İYİ Parti İl Başkanı Muhammet Mısırlıoğlu, haftalık basın toplantısında il ve ülke gündemine ilişkin yaptığı değerlendirmede, “Asgari ücrete yüzde 30 oranında zam yapıldı. Emeklilerle ilgili beklenilen zam oranı da yüzde 15 ile yüzde 20 arasında bir zam bekleniyor. Asgari ücretle dağı fare doğurdu, emekli maaşlarında da dağın aslan doğuracağını beklemediğimizi ifade etmek istiyorum” dedi.
‘BİR ELLERİ YAĞDA, BİR ELLERİ BALDA, BİR ELLERİ DE MİLLETİN CEBİNDE’
Mısırlıoğlu, “İnsanımızın cebinden 3’te biri çalınmış. Biz bu enflasyonun yüzde 44 olduğunu düşünmüyoruz. Böyle bir enflasyon oranıyla yaşamadığımızın bilincindeyiz. O yüzde 44 diye bize yutturulmaya çalışılan enflasyonda hissettiğimiz oran yüzde 88, yüzde 90 ama maalesef hükümeti yöneten iktidar temsilcileri ve Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in hissettiği yüzde 30’muş. İçinde bulunduğumuz kötü durumu, Hazine ve Maliye Bakanı hissetmiyor, AKP’liler de hissetmiyorlar. Bir elleri yağda, bir elleri balda, bir elleri de milletin cebinde. Zaten şu anda enflasyon, sokaktaki esnafın durumu, simitçinin durumu, boyacının durumu, sanayideki kaportacının durumu, tamircinin durumu, çarşıdaki esnafın hiçbirinin durumu onları ilgilendirmiyor” diye konuştu.
‘ÖNCE KENDİ VATANDAŞINI SEFALETTEN KURTAR’
Daha sonra sözü Orta Doğu’da yaşananlara getiren Mısırlıoğlu, bu konuda şunları söyledi: “Kendi insanına merhameti olmayanın, kendi yönettiği ülkedeki insanının ekonomik krizden ezildiği bir dönemde sınırlarımızın ötesindeki Müslümanların derdine çare olmasını beklemek abesle iştigaldir. Önce derler ki adama, kendi evinin önünü temizle. Kendi vatandaşını sefaletten kurtar. Kendi yönettiğin ülkede insanlarımız sefalet içerisinde. İnsanlarımız yoksulluktan bitmiş, tükenmiş vaziyette. Gençlerimiz, kadınlarımız çaresizlik içerisinde. Çocuklarımız eğitim alamıyor, okullara bomboş gidip, bomboş dönüyorlar. Kusura bakmayın. Çocuklar okullara aç gidip dönüyor. Simit çay hesabı yapan bir Cumhurbaşkanı bugün okula giden çocukları simit çaya muhtaç etmiş durumdadır. Hiç kusura bakmasınlar. Gelip burada da kendi kendilerine başka yerlere adres göstermesinler. Türkiye’nin içinde düştüğü durum budur, acı fatura budur.”
