz ameliyatları yapıyoruz.

YARIK DUDAK OLARAK DOĞAN ÇOCUKLAR NE ZAMAN AMELİYAT EDİLMELİ?

Bu grup ameliyatlarda bizim konjenital hastalıklar dediğimiz gebelik sürecinde anne karnındayken olan bazı hastalıklar grup hastalıklarının kategorisi bunların ameliyatlarını da yine plastik cerrahları olarak bizler yapmaktayız. Yani dudak ameliyatını ne zaman yapıyoruz. Aileler mesela çok tedirgin oluyorlar. Çocuk bir doğuyor, dudağı yarık. Aslında bu eskiden daha travmatik oluyordu. Ama günümüzde artık teknoloji gelişti. 3 boyutlu 4 boyutlu ultrasonlar kadın doğumcular çoğunlukla takiplerinde dudağı yama olduğunu tespit ediyorlar. Ailelerin bir çok defa haberi olmuyor. Doğan çocukların dudağının yarık olduğunu damağının yarık olduğunu ya da parmak sayısının fazla olduğunu bilebiliyorlar. Bunların tedavisi var. Kesinlikle hiç panik olmamaları gerekiyor. Zaten bu tarz çocuklar doğduğunda ilk bebeği pediatri doktorlarımız çocuk doktorlarımız hemen muayene ederler. Onlar muayenede baktılar dudağı yarık damağı yarık ya da işte parmak sayısında fazlalık ya da yapışıklık varsa plastik cerrahi konsültasyonları isterler biz gidip hastayı değerlendiririz. Bu konuda da aileleri rahatlatır ve gerekli bilgileri veririz. Yani bunlar hemen anında ameliyat edilecek hasta kategorisi değil. Bunlar aslında bunların bir ameliyat zamanları var. O da önemli ailelere deriz mesela yarık dudak ameliyatlarını 3 4 aylıkken genelde yapıyoruz. Yarık damak ameliyatlarını biraz daha çocuğun damak yapısı gelişsin rahat anesteziyi tolere edebilsin diye 1 yaş civarı yaklaşık ameliyatının olduğunu söylüyoruz. Orada da püf nokta şu çocuk konuşmaya başlamadan önce damak yarığını kapatmak istiyoruz ki konuşma şekli bozulmasın konuşmayı öğrendikten sonra yine yapışık parmaklar ya da parmak sayısı fazla olanlara da yine acele etmiyoruz. Ama bazen basit bir parmak yapışıklığı oluyor. Böyle sallanan basit polidaktili dediğimiz parmak yapışıklığı olur. Onları bazen erken günlerde alabiliriz. İlk başlarda ama diğerlerini takip ediyoruz. 1 yıl 2 yıl sonra duruma göre ya da eğer parmak gelişimi olumsuz etkilerse daha erkende yaptığımız hastalar oluyor. Takiplerini yapıyoruz. Aileyi bilgilendiriyoruz. Durum hakkında.

BENLERİN ALINMASI ESTETİK KAYGIDAN MI YOKSA SAĞLIKTAN MI?

Şimdi şöyle bunlar böyle hani çok basit şeyler hemen anlatılıp polidaklisi yapışık parmak ya da parmak sayısının fazla olması değil. Bazen sadece 6 parmaklı gibi anlaşılıyor. Ama öyle değil. Bazen gerçekten 7 parmak 8 parmak doğan bebekler oluyor. Aynı zamanda bu hem fazla parmağı olup hem de parmakları birbirine yapışık olanlar oluyor. Bunların hani standart tek bir kategorisi yok. Onlara bazen el anomalisi diyoruz. El anomalisi şeklinde anormal olan şeyler onları da bazen basamaklı şekilde tedavi ediyoruz. Zamana yaymıyoruz.

Şimdi şöyle bir şey benlerin bir kısmı kozmetik açıdan alınması gereken benler var. Aslında gereken demeyelim de hastanın talebi benim şu anda bir benim var. Hocam ben bu beni sevmiyorum alınmasını istiyorum. Herhangi tıbbi zorunluluk olmayan benler bu tarz benler alınabilir. Alınmasında hiçbir sıkıntı yok. Aslında tüm benler alınabilir. Hiçbir benin alınmasında böyle hani tıbbi açıdan bir sakınca yok. Tek ben aldığımızda hastalarımıza dediğimiz o bölgede benin büyüklüğüne bağlı olarak bir iz kalacağını söylüyoruz. İz kabul edildikten sonra benler alınabiliyor.

