Gündem Asayiş Politika Spor
E-Gazete Canlı Yayın Şehir Kameraları
Canlı Yayın Kutusu

CANLI YAYIN

Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

‘Hamdım, piştim yandım’ ne demek?

Uluslararası Mevlevi Kültürünü Yaşatma Derneği Başkanı Hacer Aran, Afyon Şehir

Uluslararası Mevlevi Kültürünü Yaşatma Derneği Başkanı Hacer Aran, Afyon Şehir Web TV’de yayınlanan Birsen Mantaş’ın sunduğu ‘Afyon Sabahı’ programında, Mevlana’nın ünlü sözü, artık dünyanın ezbere bildiği “Hamdım, piştim, yandım” sözünün ne olduğunu açıkladı.

Konya’dan sonra dünyada Mevleviliğin ikinci büyük kenti Afyonkarahisar’da Mevlevilik ile ilgili çalışmalar yapan ve ‘Mevlevi Konağı’ adıyla bir işyeri işleten Uluslararası Mevlevi Kültürünü Yaşatma Derneği Başkanı Hacer Aran, Afyon Şehir Web TV’de yayınlanan Birsen Mantaş’ınsunduğu ‘Afyon Sabahı’ programına konuk oldu.Dernek çalışmaları, Mevlevi Kültürü,ve Mevlevi Konağı ile ilgili bilgiler veren Hacer Aran, şunları söyledi: “Elimden geldiğince yardımda ve katkıda bulunmayı hayta ve sivil toplum kuruluşlarında aktif olmayı seviyorum, toplumda ki eksiklikleri gözlemleyim hem bireysel hem devlet ile birlikte çalışmayı kendine görev edinmiş biriyim.Tam gönüllülük ile sorumluluk bilincini taşıyarak çalışmalara devam ediyoruz .”

BEN MEVLANA SEVGİSİYLE BÜYÜDÜM

Hacer Aran, Mevlevilik ve Mevlevi kültürü ile ilgili olarakşu bilgileri aktardı: “15 yıla yakındır Mevlevilik ile ilgili çalışmalar yapıyorum. Anlatsam günlerimizi alacak kadar detaylı olan Mevlevilik konusu her detayının ilmek ilmek incelenmesi gerektiğini düşünüyorum. Soydan gelen bir istek aslında mesela benim dedem bana Hz. Mevlana’yı çok anlatırdı. Ben Mevlana sevgisiyle büyüdüm. Ama asıl olan insan olmak tamamen insanın kendini, özünü bulması ile ilgili bir durum. Edepli olmak, hakkı, hakikati bularak bu dünyayı Allah ile yaşamak biz de bunu öğrenmek ve öğretmek ile ilgili eğitimler veriyoruz, eğitim vermemizde ki amaç birilerine bir şeyler katabilmek ama biz kendimiz de bir şeye istekli olunca hem öğrenelim, hem öğretelim diyoruz. Hz Mevlana bu süreci bambaşka anlatır; hamdım piştim yandım süreçleri ile anlatır Mevleviliği.”

‘HAMDIM, PİŞTİM, YANDIM’ SÜREÇLERİ

“Hamdım, piştim, yandım” süreçlerinin ne olduğu konusunda da bilgiler veren Hacer Aran, “Hamlık ergenlik, askerlik, işe girme, düzen kurmaya çalışmaktır. İşte o nefis süresi toplama hamlık süresidir, bu süreçten sonra herkesin hakkını göz etmeyi öğreniriz, yalan söylememeyi, kırmamayı öğreniriz.

Sonrasında topladığımız her şey bizde birleşir ve pişip artık koku çıkmaya başlar. Kendi mantığımıza oturtur doğruyu yanlışı ayırt ederiz bu pişme süreci iyiliktir, merhamettir, dürüstlüktür.

Bu pişmenin etkisiyle güzel kokular çıkmaya başlar ve bu koku artık insanı sarhoş etmeye başlar topladığını iyi huyları demler ve yanarsınız.”

PİS SUDAN HİÇ KİMSE İÇMEZ

“Önemli olan hissetmek, yaşamak ve paylaşmak “diyen Hacer Aran, sözlerini şöyle sürdürdü: “Konu Mevlevilik veya başka bir şey olsun her zaman bunu kendimize vazife edinmemiz gerekir ne yapıyor olursak olalım hissederek yapmalı, gerçekten yaşamalı ve iyiliklerini güzelliklerini paylaşmalıyız.Nefis ve güç olmadan dünyada hayatta kalınmaz. Nefis ve güç bizi sınar aslında güç bir özgüven temelidir nefis ise bizim iyiye mi kötüye mi gideceğimi anlamamız her iki tarafı da denememiz için verilmiş bir duygudur.’  Mevlevilik aslında temiz olmayı anlatıyor: Pis sudan hiç kimse içmez, kirli su balığını kimse yemez veya yırtık pırtık elbiseleri hiç kimse giymez işte temiz olmak böyle bir şeydir iyi olmayı güzel olmayı hem üstümüz başımızı hem huyumuzu düzetmeyi ve güzelleştirmeyi öğretir.”

