Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

Kadınlardan ‘Kadına Karşı Şiddete Hayır’ yürüyüşü

Afyon’da yaşayan kadınlar, 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü dolayısıyla Yoğurt Pazarı’ndan Zafer Meydanı’na yürüdü. Kadınlar, ‘Kadına Karşı Şiddete Hayır’ pankartları taşıdı

Afyon’da yaşayan kadınlar, 25

Afyonkarahisar Belediyesi çalışanları, 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü dolayısıyla ‘Kadına Karşı Şiddete Hayır’ demek için yürüdü. Yoğurt Pazarı’ndan ellerinde ‘Şiddetsiz bir yaşam için yürüyoruz’ pankartlarıyla Zafer Meydanı’na yürüyen vatandaşlara hitap eden Belediye Başkan Yardımcısı Eylem Ayar, “Kadınlarımızın maruz kaldığı şiddete karşı hep birlikte dur demek ve bu karanlık gerçeğe dikkat çekmek için bir aradayız. 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü, hepimize insanlığımızı hatırlatan önemli bir gündür” dedi.

‘KADINLARIMIZIN GÜCÜ İLE YÜKSELECEĞİZ’

Ayar, kadına karşı şiddete karşı mücadelenin yalnızca kadınların değil, toplumsal vicdanının sesi ve geleceğin teminatı olduğuna vurgu yaparak, şu ifadelere yer verdi: “Şiddete karşı sessiz kalmakta suç ortağı olmak demektir. Biz sessiz kalmayacağız. Bu durumu değiştirmek için sevgiyi, dayanışma ve cesaretle el ele, kol kola hareket edeceğiz. Bu şehir tarih boyunca zorluğa göğüs geren, vatanını ve ailesini koruyan cesur kadınlarla yükselmiştir. Bugün de kadınlarımızın gücü ile yükseleceğiz. Kadınlarımızın sesi yalnızca Afyonkarahisar’a değil, tüm ülke ve dünyada yankılanmalıdır, örnek olmalıdır. Çünkü kadınlarımızın güçlü olduğu bir şehir demek, hepimiz için daha huzurlu, yaşanabilir bir gelecek demektir.

‘UNUTMAYIN, ASLA YALNIZ DEĞİLSİNİZ’

Bu şehrin değerleri kadınları; unutmayın asla yalnız değilsiniz. Biz sizin yanınızda olmaya, sevgi ve dayanışma ile omuz omuza yürümeye devam edeceğiz. Şiddetsiz, eşit ve güzel bir dünya, ancak hepimizin kararlılığı ile mümkün olabilecek. Başta Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere kadın hakları için mücadele eden tüm kahramanlarımızı saygıyla anıyoruz. Bugün burada attığımız adımların gelecekte umut ve huzurla hatırlanacağına eminiz. Bugün burada kadınlarımızın hak ettiği saygıyı, güveni ve özgürlüğü kazanmaları için birlikte bir adım attık. Bu mücadele sadece bir günün değil, her günün mücadelesidir. Hep birlikte kadınlarımıza olan inancımızı, sevgimizi ve değerimizi her alanda hissettireceğiz. Çünkü her kadının mutlu olduğu bir toplum, tüm insanlığın kazanacağı bir toplumdur.”

‘KADINA YÖNELİK ŞİDDET MAALESEF GİDEREK ARTAN BİR SORUN HALİNE GELMİŞ DURUMDA’

Kent Konseyi Başkanı Ahmet Akkent ise konuşmasında, “Bugün dünyanın dört bir yanında kadınların yaşadığı sistematik şiddete, ayrımcılığa ve hak ihlallerine karşı durmak için önemli bir farkındalık günü. Ancak bu farkındalığın ötesinde daha güçlü adımlara, daha kalıcı çözümlere ve toplumsal zihniyet dönüşümüne ihtiyacımız var” diyerek başladığı sözlerini şöyle sürdürdü: “Türkiye’de kadına yönelik şiddet maalesef giderek artan bir sorun haline gelmiş durumdadır. Sadece fiziksel değil, psikolojik, ekonomik ve cinsel şiddet ile kadınların hayatlarına derin yaralar açıyor. Hepimiz farkındayız ki bu sorunun temelinde sadece bireylerin değil, toplumsal ve yapısal faktörlerinde payı var. Bu noktada İstanbul Sözleşmesi’nden çıkılması konusuna değinmek istiyorum.

