Afyonkarahisar’da keçecilik mesleğini icra eden Erkuş kardeşler kuzudan kırkılan yünün daha kaliteli olduğunu belirterek keçeden yapılan ürünlerin yazın serin kışın da sıcak tutuğunu söyledi. Süs eşyalarının yanı sıra kepenek, kilim, şapka, patik gibi ürünler de keçeden tercih ediliyor.
Keçe, yün ya da keçi kılının basınç altında sıkıştırılıp, sıcak su ve sabun kullanılarak elde edilen atkısı çözgüsü olmayan dokunmamış bir çeşit kumaştır. Yüne; yoğun ısı ve basınç altında yağ, sabun eklenmesiyle yün iyice kenetlenir ve çeşitli işlemler sonrasında keçe elde edilir.
Afyonkarahisar’da keçecilik mesleğinin ustalarından olan İsmail Erkuş, yaklaşık 50 yıldır bu mesleği icra ettiklerini ifade etti. Dededen kalma meslek olduğunu ve bu işi 3 kardeş devam ettirdiklerini belirti. Kardeşlerden bir tanesi vefat edince diğer kardeş Mehmet Erkuş ile beraber keçecilik işini sürdürmeye devam etmişler. Afyonşehir gazetesine konuşan İsmail Erkuş, keçecilik mesleği ile ilgili merak edilen soruları cevapladı.
Tam olarak işiniz nedir? Keçeden neler yapılabiliyor?
Esas işimiz çobanların üzerine giymiş olduğu kepeneğin imalatını yapıyoruz. Bunun yanı sıra keçe yelekler, yatakların üzerine serilen keçeler, battaniyeler, bel için korseler, şapkalar, eldivenler, şallar yünden aklınıza günlük hayatta kullanılabilecek her şeyin imalatını yapıyoruz. Keçe işlemeler, keçe süs tabloları, keçe patikler daha çok el işçiliği şeyler de ilgi çekmeye başladı. Seccade, elbise, yolluk, kilim gibi ürünlerde yapılabilmektedir.
Yünle keçenin farkı nedir?
Yün, kuzudan kırkılıp gelen hammadde keçe de onun işlenmiş haline deniyor. Biz yünü keçe haline getiriyoruz burada sıkıştırıyoruz burada onun adına da keçe deniyor. Keçe yalıtım malzemesidir. Yazın serin tutar kışında sıcak tutar. Keçe, yünün bütün fiziksel özelliklerini korur. Nem yalıtımı, ısı yalıtımı, ses yalıtımı, ışık yalıtımı ve elektrik yalıtımı özellikleri var. Hammaddesi yündür. Canlı hayvanın sırtından makasla kesilerek elde edilir. Kuzu ve oğlağın ilk kırkımı keçede tercih edilir. Yetişkin hayvanların ikinci kırkım yünleri daha uygundur. Yün lifi inceldikçe kalitesi yükselir.
Talep oluyor mu?
Şuanda talep her taraftan geliyor. Yıllardan beri biz bu işi yapıyoruz. Hala da yapmaktayız. Hayvancılık olduğu sürece kepeneğe her zaman ihtiyaç var.
Bu yünleri nasıl temin ediyorsunuz?
Haziran ayında kuzular kırpılır o zaman köylülerden ve bu yünleri toplayan kişilerden toptan alırız. 12 ay biz bunları kullanırız. Yün alıp satan ticaretçiler yünleri biriktirirler 20 ton 30 ton ne kadar gelirse onlardan satın alırız biz onu ve 12 ay kullanılırız.
Alınan yünler nasıl bir işlemden geçiyor? Bir kepeneği çıkarmak ne kadar vaktinizi alıyor?
Çobanın isteğine bağlı yıkanmış isterse kepeneği ona göre yıkanmamış isterse de ona göre yapıyoruz. Burada kepenek hale getirilirken yünler sıcak su ve onun buharıyla yıkanıyor zaten ayrıştırılıyor. Aslında bir kepenek bir günde de imalat yapılabilir biz bunu dönüşümlü yapıyoruz. Yapımının başlangıç aşamasıyla son güne kadar 3 günde kepenek meydana çıkar. Bir gün yün taranıyor bir gün kalıplanıyor ertesi gün iki kat haline getiriliyor ve pişiriliyor. Pişirmede keçeyi birbirine vura vura yünü birbirine koyuyoruz pişirme işlemi dediğimiz olay bu bizim. Dövme öncelerden el işçiliği ile yapılıyordu ama şimdi bunun yüzde 60-70’ini makine yapıyor. Diğer kısımlarını da elde yapıyoruz. Buradaki bütün ürünleri hepsinin imalatını yapıyoruz.
Nasıl devlet sanatçısı oldunuz?
Biz ayriyeten devlet sanatçısıyız. Devlet sanatçılığı belgemiz de var. Hem şahsi hem de kardeşimde de var. Devlet Sanatçılığı belgesi için ilk önce oraya başvuruyorsun sizin taleplerinizi değerlendiriyorlar ve yapmış olduğunuz ürüne bakıyorlar. Bu iş için eser sunman gerekiyor. Bizi kursta tabi tutan bayanlar daha önce atölyeye gelmişler bizim çalışmamızı görmüşler. Biz oraya başvuruya gittiğimizde ustam biz size belge veremeyiz siz bize verirsiniz. Biz sizin atölyenize geldik ne iş yaptığınızı gördük kendimizi tanıtmadık ama sizin yaptığınız işçiliklerle bizim anlattığımız şeyler çok farklı dediler. Bizim size belge verme yetkimiz yok siz bu işin ustasınız dediler.
Keçecilik mesleği şuan ne aşamada unutulmaya yüz tutmuş meslekler arasında mı?
Şuanda bizim mesleğimizde çırak bulma sıkıntımız var. Tozlu ve zor bir ortamda çalıştığımız için dışarıdan gelen anne babalar çocuğunu buraya çırak vermek istemiyorlar. Çırağın kendisi de gelmek istemiyor. Üstümüze bakıyor tozdan geçilmiyor diyor. Ama bilmiyorlar ki bu mesleğin aşkla yapılacağını. En büyük sıkıntı burada. Ben 50 yıl içerisinde evimi aldım, arabamı aldım, emekli oldum her şeyimi yaptım. Ama insanlar bunun bilincinde değil. İmalat yapan herkes mutlaka bir şekilde kazanır. Biz zaten toplum olarak da üretici olmadığımızdan gerideyiz. Üretici olabilmiş olsak hem Türkiye hem de şahıs olarak ileri safhalara çıkacağız. Yurdanur MERGEN (ÖZEL)