MEVLEVİ KONAĞI HAKKINDA BİLGİLER VERDİ

Mevlevi Konağı ile bilgilere de değinen Aran, şunları aktardı: “Daha önce Kültür Sanat Konağımız vardı ama maddi imkansızlıklardan dolayı kapatmak zorunda kaldık. 1200’e yakın öğrenci eğitimler, kurslar alıyordu. Yıllık 1200 öğrenciye eğitimler verirken kendimiz de bir şeyler öğrenme arzusuyla işe başlıyorduk o konağımızın imkanları çok güzel ve fazlaydı ama her kursun ücretsiz olması, elektriği, suyu derken imkanlar bunu gerektirdi kapattık şimdi Mevlevi Konağımız var bizim derneklerde de ilk hedefimiz eğitim ama bundan kastımız bir egoistlik yapmak eğitimler vermek değil ben ney üflemeyi istiyorsam hadi böyle bir kurs açalım hep birlikte öğrenelim düşüncesine sahibiz. Mevlevi konağı 15 yıldır var olan 2000’e yakın eşyanın var olduğu 3 katlı bir konak. İlk katını konağın giderlerini de göz önünde bulundurarak hediyelik eşyaların satıldığı ve ziyaretçilerin çay, kahve içebilecekleri yöresel katmer, gözleme gibi yiyecekleri yiyebilecekleri bir kafeye dönüştürdük. Diğer 2 katımız müze, tüm ziyaretçilere açığız. Şehir dışından Afyon’a gelip buraya uğramadan gitmek istemedim diyen çok sayıda ziyaretçimiz var ve Afyon zaten Mevlevilik de Konya’dan sonra Türkiye’nin 2. Merkezi. İnsanların bu kültürü tanımaya ihtiyacı var Mevlevi Türbesinin karşısında olduğu için konum gereği çok güzel bir yerdeyiz ve insanların bunları görmeye tanımaya ihtiyacı olduğunu görüyorum.”

AŞURE KAYNAŞMA YİYECEĞİDİR

Mevlevi Kültürünü Yaşatma Derneğinde ve Mevlana Celâlettin Rumi’nin ölüm yılını anma dönemlerinde ne gibi etkinlikler düzenlediklerinden de bahseden Aran, şu bilgilere yer verdi: “Biz her Perşembe mutlaka akşam sohbetlerimiz oluyor, özel kurs almak isteyenlere kurs vermek konusunda yardımcı oluyoruz, 15 yıldır 17 Aralık aralığı atlamadan kutluyoruz çünkü çok önemli bir gündür bizim için Hz Mevlana’nın hakka yürüyüşüdür o ölüm diye adlandırma düğün günü dermiş biz de 15 yıldır aralıksız 17 Aralığı kutluyoruz. Yine 15 yıldır Perşembe, Cuma ve cumartesi günler ücretsiz program ve ikramlarımız oluyor, bu sene Perşembe günleri hep helva dağıttık, aşure çok yapıp dağıtıyoruz. Aşure kaynaşma yiyeceğidir, şeker muhabbettir. Biz de bu anlamlarda pişirip dağıtıyoruz.”Düzenledikleri programlara oldukça fazla katılım olduğunu da söyleyen Aran, “İnsanlar hem konağımızın binası hem içindeki müzesi hem de düzenlediğimiz etkinliklerde izdiham yaşadığımız günler olmuştu. Afyon halkı bizi gerçekten seviyor bir gelen bir daha geliyor” şeklinde konuştu. Mevlevi derneklerine belediye ve valilik desteği almadıklarını söyleyen Aran sözlerine şöyle devam etti:

İLÇE BELEDİYELERİNDEN DÖNÜŞ ALAMADIM

“Derneklere valilik ve belediye hiçbir zaman destek vermez bu çalışmaları yıllardır yaptığımız için insanlar artık öğrendi aşure aslında kırk kapıdan toplanması gerekiyor aslı böyle biz kırk kapıdan aşure katkıda bulunmasını isteyince insanlar alıştı. Kendileri malzeme getirmeye başladı. Hem teşvik etmiş olduk hem de insanların ihtiyacı olduğunda gelecekleri bir kapıları oldu.  Geçmiş yıllarda kapalı spor salonunda çok büyük sema gösterileri düzenlenirdi. Çok büyük ekip uzun uğraşlar sonucu çalışır ve ortaya harika işle çıkartırlardı. Bizim derneğimizin böyle büyük ve güzel işler çıkartabilecek bir ekibi var. Gerek sema gösterileri gerek ise tasavvufi müzik dinletileri için ama tek başına çaba ile bir şeyler olmuyor. Bazı ilçe belediyeleri ile iletişime geçtim ama olumlu geri dönüşler alamadım. Ben de güzel işler çıkartmak, derneğimiz adına büyük projeler yapmak tekrar istenen ve özlenen sema gösterilerinin yapmakta emeğim olmasını çok isterim.” Haber Merkezi