Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

Güneşin Tanrısı

O zamanki inanç sistemine

O zamanki inanç sistemine göre ilahi güç sayılan Güneş’in doğuş ve batışlarını Nemrut Dağı’nda izlemek bir başka güzel.

Kahve Tadında Sohbetten harika bir hafta başlangıcı diliyorum sevgili dostlarım. Bildiğiniz gibi her hafta başında farklı sanatsal, kültürel, doğa, müzik ve buna benzer konularla sizlerin beklentilerinizi, meraklarınızı, bilgi anlamında yenilikler katmaya çalışıyoruz. İşte bu amaçla bugün sizlere belki de görmediğiniz güzellikleri ayağınıza kadar getirip sizlerle buluşturmak istiyorum.

Geçtiğimiz hafta başında uzun zamandır istediğim ama bir türlü gerçekleştiremediğim Güneydoğu Anadolu’yu kapsayan bir gezi turuna katıldım. Gezmeyi seven bir insan olduğum için her an karşılaşılışa biliriz. Bir elimde fotoğraf makinam üç beş kilo arası sırt çantam ile hayatın içinden karelerle insanlara selam gönderiyorum buradan. Beş günlük bir gezi programım da Güneydoğu Anadolu bölgesinde Şanlıurfa, Diyarbakır, Adıyaman, Gaziantep ve Mardin de tarihi, kültürel, doğal güzellikleri inceleme fırsatı buldum. Hepsi de birbirinden güzel ve görülmesi gereken yerler diye düşünüyorum.

Güneydoğu Anadolu bölgesinde beni en çok etkileyen şehirlerin başında Mardin geliyor. Özellikle de Midyat oldu. Hiç bu kadar beklemiyordum yeni yerleşim merkezlerinin planlı programlı bir şekilde yapılması karşısısın da şaşırmadım desem yalan olur. Şehrin caddeleri çok geniş, temiz. Ara sokaklarına girseniz bile inanılmaz güzellikte. İnsanların güler yüzlü olması yanında nezaket ve kibarlıkları beni şaşırttı inan.

Burada yaşadığım bir olayı anlatmak istiyorum. Çok fazla kalabalık olmayan trafiğin olduğu eski sokakların birinde fotoğraf çekerken esnaf bir arkadaşın eli ile bana işaret ettiğini fark ettim. İşaret ettiği noktaya döndüğümde bir aracın beni beklediğini gördüm. Gülen bir yüz ile karşılaştım, bende gülen yüzüm ile kendilerinden özür diledim. Sonra bana işaret eden esnaf kardeşin yanına geldim sohbet etmeye başladık. İsmini öğrendiğim esnaf Uğur Bey birkaç dakika sizin fotoğraf almanızı beklediler demesi beni farklı illerde bu olaylarda yaşanan olayları hatırlattı. Tarihi ve kültürel dokusu ile Türkiye’de değil dünya da çok önemli bir yer tutan Midyat şarapları hakkında küçük detayları aldım Uğur Bey’den.

Midya’tın eski dar cadde ve sokaklarında gezerken küçüklü büyüklü konakların muhteşem görsellikleri insanların hafızalarında önemli bir yer tuttuklarından eminim. Bu konaklardan birisi olan Aynalı Konak’tan içeri adımlarımızı atarak içeri girdik. Yine tatlı gülümseyen yüzleri ile karşılaşmak çok hoş.

8 odası, 2 büyük salonu bulunan 800 yıllık tarihi bulunan Aynalı Konak Süryani ve Ermeniler tarafından yapılmış. Konağın hemen girişinden solunuza doğru adımlarınızı attığınızda açık bir kapı görürsünüz oradan aşağıya doğru ilerlediğiniz mağara evlerini görmek mümkün. Milattan önce 4. Yüz yıldan kalma olan bu mağaralarda insanlar konaklamıyor ama önümüzde ki yaz döneminde insanların bu mağaralarda konaklamaları için gerekli her türlü çalışmaların olacağını düşünüyorum. Aynalı Konak’ta biraz nefes almak için kenara geldiğimde elinde bir su ile bir bey efendi yanıma yaklaştı kibar ve nezaket içerisinde lütfen buyurun hoş geldiniz dedi. Aynalı Konak’ta çalışan birisi olduğunu düşündüm, ayak üstü sohbet ettik turizm ile ilgili. Bir ara bir bayan yaklaştı yanımıza yanımdaki beye bir şeyler sordu sonra gitti. O ana kadar bu konağın sahibi olduğunu hiç söylemedi. Gayet mütevazı içten davranışları dikkatimi çekmişti zaten. İsmini sonradan öğrendiğim Kasım Aslan Aynalı konağı 2004 yılında çocukluk arkadaşı Hayrullah Aydoğdu ile birlikte zahirecilik yaparken kazandıkları para ile aldıklarını ve aslına uygun olarak restorasyon çalışmalarını başlayıp turizme kazandırdıkları dile getirdi. Süryanice, Arapça, Farsça karışımından şu anda kullanılan ‘’ Midyat’’ isminden esinlenerek Ayna ismini verdiklerini söyledi. Aynalı Konak’ta farklı zamanlarda Hercai ve Sıla dizilerinin çekilmiş olması Aynalı konak ülkemizde çok merak edilen konaklar arasına girmiş durumda. Midyat’ta sokaklarının tümünü gezme şansımız olmasa da her bir tarafı farklı güzellikleri yansıtıyor. İşte onlardan birisi de ‘’Hükümet Kadın’’ filimin afişlerini yer aldığı bir konak dikkatimi çekiyor. Geniş bir kapıdan içeri girerek avluya çıkıyorsunuz güzel bir bahçe. Sol tarafında iki ayrı bir yerleşim var birisi cafe olarak kullanılıyor hemen yanında restoran bulunmakta. Çok gösterişli olmayan burası sadeliğin yanı sıra işlemeli eski koltukları ile dikkatimi çekti. U şeklinde tek katlı bu yer huzur ve dinlenmek için bir ortam bence. Çok fazla kalmasam da Songül Hanım’ın Kahve teklifini geri çevirerek yoluma devam ettim. Aynı teklifi Aynalı konak sahibi Kasım Bey de yapmıştı onu da bir başka zaman diyerek geri çevirmiştim.

