Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

Kış hastalıklarına karşı uzmanından öneriler

Kış mevsiminin gelmesiyle birlikte nezle, farenjit, larenjit ve sinüzit gibi üst solunum yolu enfeksiyonları, influenza virüslerinin neden olduğu grip salgınları, değişik birçok mikrobun sebep olabileceği bronşit ve zatürre gibi alt solunum yolu enfeksiyonları daha sık görülüyor. Havaların soğuması nedeniyle kapalı ve kalabalık ortamlarda daha çok bulunulması, havada asılı kalan virüs ile bakterilerin yayılmalarını kolaylaştırıyor. Bu hastalıklarda oluşan öksürük, burun akıntısı, boğaz ağrısı, yorgunluk ve ateş gibi sorunlar ise  okul ile iş gücü kaybına yol açıyor ve sosyal hayatı olumsuz etkiliyor. Özellikle risk grubundaki kişilerde hastaneye yatışa, hatta hastanın hayatını kaybetmesine neden olabiliyor. Acıbadem Beylikdüzü Cerrahi Tıp Merkezi İç hastalıkları Uzmanı Dr. Gültekin Barut, bazı sağlık tedbirleri alındığında enfeksiyonlardan büyük oranda korunabileceğine dikkat çekerek, “Örneğin, risk grubundaysak grip aşışımızı yaptırarak; bağışıklık sistemimiz zayıfsa, kan düşüklüğü veya vitamin eksikliği sorunumuz varsa tedavimizi olursak; burun yolu ile solunum sistemimizde sıkıntılarımız varsa yine tedavilerle gidermeye çalışırsak, kış hastalıklarına daha iyi hazırlanmış oluruz” dedi.

Kış mevsiminin gelmesiyle birlikte

 

‘ELLERİNİZİ SIK VE DOĞRU ŞEKİLDE YIKAYIN’

Enfeksiyon hastalıklarının birçoğu el ve ağız aracılığıyla bulaşıyor. İç Hastalıkları Uzmanı Dr. Gültekin Barut, bu nedenle enfeksiyonlardan korunmak  için elleri sık ve doğru şekilde yıkamanın alınacak en etkili önlem olduğunu belirterek, “Özellikle; kişiler,  eşyalar, araç ile gereçler ve yüzeylerle temas ettikten sonra, en kısa zamanda, bileklerimizi kapsayacak şekilde ellerimizin tamamını; avuç içleri, parmak araları ile parmaklar dahil olmak üzere, bol su ve sabunla, en az 20 saniye süreyle yıkamalıyız. El yıkama imkanımızın olmadığı durumlarda ise uygun el antiseptikleri ve dezenfektanlar kullanabiliriz. Günlük hayatımızda kapı kolları, yürüyen merdivenler, asansör butonları, toplu taşıma araçlarındaki tutacaklar, market arabaları ve kapı zilleri gibi sıkça dokunduğumuz bu yüzeyler adeta gizli mikrop yuvalarına dönüşebiliyor. Dolayısıyla, bu yüzeyleri tutarken kağıt peçete kullanmayı alışkanlık edinin. Eğer bu mümkün olmamışsa elinizi yıkamayı ya da dezenfektan ile temizlemeyi ihmal etmeyin” şeklinde konuştu.

‘GRİP VE ZATÜRRE AŞINIZI YAPTIRIN’

Kronik hastalıkları olanlar, 65 yaş üstü kişiler ile sağlık çalışanlarının grip aşısı; risk grubunda olanların ise zatürre aşısı olmalarının önemli korunma yöntemleri arasında olduğunu dile getiren Barut, “Eğer aile bireylerinden hasta biri varsa, kişisel hijyen ve izolasyon kurallarına uymanız çok önemli. Hasta bireyle yakın temastan kaçınmak, bir arada bulunurken maske takmak, ortak kullanılan mutfak malzemelerini iyi yıkamak ya da ayırmak ve ortak havlu kullanmamak gibi alacağınız önlemler, mikropların bulaşma riskini büyük oranda önlüyor” ifadelerini kullandı.