VÜCUTTAKİ HER BEN ALINABİLİR Mİ?

Bazı benler var ki bunlar artık tıbbi açıdan biz öneriyoruz. Kozmetik açıdan değil de tıbbi açıdan bu ben ileride hastaya problem çıkarabilir. İleride yıllarda cilt kanserine cilt tümörüne dönüşebilir.

Mesela diyelim normal bir benimiz var. Herkeste var. Benim bile şu anda benim var. Beni olmayan insan yok gibidir hemen hemen bu ben sakıncalı bir ben değil. Takip ederiz. Bunları ama benin çapı artmaya başladıysa büyüklüğü artmaya başladıysa sınırlarında girinti çıkıntı gibi düzensizlikler olduysa benler çoğunlukla yuvarlak sınırlarında girinti çıkıntı oluşmaya başladıysa ve değişikliği olduysa diyelim açık renkliydi bir anda koyulaşmaya başladıysa ya da tersi de olabilir. Deriden kabarıklığı artmaya başladıysa gibi kriterlerimiz var. Eğer bu kriterler varsa biz bu tarz benlerin tıbbi açıdan alınmasını istiyoruz. Hastaya diyoruz bak sende şu şuşu kriterler var. Bu benin alınması lazım çünkü bu ben bize sinyal veriyor. Diyor ileride ben problem olabilirim. Haberiniz olsun. Tabi bunları ciddiye almak ve çıkarıp mutlaka patolojik incelemeye göndermek gerekiyor.

BENLERİNDE SORUN OLAN HASTALAR İLK ÖNCE HANGİ BÖLÜME BAŞVURMALI?

Son yıllarda böyle dikkatimizi çeken şöyle bir şey var. Bu benlerle alakalı bazı yerlerde sosyal medyada orada burada görüyoruz. Hekim olmayan ortamlarda güzellik merkezlerinde bazı ben yaktırma işlemi yüksek enerjili plazmapen dediğimiz cihazlarla ya da lazerlerle o tarz benleri yok etme tarzı patolojik incelemeye göndermeden yok etme tarzı işlemler yapıyor. Aslında bu çok riskli ve tehlikeli bir halk sağlığı sorununa neden olabilir. Çünkü bu tarz benleri almadan önce mutlaka bir plastik cerrahi uzmanı ya da bir cildiye uzmanının değerlendirmesi lazım. Cildiye uzmanları çoğunlukla dermatoskop dediğimiz büyüteçlerle bakarlar. O benin hani eğer kanser riski şüphesi varsa zaten onlar bize yönlendirirler. Biz onları alıp mutlaka patolojik incelemeye göndeririz. Çünkü patolojik incelemeye göndermediğimiz bir ben kötü huylu olmuş olabilir.

CİLT KANSERİ HAKKINDA NELER SÖYLEMEK İSTERSİNİZ?

Bir beni yok ettiğinizde altta bir ben kalıntısı kalmışsa kötü huyluysa o başka yere o zaman yayılır. Ve ona erken tanı koyamayız. Ki son yıllarda cildiye uzmanlarıyla bazı arkadaşlarla konuştuğumuzda bu tarz şeylerin arttığını gözlemliyoruz. Odağı belli olmayıp uzak bölgede cilt kanserinin yayıldığı tümör vakalarında bir artış var. Bu açıdan hani halkımız bu tarz merkezlerde yüksek enerjili cihazlarla muayene edilmemiş hekim tarafından muayene edilmemiş ve patolojik incelemeye gönderilmeden o tarz işlemlerin yapılması sakıncalı bunlara dikkat edilmesi lazım bunların iyi denetlenmesi lazım çünkü çok sosyal medyada orada burada özellikle içsiz ben ameliyatı yapıyorum diye bu tarz reklamlar yapılıyor. Yani ben dikkat ediyorum. Hiçbir paylaşımı yapan bir plastik cerrahi ya da cildiye uzmanı değil. Başka birileri paylaşıyor. Bu tarz şeyleri bir cildiye uzmanı plastik cerrahi uzmanı bilir ki bu sıkıntılı bir şeydir. Böyle bir şey olmaması lazım patolojik incelemeye gönderilmesi lazım.