Son yıllar da özellikle İnanç, tarih ve kültür turların artması ile birlikte her gün yüzlerce turların geldiği Midyat doğunun incisi olmaya aday olarak görüyorum. Tarihi boyunca önemli uygarlıklara ev sahipliği yapmış olan Midyat’ta görülmeye değer o kadar güzel yerler var ki örneğin 2016 yılında Midyat Belediyesi tarafından aslına ve tarihi dokusuna uygun olarak restore edilen Midyat Evi 90 yıllık bu güzel konak başlı başına bir değer.

Matiate Yer Altı Şehri Estel Mağaraları Ulu cami mahallesinde, Midyat Belediyesi Kültür Evi. Mete ailesi tarafından kullanılırken alınan Midyat Belediyesine tarafından aslına uygun olarak restore edilen 1925 yılında yapılmış bu konak görülmeye değer bir yer. Berivan, Aşkta Sürgün gibi birçok diziye ev sahipliği yapmış.

Dar sokakları, konakları yan ısıra tarihi camileri ile farklı kültürlere ev sahipliği yapan Midyat’ta Cevat Paşa Camisi, Estel Ulu Camisi, Binbaşı Hacı Abdurrahman Camisi, Mor Abrohom Manastırı, Mor Barsavmo Kilisesi, Mor Şmuni Kilesi, Mor Ahısnoyu Kilisesi, Mor şarbel Kilisesi dikkat çekmektedir.

Güney Doğu Anadolu’da bir başka önemli ve dikkat çeken yerlerden biriside güneşin şehri olarak bilinen Adıyaman oldu. Şehre 42 km uzaklıkta bulanan Nemrut dağında gün batımı ya da gün doğumu izlemek güzel olsa da zorlu yolculuğu dikkat çekmektedir. Bırakın minibüslerdeki zorlu çıkış yolculuğunu sonrası da başlı başına daha zorlu. Genç ya da yaşlı olarak söylemiyorum herkse için zor olan Nemrut dağının tepesine çıkmak. Ben alışkın olduğum için zorlanmadım ama o yolu tamamlamak için zorlanan insanları gördüğüm için üzüldüm. Şöyle bir etrafıma baktım bu tırmanış esnasında birisi olumsuzluk yaşasa ilk müdahale edecek bir yerin olmaması gerçekten utanç olduğunu düşündüm. Gün batımı başlamadan önce birkaç fotoğraf çekimimi gerçekleştirdim sonra Japonlar tarafından Güneşin tanrısı olarak görseli en iyi şekilde görebileceğim yere doğru ilerleyip yerimi aldım. Binlerce insanın bu görüntüyü görmek için ülkemizin dışından geldiklerini görünce mutlu oluyorsunuz. Tabi ki bu değerlerimizi ülkemizin farklı bölgelerinden gelenleri gördükçe heyecanlanıyorsunuz.

Nemrut dağının üzerinde bulunan bulunan büstlerin en önemli özellikleri o zaman ki inanç sisteme göre ilahi güç sayılan Güneşin doğuşu ve batışlarına göre selamlaması oluyor olması dikkatleri çekiyor olmasıdır.

Sevgili dostlarım kahve tadından bu günlük bu kadar önümüzde ki hafta yine güney doğu Anadolu bölgemizden farklı güzellikleri sizlerle yaşamak üzere şimdilik veda ediyorum. Hoşça kalın ama dostça kalın sev gi ve saygılarımla.