‘İSTANBUL SÖZLEŞMESİ KADINA YÖNELİK ŞİDDETLE MÜCADELEDE ÖNEMLİ BİR MİHENK TAŞIYDI’

Türkiye’nin 2011 yılında imzaladığı, 2021 yılında çekildiği İstanbul Sözleşmesi kadına yönelik şiddetle mücadelede önemli bir mihenk taşıydı. Bu sözleşme devletlerin şiddetle mücadelede etkin önlemler almasını, şiddet mağdurlarını korumasını ve suçluların cezalandırılmasını öngörüyordu. Ancak bu sözleşmeden çekilmek, kadınları koruma ve adalet beklentilerini zayıflattı. Sözleşmeden çıkılmasıyla birlikte kadınların güvenlik kaygıları da arttı. Bu durum maalesef toplumsal cinsiyet eşitliği mücadelesine zarar verdi. Şiddeti besleyen toplumsal gerçeklikler, kadınların eğitim olanaklarından mahkum kalması, ekonomik bağımsızlığını elde edememesi ve medya üzerinden pompalanan cinsiyetçi söylemlerle doğrudan bağlantılıdır. Kadınlara yönelik şiddeti durdurmanın yolu ekonomik, sosyal ve siyasal hayatta daha fazla yer almalarını sağlamak, eğitimle bilinç düzeylerini yükseltmek ve kadın-erkek eşitliğini toplumun her alanına sağlamaktan geçiyor. Bu nedenle hem devletin hem de sivil toplum kuruluşlarının işbirliği yaparak şiddetle mücadelede daha etkin politikalar geliştirmesi gerekiyor. Yasaların sadece kağıt üzerinde kalmaması, uygulamada da etkin bir şekilde işlemesi büyük önem taşıyor.

‘EŞİT VE ÖZGÜR BİR TOPLUM YARATMAK İÇİN EL BİRLİĞİYLE ÇALIŞMALIYIZ’

Kadına yönelik şiddet aynı zamanda çocuklar üzerinde de yıkıcı etkiler bırakır. Şiddete tanık olan çocuklar ileride bu davranışları normalleştirerek aynı döngüyü sürdürebilirler. Dolayısıyla kadına yönelik şiddet sadece bir kadın sorunu değil, tüm toplumun geleceğini etkileyen bir halk sağlığı sorunudur. Kadına yönelik şiddeti önlemek bireysel çabaların ötesinde toplumsal bir dönüşüm gerektirir. Bizler, kadınların hayatını koruma sorumluluğunu omuzlanmalı, şiddeti besleyen toplumsal gerçekliklerle yüzleşmeli ve bu mücadelede asla geri adım atmamalıyız. İstanbul Sözleşmesi gibi uluslararası düzenlenmelere yeniden sahip çıkmalı, kadınları eşit ve özgür bir şekilde yaşabileceği toplum yaratmak için el birliğiyle çalışmalıyız.

‘HAYATIMIZIN HER ANINDA BİR KADIN VAR’

Biz burada Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Gününde bir araya gelmiş bulunmaktayız. Hepimizi dünyaya getiren bir ana var. Bir erkek olarak sözlerime devam edecek olduğumda hayatımızın her anında bir kadın var ki, o kadın bizim hep yanımızda hep arkamızda olandır. Ben buradan beni dünyaya getiren anneme ve her anımda yanımda olan, desteğini hiç esirgemeyen sevgili eşime teşekkür etmek istiyorum. Lütfen biz erkekler olarak çevremizde olan tüm kadınlara karşı çok daha duyarlı olalım. Ben sözlerimi Mustafa Kemal Atatürk’ün bir sözü ile bitirmek isterim. ‘Ey kahraman Türk kadını, sen yerde sürüklenmeye değil, omuzlar üzerinde göklere yükselmeye layıksın.'”

Etkinlikler, düzenlenen bilgilendirme semineriyle devam etti. Avukat Emine Çevik İntepe ve Psikolojik Danışman Melis Akarsu, şiddete uğrayan kadınların hakları, mücadele yöntemleri ve toplumsal farkındalığın artırılması üzerine bilgilendirici bir sunum gerçekleştirdi. Öte yandan ‘Cumhuriyetin Öncü Kadınları’ sergisi açıldı. Yapılan açıklamada ise şu ifadelere yer verildi: “Şiddete karşı dayanışma, farkındalık ve eşitlik için bir aradayız. Cumhuriyet tarihimize ışık tutan güçlü kadınlarımızın ilham veren hikâyeleriyle dolu bu özel sergiyi, 5 Aralık’a kadar ziyaret edebilirsiniz.”