Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

Pullu sıkmalar marifetli kadınların ellerinde dikiliyor

Sinanpaşa ilçesine bağlı Tınaztepe kasabasında yaşayan Dilek Şevik ve ailesi, uzun yıllardan beri pullu sıkma dikim işiyle uğraşıyor. Dokuz yaşından beri bu işle uğraşan Şevik, annesinden kendisine miras kalan bu mesleği kızına aktarıyor. Yaşadıkları evin alt katında bulunan ve eşinin kurmuş olduğu küçük atölyede müşterilerini ağırlayan Şevik, annesi ve kızıyla birlikte pullu sıkma dikip, satışını yapıyor. Nesilden nesile aktardıkları bu mesleği küçük yaşlardan beri severek yapan aile fertleri, sağlıkları izin verdiği müddetçe bu işi devam ettireceklerini belirtiyor.

Sinanpaşa ilçesine bağlı Tınaztepe

Tarihi çok eski zamanlara dayanan pullu sıkma, hoş görüntüsü, el işlemesi motifleri ve kendine has kumaşıyla görenlerin bir kez daha dönüp baktığı ve Afyonlu kadınların severek giydiği kıyafetler arasında yer alıyor. Afyon’un köylerinde özellikle düğün zamanlarında yediden yetmişe herkesin severek ve büyük istekle tercih ettiği pullu sıkma, günümüzde de bir gelenek olarak yaşatılmaya devam ediyor.  Afyonkarahisar’ın Sinanpaşa ilçesine bağlı Tınaztepe kasabasında yaşayan Dilek Şevik, anne mesleği olan pullu sıkma dikim işini annesi ve kızıyla birlikte, yaşadıkları evin alt katında, kendilerinin oluşturduğu küçük bir atölyede yapıyor. El emeği göz nuru olan ve buram buram Anadolu kokan bu ürünler, becerikli hanımların ellerinden büyük bir zahmet ve emekle çıkıyor.

‘BU İŞ BANA ANNEMDEN MİRAS’

Annesinden kendisine miras kalan bu mesleği kızına aktaran Şevik, bununla gurur duyduğunu ve beraberlik içinde işlerini yürüttüklerini söyleyerek, “Bu işe ilk olarak annem küçük yaşlarda başlamış, sonrasında tecrübe kazanarak bu işi ilerletmiş. Ben dokuz yaşından beri bu işi severek yapıyorum, annemin yanında yaptığı işleri izleyerek öğrendim zamanla kendimi geliştirerek bugünlere kadar geldim. Annem sürekli yaptığın banaysa öğrendiğin kendine derdi. Elinde bir mesleğin olur, öğren diye öğütleyerek bildiklerini bana öğretirdi. Bende şimdi aynı şeyleri kızıma söylüyorum, o da bana severek yardım ediyor. Kendimle ve özellikle kızımla gurur duyuyorum, bu iş bana annemden miras, bizde elimizden geldiğince güzel işler çıkarmaya çalışıyoruz. Annem bu işle ilgili her şeyi bana öğretti ben de şimdi bunları kızıma aktarmaktayım. Şükür ki kızım da aynı benim gibi annesinin mesleğini öğrendi. En büyük destekçim kızım, annem ve kayınvalidem. Elbette eşimin desteklerini de unutamam. Annem eğitti, eşim destekledi onların emekleri ve destekleri sayesinde bugünlere kadar geldik. Destek alamasaydım bugünlere gelemezdim” dedi.  Yaşadığı ve sağlığı el verdiği müddetçe bu işi yapmaya devam edeceğini de sözlerine ekledi.

VAKTİNİN ÇOĞUNU ATÖLYESİNDE GEÇİRİYOR

Evi ve atölyesi arasında sürekli mekik dokuyan Dilek Şevik, atölyesindeyken evine çıkmak istemediğini, evdeyken de atölyeye inmek istemediğine de değindi. İş yoğunluğunun fazla olması sebebiyle ev hanımlığı ve çalışan kadın rolü arasında sürekli kalmak zorunda olan Şevik, vaktinin çoğunluğunu atölyesinde geçirdiğini ve birkaç merdiven yukarıda bulunan evine yakın olmanın içini ferahlattığını söyledi. Evi ile atölyesinin aynı yerde olmasını ise büyük bir fırsat olarak değerlendirdi.

