Milli Eğitim Bakanlığınca hazırlanan ve tüm öğretim kademelerindeki zorunlu ders müfredatını kapsayan ‘Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli’ 26 Nisan’da kamuoyuna açıklandı. Tüm tarafların görüşlerini bildirmesi amacıyla bir hafta süreyle erişime açık olacak ‘Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli’ adını taşıyan yeni müfredat taslağına ilişkin görüşlerini açıklayan Afyonkarahisar Pedagoji Merkezinden Dr. Pedagog Emrah Şenbabaoğlu, “Eğitimce onca sorun varken yeni model kapsayıcı olacak mı? Eğitimciler, öğretmenler, veliler ve öğrenciler ne kadar hazır? Bakanlık süreçlerde ne kadar hassas davrandı? Eğitimciler, veliler ve öğrenciler ne kadar hazır” diye sordu.
DEĞİŞİM ÖNEMLİ AMA ZAMANLAMASI MANİDAR
Şenbabaoğlu, bir çok akademisyen ve eğitim platformunun peş peşe açıklamalarda bulunarak, ‘İstişare sürecine yeterli zaman tanınmaması süreci tepeden inmeci hâle getiriyor ve sürecin meşruiyetine gölge düşürüyor’ açıklaması yaptıklarına dikkat çekerek, bir çok eğitimci ve köşe yazarının yazısını takip ettiğine işaret etti. Şenbabaoğlu, Türkiye’nin ünlü eğitim yazarlarından Abbas Güçlü’nün yazısından şu alıntıyı paylaştı: “Hızla değişen günümüz dünyasında eğitimin dar kalıplar arasına sıkıştırılıp kalması elbette kabul edilemez. Değişim elbette şart ama nasılı ve zamanlaması da bir o kadar önemli.”
SÜRECİN İŞBİRLİĞİNE VE ŞEFFAFLIĞA DAYALI OLABİLMESİ İÇİN ZARURİDİR
Eğitim Reform Girişimi adlı bir başka eğitim platformunda “İstişare sürecine yeterli zaman tanınmaması süreci tepeden inmeci hâle getiriyor ve sürecin meşruiyetine gölge düşürüyor. 10 yılda geliştirildiği paylaşılan yeni müfredatın, 3 bini aşkın sayfadan oluşan 26 farklı yeni öğretim programı ve bir ortak metin içerdiği düşünüldüğünde, paydaşların, bir haftalık sürede müfredata ilişkin derinlikli değerlendirme yapabilmesi gerçekçi bir beklenti değildir. Geribildirim süresinin uzatılması, sürecin işbirliğine ve şeffaflığa dayalı olabilmesi için zaruridir” denildiğini aktaran Şenbabaoğlu, açıklamasında şunlara dikkat çekti:
ÖNCELİK YAPILMASI GEREKENLER GÖZ ARDI EDİLMEMELİ
“Peş peşe açıklamalara sessiz kalan MEB, kendi bünyesinde istihdam ettiklerine bir şekilde ulaşacak, ya velilere veya öğrencilere nasıl anlatacak. Sosyal medya hesaplarından tanıtım yapılıyor ama ne kadar kapsayıcı ve platformların ve eğitimcilerin de dediği gibi kapsayıcı, katılımcı ve nitelikli geri bildirim süreçleri, dayatmacılıktan uzak öğretim programları olmadan olabilecek mi?
Bir çok öğretmen adayı atama beklerken, hem de mülakatsız atama beklerken bu değişim ne kadar etkili olacak. Okullarda psikolojik danışman/rehber öğretmen açığından kaynaklı akran zorbalığı, dijital bağımlılık, öğrenme bozukluklarına çözüm ve daha nice problemler varken… Öğretmen-veli ilişkilerinde her okulda hatta her sınıfta problemler katbekat büyürken… Öğretmen mesleğine