Afyonşehir Web TV’de Yüksel Elçi’nin sunduğu programa katılan Gönül Köprüsü Sosyal Yardımlaşma Derneği Başkanı Lütfiye Pancar Polat, dernek çalışmalarından bahsetti. Derneğin sosyal medyada yardımlaşma sayfası olarak kurulduğunu aktaran Polat, alınan olumlu geri dönüşlerin ardından dernekleştiklerini belirterek, “Bu derneğin kurulumu bir sosyal mecrada yardımlaşma sayfası olarak kuruldu. Yardımlaşma sayfasıyken bir baktık geri dönüşler güzel olmaya başladı. Belli bir mebla, mal ve para birikmeye başlayınca bunun resmiyete dökülmesi gerekiyordu. Gönülden gönüle köprü olmak için bu ismi verdik. Biz sadece aracıyız. Aslında insanların birçoğu yardım verildiği kişinin görülmemesini ister ya o verdiğiniz kişi siz olursunuz, bu nedenle Gönül Köprüsü koyduk derneğimizin adını. 2019 yılında kuruldu. Derneğimizde memurumuzda var, avukatımızda var, ev hanımımızda var” diye konuştu.
‘BÜTÜN KESİMLERE YARDIMLARIMIZI ULAŞTIRIYORUZ’
Gönül Köprüsü Derneği Başkanı Polat, dernekte resmi olarak 30 üyenin olduğunu ve bunun yanında bir sosyal medya hesaplarının da bulunduğunu, oradan çok daha fazla kişiye dokunduklarını belirterek, “Afyonkarahisar Gönül Köprüsü Sosyal Dayanışma Derneği sayfasında şu an 5 bin kişi gönüllüyüz. Hatta bizim orada bir fatura paylaşma şeyimiz vardır. Faturayı paylaştığımız zaman; ‘Bir ihtiyaç sahibinin faturası var kim ödemek’ ister dediğimde bu aslında günlük bir kapışma gibi oluyor. Hemen saniyesinde kapıyorlar arkasından bir sürü mesaj geliyor ‘yine bize düşmedi’ diye. Derneği kurduğumda kötü bir dönemden geçtik. FETÖ’nün 15 Temmuz’un olduğu dönemdi. İnsanlar yardım ve dernek denilince o kadar korkuyorlardı ki. Artık tabiri caizse yoğurdu üfleyerek yiyecek konumdaydılar. Biz o tabuları yıkmakla meşgul olduk. Ama şükür şimdi o durumu geçtik, güveni de sağladık bu şekilde başladık. Tüzüğümüz geniş, işte bunun içinde yaşlısı da var, engellisi de var, boşananı da var, anlık mağdur olanda var, öğrencilerimizde var burslu yardım yapılabilecek ne varsa biz oradayız. Sosyal faaliyetlerimiz var, bu şekilde kurulduk” ifadelerini kullandı.
‘DERNEK OLARAK BÜYÜK MAKAMLARDAN ASLA YARDIM ALMIYORUZ’
Eski Vali Gökmen Çiçek ile aynı samimiyeti Kübra Güran Yiğitbaşı aynı yakalayamadığını dile getiren Polat, “Deprem girdi araya, deprem koşuşturmasında bir aydır burada yoktuk. Deprem faaliyetlerinde birazcık aramızda sıkıntılar oldu ama bizde devlet büyüktür, devlete karşı bizim bir saygısızlığımız yoktur. Biz dernek olarak çok büyük makamlardan asla bir yardım almıyoruz. Çok güzel işler yapıyoruz ama bu milletvekillerinin desteğiyle de olmuyor. Hepsinden Allah razı olsun ama biz onlara hiçbir zaman bir talepte bulunmadık. Hatta biz Gökmen Valimize çıktığımızda ‘Lütfiye Hanım bu kadar şey yapıyorsunuz, bana bir liste verin boşanmış kadınların biz evlerini kurarız’ dedi. Bende ‘Sayın Valim bunu siz yapacaksanız benim varlığıma ve bu derneğe ihtiyaç yok’ dedim. Derneğin amacı bulunduğu yerde devletin yükünü alıp kendince bir hizmet alanı oluşturup buna hizmet etmektir. Ben burada birilerine yük olmak için değil, oradaki yüke ortak olmak ve karınca kararınca burada yol almak için varız” şeklinde konuştu.
‘YER TALEBİMİZE KARŞILIK BULAMADIK’
Şimdiye kadar hiçbir kişi ve kurumdan taleplerinin olmadığını, sadece Belediye Başkanı Mehmet Zeybek’ten yer talep ettiklerini ve taleplerinin dilekçe verildiği halde karşılanmadığını ve üstüne dilekçelerinin yok sayıldığını söyleyen Polat, “Yer talebimizi karşılayamadık. Talebimize karşılık bulamadık, gerekçe olarak da bize her hangi bir şey sunulmadı. Dilekçe vermiştik, ‘Dilekçeniz yok’ dediler, dilekçenin karşılığını da alamadık. Genel anlamında hangi dernek olursa olsun bütün dernekler bulunduğu yerin parasız hizmetkarıdır ve bu büyük bir nimettir. Derneklerin bu parasız hizmetlerine sahip çıkılırsa şehirde daha organize işler yapılabilir. Her derneği aynı oranda sarıp sarmalarsak, güç birliği yaparsak daha güçlü oluruz” dedi.
‘ÖNCE İNSANLARIN KARNI DOYSUN’
Polat konuşmasının sonunda yaşanan sıkıntılardan dolayı kendilerini sosyal projelere adayamadıklarını belirterek şunları söyledi: “Yanlış anlamayın tok açın halinden anlamaz, işi olan bir kişi işsizin halinden anlamaz. Şimdi iş adamları toplanıyor, ya da iş kadınları toplanıyor. Ama onların görüşüne göre değil, aşağıda farklı bir kesim var. Aşağıda kesim mağdur ve aşağıdaki kesim daha fazla. Biz şimdi aşağıdaki insanların elini tutmazsak, sosyokültürel seviyesi yüksek olan ülkelerin alt tabanı orta tabana yakındır. Sizin alt tabanınızla orta tabanınız zaten yok, olma seviyesinde alt taban ve yüksek tabanın arasında büyük fark varsa siz şu an geri kalmış bir ülke konumundasınız. Afyon’da bu konumda, işsizlik hat safhada, boşanma hat safhada, sosyal çürüme hat safada. Başkan olacak kişilerin makama geldiğinde bizim insanlara sunacağımız bir sürü projeler olmalı. Evlenecek insanları yönlendirmeli, iş sahibi olacak insanların iş alanı açılmalı, ya işte teleferikte olsun millet bahçesi de olsun ama önce insanların karnı doysun. Şimdi aç olan insana kitap al oku diyemezsiniz. Bu derneği kurduğumuzda; ben ‘Sosyal projeler yapacağım, koli dağıtmayacağım’ dedim ama pandemisi, depremi, yangını, sel felaketi, ekonomik krizi, bizi koli dağıtmaktan alıkoyamadı. İnanın bu şehirde fakir insanın olmaması lazım ve bu şehir kendi kendine yetebilecek konumda bir şehir. Yani bir şeyler yanlış gidiyor ama bu yanlış gideni artık hangi başkan gelecekse düzeltsin. Gerçekten halk olarak çok yorulduk.” Kadir Aydın