‘TARIM KREDİ FAİZ ORANLARI YÜZDE 83’E ÇIKTI’
İYİ Parti İl Başkanı Muhammet Mısırlıoğlu’nun açıklamalarından öne çıkan önemli satır başları şöyle: Bir ilçemizin, bir köyünde oda toplantısına katıldık, teşkilat olarak arkadaşlarımızla sohbet ettik. Çiftçiler bana bir şey anlattı, ben inanamadım. Çiftçilerin Tarım Kredi Kooperatifi aracılığıyla vadeli olarak harmandan sonra, mahsulden sonra ödemek üzere aldıkları tüm ürünlerin tarım kredi faiz oranlarının yüzde 83’e dayandığı söylendi. Sayın Cumhurbaşkanı faizden rahatsız olduğunu söylüyor sürekli ama Tarım Kredi Kooperatifleri, çiftçilerin ucuz kredi tedariği, tohum, alet edevat, akaryakıt, yem, yem bitkileri gibi ve buna benzer ürünlerin tedariğinde kullanılmak üzere kurulmuş bir kredi kefalet kooperatif. Tabii ki Tarım Kredi Kooperatifi’nin de bir faiz oranı var. Esnaf ve Sanatkarlar Kredi Kefalet Kooperatifleri var ya esnaflar için orasının faiz oranı da yüzde 29’a çıktı. Esnafın en ucuz kullandığı kredi orası, yüzde 29 oranında faiz oranı var. Ben dedim ki bizim çiftçilerimize, ‘Şaka yapıyorsunuz, yüzde 83 oranda bir faiz konusunda.’ Çiftçiler, ‘Vallahi biz ödüyoruz bunu başkanım’ dediler. Çiftçiler, ‘Başkanım patates tohum alıyoruz aynı faiz oranını ödüyoruz, akaryakıt alıyoruz aynı faiz oranını ödüyoruz, yem alıyoruz aynı faiz oranını ödüyoruz. Bize acıyan falan yok’ dediler. Bir de başka bir şey söylediler, dediler ki, ‘Bugün bizim bölgenizde her çiftçinin traktörü icralık ve çiftçiler bugün bankalarla, traktör satan bayilerle başı derde girmiş vaziyette. 7 milyon liralara alınan traktörleri şu an 1-1,5 milyona alan satan yok. Borcu da ödenmemiş.’ Traktörü 3 milyona almış örnek verdiler, 3 milyona alınan traktörü bugün 500-600 bin liraya istediğiniz yerden ikinci ele düşmüş olarak bulursunuz dediler ama traktörün borcu duruyor. Bizim esnafımızın, çiftçi kesiminin, hayvan üreten kesimin içine düşürüldüğü durum.
‘KIZILAY, AFYONKARAHİSAR’DAKİ DEV VE TARİHİ TESİSİ KADERİNE TERK EDİYOR’
İlimizin en önemli fabrikalarından biri olan, Mustafa Kemal Atatürk tarafından kurulmuş Kızılay Maden Suyu Fabrikası bugün depreme dayanıklı olmadığından dolayı kapatılmış durumda, mevcut iktidar döneminde. Bu maden suyu fabrikasının hikayesini anlatayım. AK Parti’nin içinden Binali Yıldırım diye bir adam çıktı. Adam İSKİ Genel Müdürü, İstanbul Büyükşehir Belediyesi Ulaşım Anonim Şirketi Genel Müdürü, yönetim kurulu üyelikleri falan derken AK Parti Kurucular Kurulu Üyesi ondan sonra Ulaştırma Bakanı, olmadı bilmem ne, olmadı Başbakan, olmadı Cumhurbaşkanı Başdanışmanı. Şimdi bildiğim kadarıyla AK Parti’de Genel Başkan Vekili gibi bir konumu var. Binali Yıldırım nerelidir? Erzincanlı’dır. Erzincan’a ne zaman bir parlak fikir yattıysa oradan Erzincan’a, kendi iline bir maden suyu fabrikası kurdurdu. Kurdurduğu fabrika Afyon Gazlıgöl’de bulunan, Atatürk’ün kurmuş olduğu fabrikanın kötü sonunun başlangıcı oldu ve o fabrika kurulduğundan bu tarafa Afyon Gazlıgöl Kızılay Maden Suyu Fabrikası her yıl eritildi, çürütüldü, kurutuldu. Bugün itibariyle de üstüne atılan en son iddia depreme dayanıklı olmayan binalarda üretim yaptığı için kapatılıyor denildi. Daha önce de asbestten falan bahsedilmişti. Bugün geldiğimiz nokta depreme dayanıklı olmadığı için kapatılmış ama aynı Kızılay buradaki dev tesisi, tarihi bir tesisi kaderine terk ediyor. Afyonlular seyrediyor. Adeta su akıyor, Afyonlular seyrediyor. Afyon’daki AK Partili iktidar temsilcileri de seyrediyor. Bir ilin içinden bir fabrikanın sökülmesi kalenin duvarlarından, surlardan bir taş sökülmesidir. Onu çektiğiniz zaman o surlar yıkılır, yıkılır. Siz nasıl buna sessiz kalırsınız? Nasıl bununla ilgili yeri, göğü inletmez ve o fabrikanın kapatılmasını engellemezsiniz? Kızılay, burayı depreme dayanıklı değil diye kapatıyor. 10 milyon euro veriyor, Adana’da Şalgam Suyu Fabrikası’nı alıyor. O 10 milyon euroyu, Gazlıgöl’deki Kızılay Maden Suyu Fabrikası’na harcasanız burası yeniden yapılır, ayağa kaldırılır ama bu yok. Afyon’un, Erzincan maden suyunun önüne geçmemesi lazım. Afyon şişelerinden önce Afyon’un adı kaldırıldı. Ardından Kızılay Maden Suyu şişelerinin arkasından TC’si kaldırıldı. Kızılay’ı topyekun Afyonkarisar’dan söküp, aldı, gittiler. Yazıklar olsun buna sessiz olanlara, buna cevap vermeyen bununla ilgili mücadele etmeyen iktidarına da, muhalefetine de yazıklar olsun.
