İstanbul Bilim Üniversitesi Psikoloji Bölümü’nden 2018 yılında mezun olan ve bir süre Afyonkarahisar’daki özel bir hastanede görev yapan Psikolog Öykü Sarlık, kendi kliniğinde danışlarına hizmet veriyor. Psikoloji üzerine başladığımız yeni yazı dizimizin ikinci bölümünde Psikolog Öykü Sarlık psikolojiyi ve danışan koltuğundan geçtiği süreci, tanı süreçleri ve pandeminin etkilerini konuştuk.
Baş etme stratejilerinin kişinin düşüncelerini etkilediğini belirten Sarlık, “Öncelikle kişinin baş etme yöntemlerini öğreniyoruz. Kişinin kendini tanıması ilk önceliğimiz. Amacımız, belirsizliğe karşı toleransını artırmak. Seanslarımız dışında egzersiz ve ödevler veriyoruz ve beyin artık kendisi yapıyor hale geliyor. Her insan psikologa gitmeli. Her terapist kendi sürecinden geçmeden klinik psikolog olmuyor. Biz danışan görmeden önce kendi süreçlerimizden geçiyoruz. Yani danışan koltuğuna oturmadan terapist olmuyoruz. Danışanla beraber aktarım içerisinde oluyoruz” dedi.
PSİKOLOJİ NEDİR?
Psikoloji insan davranışlarını ve insan süreçlerini bir bilisel olarak incelenmesine psikoloji olarak tanımlanır. Bilinçsel düşünce ve davranış kısmını inceleyerek danışanlar nerelerde hata yapıyorlar, hayatlarında ne gibi zorluk çıkıyor, bu zorluklarla nasıl baş edebilirler bunlara çalıştıklarını ifade eden Sarlık, “Klinikte hem ergen hem yetişkin terapi yapıyorum. Genellikle yetişkin alanda çalışıyorum. Çocuklarda ise her alan çalışmıyorum. Oyun terapisi 3 yaş ve 11 yaş arasındaki çocuklarla 3-3,5 yaş arasında çocuk terapilerini almaya başladım. Çocuklarda zaten belli başlı konular üzerinde çalışıyorum. Yaş, travma gibi konulara girmiyorum. Kardeş kıskançlığı, okul problemleri, dürtüsel sorunlar gibi konuları çalışıyorum” dedi.
PSİKOTERAPİ NEYİ AMAÇLAR?
Danışanlarının kendi kendisinin terapisi olmasını öğrettiklerini ve asıl amaçlarının tekrar terapiye ihtiyaç duymamalarını sağlamak olduğunu söyleyen Sarlık, “Yaşanılan zorluklarla ilgili iç görü kazanmayı motivasyonu artırmayı davranış ve düşünce değişikleri için uygun yollar bulmamızı sağlar. İlk önce otomatik düşüncelerimizi buluyoruz, bu düşüncelere bağlı olarak temel inancını değiştirmeye çalışıyoruz. Başarısızlık, yetersizlik gibi şemalar varsa bunları değiştirmeye çalışıyoruz. Bu şemaya ulaşmak için ilk önce otomatik düşünceye ulaşmamız gerekiyor. Düşünceyi de 3 şekilde çalışıyoruz. Düşünce doğru mu? Doğruysa işlevsel mi? Düşünce hem doğru hem işlevsel ise bu noktada davranış değişikliğine gidiyoruz. Düşünce değiştirmeyi alternatif düşünce üretmeye çalışıyoruz. Ara inancı buluyoruz temel inanca ulaşıp şemayı değiştirip seansı sonlandırıyoruz” dedi.
TANI KOYMAK İÇİN BELİRTİLERİN EN AZ 6 AY DEVAM ETMESİ GEREKİR
Terapistlerin genel olarak yanlış bilindiğini mutlu olmak için gelinen bir yer olmadığını belirten Sarlık; “Kimse mutlu olmak için terapiye gelmemeli, terapi böyle bir yer değil” dedi. Sarlık; “Bütün psikopatoloji tüm insanlarda var obsesif kompasif bozukluk diyemeyiz ama obsesif tüm insanlarda var. Kompasif davranış küçükken herkesin belli bir aralıklarda belli renklere kaldırımlara basarak gitmesi bu obsesif kompasif bir davranıştır. Fakat bunun bir bozukluk bir tanı konulması için sıklık şiddeti önemlidir. Depresif belirtiler herkeste var ama buna bir depresyon tanısı koymak için en az 6 ay devam etmesi gerekiyor. İşlevsel bozukluklarımızın gerçekleşmesi gerekiyor. Yani kişinin hayatındaki işlevsiz kısmı biz çalışıyoruz. Örnek olarak kişi kendisini 2 haftadır kötü hissediyor depresif belirtiler var bu depresyonda olduğunu göstermez. Kişide en az 6 ay devam ediyor olması gerekir. Örnek olarak kaygıyı ele alalım. Kaygıyı hiçbir zaman sıfırlayamayız. Kaygı bizi hayatta tutan şeylerden birisidir. 10 üzerinden 7 kaygımız varsa biz bunu 3 e düşürüyoruz, işlevsel hale getiriyoruz. İşlevsel olmayan kısmı çalışıyoruz. Terapideki amacımızda mutlu olmak değil o durumdaki rahatsızlık halini ortadan kaldırmaktır” dedi.
PANDEMİDE ETKİLENEN KESİM
Pandemi sürecinde ağırlıklı olarak öğretmen danışanlarının etkilendiğini belirten Sarlık, “Bu pandemi sürecinden dolayı danışanlarım meslek olarak öğretmen ağırlıklı. Pandemiden etkilenen çocuklar ise özellikle 3.sınıf çocuklar. Okul adaptasyon süreci 3.sınıfları daha çok etkilemiş” dedi. Sarlık, “Psikologlar psikolog bölümünden mezun kişiler. psikiyatrisiler tıp fakültesi mezunlarıdır. Alanını psikiyatrisi alanında tamamlamış kişiler. İlaçlarla tedavi de psikiyatrisiler ilgilenebilir. Bazı vakalarda ilaçsız tedavi olmuyor. Biopolar gibi konuşma terapisiyle çözümlenemez dikkat eksiklikleri sadece konuşma terapisiyle geçirilemez. Bu gibi tablolarda konuşma terapisi yeterli olmuyor” dedi.
KÜBRA ERGÜN ÖZEL