BENLER KANSERE DÖNÜŞEBİLİR Mİ?

Şimdi cilt kanserlerinin çeşitleri var. Kanser dediğimiz iyi huylu değil de kötü huylu olanlara biz daha çok halk arasında kanser diyoruz. Kanseri de 3 çeşide ayırıyoruz. Bunların 1 çeşidi var. Bazal hücreli kanseron dediğimiz çok fazla uzak bölgeye yayılmaz. Böyle yıllar içinde yavaş yavaş bir bölgede çıkar böyle bazen kaşıntı yapar kabuk bağlar. Ama aylar geçer 1 ay 6 ay 1 yıl 2 yıl bir türlü iyleşmez yani bu tarz bir şey varsa bu bir cilt kanseri ama çoğunlukla uzak bölgeye yayılmayan bir cilt kanseri yani bunları sadece lokal anestezi ile günü birlik işlem olarak çıkarttığımızda çoğunlukla tedavi olarak yeterli oluyor. Ve bunlar uzak bölgelere çok yayılmıyor. Bunlardan çok korkmuyoruz ürkmüyoruz. Şöyle bir şey de var. Bizim toplumda yanlış bilinen bir şey acaba bir kansere bıçak vurulduğunda ameliyat olduğunda bu daha kötü olur mu böyle bir şehir efsanesi var. Bunun aslında nedenini asistanlık yıllarında dikkatimizi çekti. Özellikle yaşlı hasta grubu dirençliler doktora gelmekte niye gelmiyorsun diye soruyoruz işte hocam korktum bizim bir akrabamız vardı 5 yıldır orasında bir kitlesi vardı problem yaşamıyordu ameliyat oldu. 3 ay 6 ay 1 yıl sonra vefat etti. Bende ondan korktum bunun aslında hastalar doğru söylüyorlar ama olayın takibi boyutunu vurguluyorlar.

BENLERDEKİ RENK DEĞİŞİMLERİ TEHLİKELİ Mİ?

Bu hastalar geç gelen hastalar bize geldiğinde bazen biz bakıyoruz artık çok geç gelmiş hasta başka bir yere metastaz yapmış zaten biz tümörü çıkarsak bile uzak bölgede kanserli hücre olduğundan dolayı hastanın 1 süre sonra refakati bekleniyor. Bu grup hastanın ama hastanın hasta yakınları bunu anlatırken bizi ihmal ettiklerini demiyorlar da gittik bıçak vurdu o olaydan sonra olmuştur ama belki bıçak vurulmasaydı 6 ay sonra ölen hasta belki 3 ay sonra ölecekti aslında biz tümör yükünü azalttığımızda yine hastanın sağ kalımı biraz daha artıyor. Yani daha fazla yaşıyor. Belki hiç bıçak vurulmasaydı 6 ayda değil de 3 ayda hasta vefat edecekti. Renk değişimi büyüklüğünün artması girintili çıkıntılı olması bir de deriden kabarıklığının artması gibi kriterlerimiz var. Bunlar varsa bir cildiye doktoru ya da plastik cerrahi doktoruna gelmelerinde fayda var.

ESTETİK OLARAK GÖĞÜS AMELİYATLARI HAKKINDA BİLGİ VERİR MİSİNİZ?

Burada yaptığımız en sık yaptığımız ameliyatların başında burun ameliyatları geliyor. Tabi bizim toplumda da zaten önemli en çok yaptığımız burun ameliyatlarıdır. Yine kepçe kulak ameliyatları sık yaptığımız ameliyatlardan biri meme estetiği çok sık yaptığımız ameliyatlardan biri memede de 3 çeşit ameliyatımız var. Çok büyük olup artık hastayı rahatsız edecek derecede büyük olan göğüsler onlara da meme küçültme ameliyatı yapıyoruz. Bir grup hastanın memesi çok küçük olup büyültme talebi olan hastalar onlara da meme dikleştirme silikon implant kullanarak meme dikleştirme ameliyatı yapıyoruz. Diğer bir grup hastada memelerde sarkıklık olan hasta grubu bunlarda da meme dikleştirme ve toparlama ameliyatı dediğimiz estetik ameliyatlar yapıyoruz. Bazen bu meme dikleştirme toparlama yaptığımız hastalarda eğer memesindeki hacim yeterli değilse onlara aynı seansta silikon koyup hem dikleştirme toparlama hem büyültmeyi de aynı seansta yapıyoruz.

