Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

HER HARF BİR DUADIR

Hüsn-i Hat, yüzyıllardır İslam dünyasının en zarif ve estetik sanat dallarından biri olarak varlığını sürdürüyor. Geçmişi asırlar öncesine dayanan bu sanat, günümüzde de yeni nesil hattatlar sayesinde yeniden hayat buluyor. Bu isimlerden biri de hattat Cafer Eyidoğan. Kendisiyle Hüsn-i Hat sanatı ve günümüz sanat dünyasındaki yeri hakkında bir söyleşi gerçekleştirdik.

Eyidoğan, Hüsn-i Hat’ın, sadece güzel yazı yazmak değil, aynı zamanda sabır ve ruhun derin bir yansıması olduğunu vurguluyor.

HAT SANATI SABIR VE RUHUN BİR YANSIMASIDIR

Eyidoğan ; “Hat kelime anlamı itibari ile çizgi demektir. Bunun diğer bir adı Hüsn-i Hattır. Hüsn-i Hat güzel yazı demektir. Güzel yazı bizim tarihimiz de önemli yer edinmiştir. Kuran-ı Kerim Mekke’de indi, Mısırda okundu, İstanbul’da yazıldı denilmiş. Demek ki Türkiye’nin Osmanlı’nın da bu yazıda çok büyük emekleri var. Hat sanatı hayatı düzenleyen insana sabır öğreten bir sanattır. Hat sanatında bundan 20 yıl önce neredeyse unutulmaya yüz tutmuştu. Ama şimdi ne şükrediyoruz ki yeniden gün yüzüne çıkmaya başladı.”

GELENEK VE MODERNİTE ARASINDA

Her kesim vatandaşın  Hat sanatına ilgisi olduğunu belirten Eyidoğan ;“ Hat sanatı öğrenmek isteyen vatandaşlarımız yoğun ilgi gösteriyor. Buda bizi gerçekten sevindiriyor. Hat sanatında özellikle kullanılan malzemelerin önemi büyüktür. Hüsn-i Hat sanatında ilk başlayacak birisi için kalem, iç mürekkep ve birde güzel kağıt olduğu zaman Hüs-i Hat sanatını yapabilirsin. Malzemeler piyasada bulunan fabrikasyonlar olmaz ise daha iyi oluyor. Özellikle el yapımı kendi açmış olduğumuz kamışlarımızla yazıyoruz.  Kalemimizi ve kâğıdımızı da kendimiz kuvvetlendiriyoruz. Bu kâğıdın özelliği kâğıdın mühürlenmiş olması. Ne demek mühürlemek, elimize aldığımız uygun bir kâğıdın önce muhallebiyle üzerini sıvıyoruz. Ondan sonra onun üzerine mühre yapıp bir kat daha ahralıyoruz ardından  yine parlatma yapıyoruz. Ondan sonrada üzerine yazı yazmak için denemeler yapıyoruz. Üzerine çizdiğimiz çizgiyi eğer tekrar geri alabiliyorsak kağıdımız olmuş demektir.  Kağıdın üzerine de yazı yazıyoruz” diye konuştu.

BİRİNCİ YAZMAMIZ GEREKEN YAZI RABB-İ YESİR’DİR

Eyidoğan; “Rabb-i Yesir birinci figür dedik. Ondan sonra yazılmak isteyenler devam edenlere harfle mürekkebat veya müstakil harflerle başlıyoruz. Ondan sonra büyük yazıları yazmaya devam ederiz. Özellikle Hüsn-i Hat dersini öğrenmek isteyenlerde aranması gereken vasıflardan birisi sabırdır. Sabır olmadan olmaz. Çünkü Hüsn-i Hat sabrı öğretir. Nerede duracağını nasıl yazacağını gösterir. Ebru sanatı da bunun kardeşidir.  Biz burada Ebru sanatı da yapıyoruz. Ebru sanatında önemli olan malzemelerdir. Malzemelerimizi kesinlikle kendimiz yaparız. Topraktan boyamızı kendimiz yaparız. Kitre dediğimiz dikenin kökünde elde edilmiş sıvıyı teknemize koyarak Bismillah der fırçamızı elimize alıp ve ebrumuzu yaparız. Ebru sanatı da bundan ibarettir. Afyonkarahisar  Taşhan’da  bu işi yapıyorum. Şu an 15 tane kursiyerim var. Hala kursa gelmek isteyen var. Fakat gördüğünüz gibi dükkânımız küçük olduğu için çok fazla alamıyoruz. İlginin bu kadar olması bizi mutlu ediyor. İnşallah buradan Hattat Ahmed Karahisari’nin memleketi olan Afyondan çok güzel hattatlar ve ebrucular çıkacaktır” diyerek sözlerini tamamladı.

DİĞER VİDEOLAR