‘KAPALI ORTAMLARDA AĞIZ VE BURNUNUZU KAPATIN’

Havaların soğumasıyla birlikte iş ile sosyal hayatta kapalı ve kalabalık ortamlarda daha çok zaman geçirmenin bakteri ve virüslerin yayılımını kolaylaştırdığına dikkat çeken Barut, dışarıya çıkıldığında  özellikle soğuk havalarda ağız ve burnu kaşkol veya atkıyla kapatmanın gerektiğini vurgulayarak, “Bu şekilde en azından soluduğumuz hava ısınırken bir yandan da havadaki mikroplar da kısmen bloke oluyor. Yine aynı şekilde, kalabalık ve kapalı ortamlarda, toplu taşımalarda ağız ve burnu kapatan maske kullanmamız da mikroplardan korunmamızda fayda sağlayacaktır” bilgisini paylaştı.

‘ÇALIŞMA MASANIZI DÜZENLİ OLARAK TEMİZLEYİN’

Ortak kullanılan ofis malzemelerinin düzenli olarak temizlenmesi gerektiğini söyleyen Barut, “Ortak kullanılan ofis malzemelerinin, sabit telefon ahizelerinin, kapı kollarının, mouse ve bilgisayar klavyelerinin, masa ile yüzeylerin sık aralıklar ve uygun şekilde silinerek temizlenmeleri, mümkünse ortak kullanımın azaltılması gerekiyor. Zira, özellikle  öksürmenin ve hapşırmanın olduğu ortamda mikroorganizmalar yüzeylere de yayılabiliyor. Dolayısıyla her  sabah işe başlamadan önce masa ve bilgisayar klavyesi gibi  sık temas ettiğiniz yüzeyleri  temizlemeniz,enfeksiyonlardan korunmanızda yarar sağlıyor” ifadelerine yer verdi.

‘KALİTELİ UYUYUN VE SAĞLIKLI BESLENİN’

Bağışıklık sisteminin güçlü kalmasında ve enfeksiyonlardan korunmada sağlıklı beslenmenin son derece önemli bir işlev üstlendiğini söyleyen Barut, “Sağlığımız için çeşitli türden ve mevsime özgü sebze ile meyveleri yeterli miktarda tüketmeli, dengeli beslenmeli, her gün 2- 2.5 litre su içmeli ve doğal ürünlerle beslenmeyi alışkanlık edinmeliyiz” dedi. Öte yandan güçlü bir bağışıklık sistemi için her gün yeterli ve kaliteli uyumaya da mutlaka dikkat edilmesi gerektiğine işaret eden Barut, günlük çalışma şartlarında, gerekli durumlarda dinlenmeye  zaman ayırmanın da bağışıklık siteminin güçlü kalmasına katkı sağladığını belirtti.

‘HER GÜN 7-10 BİN ADIM ATMAYI ALIŞKANLIK EDİNİN’

Barut, yaptığı açıklamanın devamında ise şunları söyledi: “Düzenli egzersiz yapmanız, örneğin günlük 7.000-10.000 bin adım arası yürümeniz, özellikle uygun havalarda açık hava yürüyüşleri yapmanız, bağışıklık sisteminizi güçlendirerek enfeksiyon hastalıklarına yakalanma riskinizi azaltıyor. Kapalı ortamın kalabalık veya havasız olması, solunum yoluyla ilgili hastalığı olan kişilerin konuşma, öksürük ve hapşırık  yoluyla virüs veya bakterileri bulaştırma riskini artırıyor.  Bu nedenle, ev ve işyerinizi, ortalama olarak her saat 5 dakika gibi bir süre düzenli olarak havalandırmayı ihmal etmeyin. Günlük hayatımızda banka, alışveriş merkezi ve işyeri gibi birçok ortamda sık sık kalem kullanıyoruz. Böyle durumlarda kendi kaleminizi kullanmayı alışkanlık edinin. Bu mümkün değilse, kullanım sonrasında el dezenfektanıyla elinizi mutlaka temizleyin.”