KARIN GERME VE DÜZLEŞTİRME AMELİYATLARI HAKKINDA NELER ANLATMAK İSTERSİNİZ?

Diğer bir grup ameliyat ise karın germe ameliyatı karını şekillendirme ameliyatları bunu da çoğunlukla liposakşınla kombine ediyoruz. Karın germe ameliyatlarını orada fazla deriyi alıyoruz. Alttaki yağları alıyoruz. Ve içeride karın kaslarını özellikle kadınlarda doğuma bağlı karın kaslarında yayvanlaşma olur. İçeride karın kaslarının da sıkılaştırma işlemi o şekilde karın germe ameliyatı yapıyoruz. Yine liposakşın sadece burada kullanmıyoruz vücut bölgelerinde özellikle bölgesel yağlanmalar olduğunda o bölgelere fazla yağları almak için liposakşın dediğimiz yağ aldırma ameliyatımız var. Özel solüsyonlar veriyoruz.

BÖLGESEL YAĞ İŞLEMİ NEDİR?

Şimdi şöyle söyleyeyim, liposakşın bir zayıflama yöntemi değildir. Aslında ama kontür düzeltme ameliyatı hastalar ideal kiloya yakın kiloya gelir. Kimisinin göbeğinin üstünde kimisinin yan bölgelerinde basenlerde bölgesel yağlanmalar kalıyor. Ve liposakşınla gerçekten bu bölgelere müdahale ettiğimizde çok iyi kozmetik sonuçlar alıyoruz. Hasta kalktığında dediğiniz gibi o bölgedeki yağdan kurtulmuş oluyor. Çok daha rahat kıyafetler giyebiliyor. Ve çok böyle büyük izlerde olmuyor. Küçük deliklerden girip o yağları alıyoruz. Burada çok sorulan bir şey hocam kaç kilo alıyorsunuz ne kadar yağ alıyorsunuz kısmı aslında burada biz böyle çok bazen hastalar bir zayıflama yöntemi sanıp böyle 10 kilo 15 kilo yağ alacağımızı düşünüyorlar. Biz öyle o kadar yağlar almıyoruz. Bizim ama aldığımız bir 2 kiloluk yağı hastada ortaya çıkardığı kozmetik sonucu bazen hasta 20 kiloda verse o görüntüyü elde edemiyor. Çünkü o bölgesel yağlar kalıcı oluyor.

YAĞ ALDIRAN HASTA NE KADAR SÜRE HASTANEDE KALIYOR?

Bir çok hastada istediği kadar zayıflasın o bölge çok zayıflamıyor. Dolayısıyla liposakşın o açıdan düzgün kullanıldığında gerçekten çok güzel kozmetik sonuçları olan bir ameliyat şimdi bu ameliyatlarda liposakşında günlük yaşama dönme hızlı aslında hastanede genelde 1 gün yatış oluyor. Ertesi gün taburcu ederiz. Hastaları sadece bir korse kullanmaları gerekiyor. Liposakşında bunlarda bizim toparlama süreci biraz daha ağır olan ameliyatımız karın germe ameliyatı çünkü karın germede hem karın kasları içeriden sıkılaştırma hem dışarıdan sıkılaştırma yapıyoruz. Burada biraz toparlanma süreci karın germe ameliyatlarında hastanın ağrı eşiğine göre değişir. 2 hafta 3 haftayı buluyor. Ve orada da korse kullanması önemli çünkü biz deri ile kaslar arasındaki yağları boşaltıyoruz. Derilerin yerini değiştiriyoruz. Göbek deliğinin yerini değiştiriyoruz. Hepsi sonradan iyi ki olmuşum böyle bir şey niye gecikmişim keşke daha önce gelseydim gibi geri dönüşlerde bulunuyorlar. İlk 1-2 günkü ağrı sürecinde biraz pişmanlık duyar gibi oluyorlar. Ama zaten biz o süreçte hastanede yatırıyoruz. Ve güçlü ağrı kesicilerle o ağrı sürecini iyi yönetiyoruz. Dolayısıyla çok da bir sıkıntı olmuyor. Taburcu olduğunda da artık normal tablet ağrı kesicilerle idare edecek şekilde geldikten sonra hastalarımızı taburcu ediyoruz.