‘ATATÜRK HEYKELİNİN KONULACAĞI YER ZAFER MEYDANI’DIR’
Buraya bir Atatürk heykeli dikiliyor, Atatürk büstü yapılıyor. Düşünenden, planlayandan, hayalini kurandan Allah razı olsun. Sayın Belediye Başkanımız düşünmüş, taşınmış, buraya bir Atatürk büstü yapılmasıyla ilgili bir sorumluluk almış. Kendisini tebrik ediyorum. Bir kere yer ve mekan olarak Atatürk büstünün olacağı bir kavşak değil orası. Yer olarak seçilen yer düzgün bir nokta değil. Atatürk büstünün, Atatürk heykelinin konulacağı bir yer, öyle atlı bir heykelin konulacağı bir yer, Zafer Meydanı’dır ve çok büyük İzmir Gündoğdu Meydanı’ndaki gibi Atatürk’ün ihtişamlı atıyla ve üstündeki Atatürk silüetiyle orantısının uyması ve geriden baktığınızda Mustafa Kemal Atatürk’ü her noktasından tanıyabileceğiniz bir silüet olmalı. Ama Atatürk’e bakıyorsun Atatürk’e benzemiyor, ata bakıyorsun Atatürk’ün bindiği atla alakası yok. Kavşağa bakıyorsun, yani bunu da kavşağa göre ayarlamış sanırım sanatçı, yapan kişi kimse. Çünkü kavşağın çap dar, büyük geniş bir kavşak gibi görünüyor da değil. Orada dairesel dönüş var, onu ne kadar kısarak yapsanız da o orantıyı tutturamazsınız. Meydan olarak yanlış. Düşünenlere teşekkür ediyorum. Planlayanlardan Allah razı olsun diyorum ama bunu da eleştirmeden edemeyeceğim. Çünkü orada gerçekten komedi oluştu. Bir an evvel Sayın Belediye Başkanımız, bunun sorumlularından hesabını sorsun. Ona yakışır bir meydan bulunsun. Park Afyonu’nun orada yapıldığı büyük bir meydan, oraya Sayın Zeybek son dönemde bir şeyler yaptı. O meydan gibi bir meydan lazım, o kavşak gibi bir meydan lazım Atatürk büstüne. Gerçekten burası bütün 4 tane caddenin birleştiği bir nokta, öyle geniş bir cadde değil. Orada ne yaparsanız yapın Atatürk’ü görkemli bir şekilde, ihtişamlı bir şekilde sergileyemezsiniz. Kim düşündüyse, kim planladıysa Allah razı olsun ama yer ve şekil olarak hiç hoşumuza gitmemiştir. Gerçekten Atatürk büstü ile ilgili yüzlerce telefon aldım. Yapılan şeylerin iyisi kötüsü bir tarafa insanların beğenmesiyle ilgili, bölgenin seçilmesiyle ilgilidir. Ben yaptım olduğu mantığıyla olmaz. O heykeli AK Partili bir belediye yapsaydı, hepimiz birden ayağa kalkardık. Bugün kalkıp da eğer biz ya bu nedir dediğimizde sizin art niyetli olmadığınızı biliyoruz. Düşünülmenin ne kadar güzel ve Afyonkarahisar için önemli olduğunu biliyoruz. Ama bakıyoruz ki gerisi gelmiyor, işin içinden çıkılmıyor.