‘TINAZTEPE KASABASI YÖRESEL KIYAFETİN BAŞKENTİDİR’

Dikmekte olduğu yöresel kıyafetlerin satışını da yapan Dilek Şevik, “Kadınlarımızı, gelinlerimizi elimizden geldiğince yöremize uygun olarak giydirmeye, pullu sıkmalarımızı güzelce yapmaya özen gösteriyoruz. Özellikle kasabalarımızdan ve köylerimizden sipariş almaktayız. Genellikle köy halkına sipariş üzerine dikim yapıyoruz. Zaten Tınaztepe yöresel kıyafetin başkentidir. Afyon’da yöresel kıyafet dendiği zaman akla ilk gelen yerlerden biri Tınaztepe’dir. Bu alanda Tınaztepe yıllardır öne çıkar. Bu yıllardır böyleydi hala da bu şekildedir. Bizde bunu elimizden geldiğince devam ettirmeye çalışıyoruz” diyerek, yaşadıkları bölgenin kendilerine aşıladığı yöresel kıyafet geleneğini zirveye taşımaya çalıştıklarını vurguladı.

‘ÖZEL YAŞANTIMIZDAN FEDAKARLIK YAPIYORUZ’

Şehir dışından gelen siparişleri de özenle hazırlayıp gönderen Şevik, “Antalya’dan İstanbul’dan bile siparişlerimiz oluyor, genellikle sosyal medya üzerinden sipariş veriyorlar, güzelce hazırlayıp kargoya veriyoruz. Elimizdeki işlerin bitmesi bir hafta ile on gün arasında değişiyor. Modelin işlemesine, yoğunluğuna göre süre değişiyor. Örneğin bir sıkmayı ve eşarbı bir hafta ile on gün arasında bir sürede teslim etmiş oluyoruz İnsan ister istemez zorlanıyor çünkü işimiz gerçekten çok yoğun iki saatlik üç saatlik uykuyla yaptığımız oluyor, elimizden geldiğince yetiştirmeye çalışıyoruz, her zaman en iyisini yaparak kimseyi mağdur etmemeye çalışıyoruz, çok şükür ki bugüne dek hiçbir şikayet almadık. Yeri geliyor uykumuzdan kesiyoruz yeri geliyor özel yaşantımızdan fedakarlık yapıyoruz, el birliğiyle bu işi yapmaya çalışıyoruz” diye konuştu.

‘PULLU SIKMANIN DA BİR MODASI VAR’

Değişimin her alanda var olduğuna değinen ve bunun pullu sıkmalarda da görülebildiğini belirten Dilek Şevik, “Pullu sıkmalarda da zamanla bir değişim oldu, özellikle gençler arasında moda haline gelen renk ve desenler var. Önceden kırmızı renkli pullu sıkmalar modayken şu anda gençlerimiz hep siyaha döndü. Şu an siyah renklerimiz daha çok tercih ediliyor, modellerimiz güncellendikçe üretmeye devam ediyoruz. Pullu sıkmanın da bir modası var. Eskiden işlemeli, pullu, püsküllü önücekler kullanılırdı şimdi bu çok fazla kullanılmıyor. Çuha donlar da çok eskiden kullanılırdı, bu da yerini pullu, simli ve renkli şalvarlara bıraktı” diyerek yöresel kıyafetlerin de modası olduğuna ve zamanla değişkenlik gösterdiğine vurgu yaptı.

‘KADININ ELİNİN DEĞDİĞİ HER ŞEY GÜZELLEŞİR’

Pullu sıkma, yelek, şalvar, tülbent, pullu yastık kılıfları, yatak örtüleri, beşik örtüsü, kemer ve daha pek çok yöresel ürünü tek tek işleyip diken Şevik, her bir işin ayrı aşamalardan geçtiğine değinmeden geçmeyerek, “Eskiden tel kırma yapılırdı şimdi ise makine nakışı da yapılıyor. Yapmakta olduğumuz ürünlerin hepsi belli bir aşamadan geçiyor. Önce müşterinin beden ölçülerini alıyoruz ve isteğine göre motifini çiziyoruz ve kumaşa geçiriyoruz. İkinci aşama olarak makinede nakışlıyoruz. Üçüncü aşamamızda da yapmış olduğumuz nakışı gergiye gerip pullamasını yapıyoruz. En son astarlama ve dikimini yapıyoruz ve müşterilerimize teslim ediyoruz” dedi. Şevik konuşmasının sonunda, kadının elinin değdiği her şeyin güzelleşeceğini, kadının isteyip de yapamayacağı hiçbir işin olmadığını da sözlerine ekledi ve kadınların hayallerinin peşinden koşmaktan asla vazgeçmemeleri gerektiğini belirterek sözlerini noktaladı.