SGK ESTETİK AMELİYATLARI KARŞILIYOR MU?

Tabii ki bu soru çok sorulan bir soru SGK normalde estetik ameliyatları karşılamıyor. Dünyanın hiçbir yerinde sadece bizim ülkemize has değil. Dünyanın diğer ülkelerinde de SGK estetik ameliyatları genelde karşılamaz. Zaten o topa girerse SGK’lar çökerler çünkü estetik şeylerin sonu yok. Yani onun altından kalkma şansları yok. Sigorta şirketlerinin istisnai durumlarda böyle çok gerçekten artık estetik boyutunu aşmış hastalar bazen olur. Onda da çok sert kriterler vardır. O kriterleri doldurmak kaydıyla istisnai durumlarda bazen karşıladığı olur. Mesela ben üniversitedeyken yaşlı bir teyze gelmişti. Memelerde çok ileri derece sarkık yani teyzenin şikayeti şuydu ya doktor bey benim en büyük problemim ben namaz kılıyorum. Rükuya gittiğimde dengemi kaybedip düşüyorum. Bundan kurtulmak istiyorum. Yani bu derece problem olunca bazen o zaman heyet raporu belli kriterler şu şuşu kriterler olmak kaydıyla istisnai durumlarda artık bu kozmetik şeyler çok yani zaten 65 70 yaşındaki hasta artık şeye hiçbir kaygısı yok. Hatta ameliyat kararı aldığımızda doktor bey lütfen benim mememi böyle çok güzel genç kız memesi gibi yapma benim ağrılarımı kurtar ben namaz kıldığımda problem yaşamayayım yeter zaten hasta hiçbir estetik kaygı belirtmiyor. O grup hasta artık şey boyutunu geçmiş onlar gerçekten sağlık problemi boyutuyla gelmiş istisnai durumlarda böyle bazen SGK’nın şey yaptığı durumlar olabiliyor. Ama rutinde dünyanın hiçbir yerinde estetik ameliyatları ful estetik ameliyatları SGK’lar karşılamazlar.

SİZ SADECE AMELİYAT MI YAPIYORSUNUZ?

Ağırlıklı olarak cerrah olduğumuz için çoğunlukla hep akla ameliyat kısmı gelir. Ama ameliyatsız şeyler de yapıyoruz. Küçük dokunuşlar dediğimiz yüz bölgesinde kırışıklıkların tedavisinde çok sık kullandığımız botoks yapıyoruz. Dolgudur mezoterapidir cildi yenileştirme gençleştirmeye yönelik işlemlerde tabi bunların gençlik aşısı olsun. İşte mezoterapi ürünleri dediğimiz ürünler olsun. İşte PRP dediğimiz kanı alıp işlemlerden geçirip tekrar hastanın cildinin içine enjeksiyonlar tarzı şeylerde yapmaktayız. Yani bunlar daha çok hastanın cilt kalitesini artırmak işte normal küçük kırışıklıkların tedavi etmek gibi hastayı daha genç daha iyi göstermeye yönelik yaptığımız ameliyatsız işlemler.

ESTETİK OPERASYONLAR HASTALARA MORAL VERİYOR MU?

