Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

‘Kalaycılığın zorluğu, yok olma derecesinde olması’

Afyonkarahisar’ın tek kalaycısı Muhammet

Afyonkarahisar’ın tek kalaycısı Muhammet Fidan: “Ben bu mesleğin son çırağıyım.  Mesleğimizin devamlılığı olsa da keşke çırak yetiştirebilsek. Mesleği babamdan devralmış olsam da benim oğlum başka işte çalışıyor. İşin zorluğu yok olma derecesinde olması ve talep almaması.”

 

Afyonkarahisar’ın tek kalaycısı Muhammet Fidan, “Ben bu mesleğin son çırağıyım.  Mesleğimizin devamlılığı olsa da keşke çırak yetiştirebilsek” sözleriyle hayıflanıyor. Demirciler Çarşısındaki işyerinde bakır eşya kalaylamak yerine küçük onarım işleriyle zaman geçirdiğini söyleyen Fidan, “Bakır-kalay devri kapandı” diye konuşuyor. Bakırcı esnafından Muhammet Fidan AfyonŞehir’e verdiği özel röportajda ilimizde bakır kalay devrinin nerdeyse bitmek üzere olduğundan mesleklerini devir edebilecekleri çıraklar yetiştiremediklerinden yakındı.Fidan, şöyle devam etti: “ Bakırcılık benim baba mesleğidir, baba mesleğime 1990 senesine kadar devam ettim çünkü bakırın kullanım alanı azaldıkça bize de yapacak iş yoktu başka meslek dallarına yöneldim. En son AFJET’ten emekli oluktan sonra baba mesleğine dönerek dükkanda vakit geçirmeye başladım. Bakırın kullanıcısı azatlıkça talep azaldıkça işler hafifledi yok olma derecesine geldi. 1990 yılından önce günlük 12 tane yaptığım güğümü şuan 12 günde 1 tane bile yapamıyorum sebebi ise rağbetin azalması.”

BENİM OĞLUM BAŞKA İŞTE ÇALIŞIYOR

Şimdilerde dükkanda sadece küçük tamirat işleriyle vakit geçirdiğini söyleyen Fidan,“Ben bu mesleğin son çırağıyım. Mesleğimizin devamlılığı olsa da keşke çırak yetiştirebilsek” diyen Muhammet Fidan, şunları kaydetti: “Mesleği babamdan devralmış olsam da benim oğlum başka işte çalışıyor, işin zorluğu yok olma derecesinde olması ve talep almaması oğlumda da devamlılık korkusu uyandırdığı için başka meslek tercih etti” dedi. Bakıra olan ilginin ve talebin azalmasının sebebini bakırın pahalılığı ve günümüz evlerinin modernliğine bağlayan Fidan, “Günümüzde ham bakırın kilosu 180-200civarında buna işçilik de eklenince insanların bakırın önünden geçmez oldu ve tabii evler için her geçen gün farklı tasarımlar işe üretilen aksesuarlar bakırın yerini kolayca aldı.

1 TON BAKIRIN 200 KİLOSU HURDAYA ÇIKIYOR

Eski zamanlarda evlerin her yerinde kullanılan bakırın fiyatının gittikçe artmasıyla zanaatkar ustalar o günleri arar oldu. Ham plaka bakırlara işçilik de eklenince ustalar satışlarını çoğu zaman zararına yaptıklarını dile getirirken Fidan, “Artık dükkana sadece arkadaşlarımızla sohbet etmeye geliyoruz” dedi. Sözlerine bakırın kullanım alanlarıyla ilgili bilgiler vererek devam eden Fidan: “ Eskiden ısınmak için her evde soba kullanılırdı ve her sobanın üstünde bir güğüm bulundurdu, su orada kaynar banyoya bile güğümle girerdik şimdi ısınma şekillerdi değiştikçe güğüme bile talep kalmadı. Sabah kahvaltılarında yumurta bakır sahanlarda gelirdi. Yemek yenildikten sonra bakır mutfak eşyaları özenle yıkanır evin köşesinde sergilenirdi eskiden bakıra önem verilir, özen gösterilirdi.”

MODERNLİK ÖRF VE ADETLERİMİZE ÇEYİZE BİLE YANSIDI

“Modernlik örf ve adetlerimize çeyize bile yansıdı” diye yakınan Fidan “ eskiden gelinin çeyizinde bakır takım olmayınca ayıplanırdı günümüzde bir gelin çeyizinde bakır her hangi bir parça görmek artık mümkün değil. Bakır temizliği ve kalaylanması gerektiğinden dolayı da tercih edilmiyor” ” şeklinde konuştu. Bulaşık makinesine atılamadığı ve kararma çizilme durumu fazlasıyla söz konusu olduğu için bakır eşyalar artık tercih edilmediğini belirten Fidan sözlerine şöyle son verdi: “Çiğ bakır su ve demlik amacıyla kullanılabilir ama içerisinden yemek yemek kimyasallık açısından mümkün değildir ve günümüzde kadınlar porselen çam çelik ürünlere yöneldiği için bakırı evlerimizde görmek mümkün değil. Bakır ve kalay ustaları olarak ben ve meslektaşlarım her ne kadar çırak yetiştirmek eğitmek ve mesleğimizi devam ettirmek istesek de artık mesleğimizin yok olup gitmesini izliyoruz.”Birsen Mantaş