‘OTOPARK NOKTASINDA DA LÜTFEN MİLLETİN SESİNE KULAK VERİN’
Otoparklarla ilgili yılbaşı bir milattı. Anketler yapıldı. İkinci Ambaryolu’nu tek şeritten çift şerite döndürdüler. Ankete saygı gösterildi, trafiğe açıldı. Üst Ambaryolu’nda yapılan anketlerle, yüzde 75 oranında ücretli otoparka dönmesiyle ilgili bir talep olduğu söylendi. Birinci Ambaryolu’nun üstünün, Kadınana Kavşağı ile yukarı kavşağın arasının ücretli otoparka dönüşmesi lazım. Bu otopark çilesinden de insanımızın kurtulması lazım. Bazen belediyeler her şeyden kar etmeyi hedefleyemez. Sosyal belediyecilik anlayışıyla nasıl ekmeği 5 liraya satmaktan geri durmuyorsunuz biz de destekliyoruz, nasıl çayı beş liraya belediyeye ait iştiraklerde satıyorsunuz biz de destekliyoruz, nasıl şehir lokantalarında dört eşit yemeği ucuz bir şekilde 75 liraya satıyorsunuz biz de destekliyoruz. Halk adına yapılmıştır, halka hizmet için yapılmıştır, sosyal belediyecilik gereği yapılan bir hizmettir diyerek takdir ediyoruz, destekliyoruz, teşekkür ediyoruz. Ama bu otopark noktasında da lütfen milletin sesine kulak verin, buralar ücretsiz otopark olduğu sürece burada insanlar birbirini kırar. İkinci, üçüncü sıra araba parkı yapılıyor. Burada bir an evvel ücretli otoparka dönüştürülmeli. Hatta çarşı etrafında, uzun çarşı civarında olan alanların büyük bir bölümü, Ordu Bulvarı’ndan aşağı inen caddelerin çok büyük bir bölümü ücretli otoparka dönmesi gerek.
‘BU İŞİ YAPACAKSINIZ ARKADAŞLAR, BU İŞİN KAÇIŞI YOK, AFYONSPOR’U YAZBOZ TAHTASINA DÖNDÜRMEYİN’
Afyonspor hikayesi, yılan hikayesine döndü. Yeni yönetim hemen flaş bir açıklama yapmış, ‘Devralacak varsa hemen devretmeye hazırız’ diye. Arkadaşlar neyin kafasına yaşıyorsunuz siz? Aday olurken geldiniz, burada dediniz ki ‘Biz bu işe talibiz’, ben de dedim ki ‘Yapamazsınız olmaz, etmeyin.’ ‘Biliyor musunuz reçete var mı elinizde?’ dedim. ‘Biz her şeyi vakıfız, bu basit, bu sorunları biz hallederiz’ dediniz. Bugün kalkıp da ‘Devralan varsa biz devrederiz. Bizi yalnız bıraktılar’ diyorsunuz. Böyle bir dünya yok. Ya bu işi göreceksiniz ya da göreceksiniz, bunun başka bir yolu yok. Aldınız, bu millet, halk, vatandaş, Afyonsporlular destekledi ama siz bugün kalkıp da üttüm, oynamıyorum olmaz. Her şey, herkesin istediği gibi olsaydı bugün muhalefete gerek kalmazdı, iktidar kendi çalar, kendi oynardı. Sizin karşınızda bu işin olmayacağını, şartların ve koşulların buna uygun olmadığını, Afyonspor’un içinin boşaltılmış olduğunu ben söyledim. Hes İlaç’tan bu borçların tahsil edilmesi gerektiğini ben söyledim size. Hes İlaç’tan bunları almanız lazım dedim. Bunun üstüne gitmeniz lazım, bu dosyayı çıkartıp hukuka müracaat etmeniz lazım dedim. Ben bunların hepsini söyledim bu arkadaşlara. Belediye ile bu işin yürüyeceğini zannediyorsunuz olmaz dedim. Belediye zaten borcun 20-25 milyonu bana diyor dedim. Belediye sizi icraya vermiyorsa, o parayı sizden istemiyorsa siz bir kere öbür borçları ödeyecek parayı Hes İlaç’tan almanız lazımdı, vebal var bu işte. Hiç kusura bakmayın kendiniz çıkıp da cambazlık yapmayın. Bu işi yapacaksınız arkadaşlar. Bu işin kaçışı yok. Afyonspor’u yazboz tahtasına döndürmeyin.”