Aslında bazen bize gelen hastaların bir kısmı gerçekten geldiğinde umutları düşük oluyor. Böyle bazen depresyona girmiş vaziyette geliyorlar. Kimi kilosunu kafaya takmış oluyor. Bazen kadın hastalar göğüsleri hiç olmuyor çok küçük oluyor ciddi manada öz güvenleri olmuyor. Bir ameliyat ediyorsunuz işte silikon yerleştirip memeyi büyütüyorsunuz sonra 1 hafta sonra ya da 1 ay sonra hasta size geldiğinde gerçekten hastanın o şeyden o depresif tablodan tamamen çıktığında tamamen öz güven geliyor. Öz güven patlaması olur. Bazen onu görüyoruz. Bazen böyle hastaların psikolojik ciddi manada destek boyutu da var. Bizim yaptığımız işlemler işte karın germeye geliyor. Bazen hasta çok ciddi manada karında sarkıklıklar ve taşımakta zorlanıyor. Bazen işte meme küçültme ameliyatı yapıyoruz dedik bazen öyle oluyor ki 3 kilo 4 kilo meme çıkarttığımız hastalar oluyor. Yani bu hastayı ciddi manada rahatlatıyor. Hasta ciddi yüklerden kurtuluyor. Buda hastaları o böyle psikoterapi gibi bir boyutu var. Hatta biz böyle bazen konuşurken bir doktor arkadaş şey dedi. Ya aslında biz psikiyatrinin neşterle çalışan doktorları gibiyiz gibi bir o boyutu da var. Ama bizim yaptığımız işlemlerde çok iyi hesaplanması lazım bu cerrahi işlemler kime hangisi uygulanacak kombine edilecek neler yapılacak geri dönüşü olmayan işlemler yaptığımızdan dolayı işinde uzman olanlara müracaat etmek lazım.

ESTETİK OPERASYONLARDA RİSKLER NELERDİR?

Tabii şimdi bir yerde bir ameliyat varsa her ameliyatın cinsine göre bir komplikasyonları riskleri mutlaka oluyor. Yani risksiz bir ameliyat yok. En küçük bir ben aldırmada işte en çok bize sorulan soru bu ‘benimi aldığımda hocam risk alır mı’ diye. Bütün ameliyatlarda bir risk alınıyor. Yani biz kendimiz estetik diksek bile hastalara burada mutlaka bir iz kalacağını izin şeklini tabi bizim hedefimiz nedir? Hastalarda minimum iz bırakmaktır. Onun için bir ameliyat yaparken onun doğal vücut kıvrımları var. Çizgileri var. Diyelim ki alında bir ben varsa bunu böyle dikey çıkarırsak iz daha fazla kalır ama alın çizgilerine paralel çıkarttığımızda daha az iz kalır gibi kritik noktalar var. İşte bir meme ameliyatı yaparken memenin izini memenin alt bölgesinde gizlemeye çalışırız. İşte kepçe kulak ameliyatı yapınca kulağın arkasından kesi yaparız ön tarafından herhangi bir kesimiz olmaz. Kulağın arkasında gizlemek gibi şeylerimiz var. Ama her ameliyatın dediğim gibi bir riskleri var. En basiti iz tüm ameliyatların hepsinde bütün cerrahların yaptığı her türlü ameliyatta sadece plastik cerrahi değil.

RİSKLER NELERDİR?

Genel cerrahi bütün yerlerde dikiş yeri enfeksiyon kapabilir. Enfeksiyona bağlı açılabilir. Veya büyük bir ameliyatsa altında sıvı birikebilir. Kan birikebilir o dikişlere zarar verebilir. Meme küçültme gibi ameliyatlarda o bölgenin altına diren dediğimiz hortumlar koyarız. Sıvı kan biriktiğinde dışarı aksın zarar vermesin tabi biz ameliyata girerken o ameliyatın cinsine göre riskleri ve komplikasyonları minimalize etmek amaçlı ne gerekiyorsa yapıyoruz. İşte bu liposakşın ameliyatı karın germe ameliyatlarında ameliyat öncesi baskılı çoraplar giydiriyoruz. Çok çok nadir daha nadir bir şey olmasına rağmen bazen emboli dediğimiz bir hayati risk oluşturan komplikasyonlar var. Ama bunların tedbirlerini alıyoruz. Ama ameliyat varsa o komplikasyonları minimale indirmek için tedbirlerimizi alıp o şekilde ameliyata giriyoruz. Zaten bütün hastalara eğer genel anestezi altında yapacaksak mutlaka kan tahlili kalp grafisi akciğer grafisi gibi tahlillerimizi ameliyat öncesi istiyoruz. Dahiliye ile alakalı bir problemi varsa ilgili uzmanlara mutlaka gösteriyoruz. Gerekirse eğer ameliyat ciddi bir risk oluşturacaksa önce onları tedavi ediyoruz. Estetik ameliyatlarımızı daha sonraya erteliyoruz.”