Türkiye Aşçılar Federasyonu Milli Takımı’nda yer alan Hamit Hayran, sanatın en kırılgan hali olan yumurta kabuğuna motif işleme sanatını 31 yıldır sürdürüyor.
Unutulmaya yüz tutmuş bir sanat olan yumurta işleme sanatı, yumurtanın içi boşaltıldıktan sonra ince uçlu özel matkap ile istenilen motife göre deliklerin açılması ile yapılan el sanatıdır. 1956 Kırşehir doğumlu olan Hamit Hayran bu işi severek yapan Yumurta işleme sanatçılarından bir tanesi. Gastro Afyon3. Uluslararası Turizm Ve Lezzet Festivali’nde açtığı stantta yumurtaya motifler işlemeye devam eden Hayran, Gazetemize verdiği röportajda bu işe nasıl başladığını, işin hassasiyetini ve dikkat gerektiren noktalarının bulunduğu bir sanat olduğundan bahsetti.
DAHA ÖNCE MARANGOZLUK YAPTIM
Sanatçı bir aileden geldiğini söyleyen Hamit Hayran yıllarca marangoz olarak çalışmış. Geçirdiği bir elektrik kazasında yürüyemez olduğunu ve yıllarca kalkamadığı söyledi. Marangoz mesleğine de geri dönemeyen Hayran bu sabır sanatı olan yumurta sanatına nasıl başladığını anlattı. Hayran; “Marangoz atölyem hala durur. Ben oturduğum yerden yıllarca kalkamadım. 1990 yılında yumurta kabuğundan ne yapabilirim diye yola çıktım. 31 yıl geçti irili ufaklı yumurtaları yaşam mücadelesi vererek Osmanlı ve, Selçuklu motifleri ile Anadolu’nun en ücra köşesindeki tarihi dokuları işleyerek günümüzde yaşayan güzel insanların hayallerini de gerçekleştirerek yola başladım. En küçük yumurtamız Hint bülbülünün yumurtası, en büyük yumurtamızda deve kuşu yumurtasıdır” dedi.
8 BİN 708 DELİK İLE DÜNYA BİRİNCİLİĞİNİ ALDIK
Mikron kalınlığından başlayıp 2mm kalınlığına kadar devam eden yumurta kabuklarından bahseden Hayran, “Bu güzel sabır sanatını şerefle geçmişten geleceğe taşıyanlardan birisiyim. Osmanlı tarihinde bu sanatımız 1200lü yıllarda başlamış ve Osmanlı’dan kalma 4 tane güzel eserimiz mevcut. Aynı zamanda Dünya Yumurta Sanatı derneğine üyeyiz. Dünya yumurta sanatı ansiklopedisine 301. sırada giren ilk Türküz ve 2018 yılında Pakistanlı bir kardeşimiz 7500 delik deldiğinde biz 8 bin 708 delik delerek dünya birinciliğini aldık. Şimdi ise 2020 yılında Guinness Rekorlar Kitabı için hazırladığımız 11 bin 827 tane delik delerek bu güzel sanatı devam ettiriyoruz. Aynı zamanda da Kültür Bakanlığı işbirliği ile bu güzel unutulmaya yüz tutmuş sanatlarımızı da Türkiye Cumhuriyetine kazandırdık. Türkiye genelinde 300’e yakın öğrenci kitlemiz var” dedi.
YUMURTALARIN BİR ÖMRÜ VAR
Sanata başlamadan önce yapılan hazırlıklardan da söz eden Hayran, “Her yumurtanın içindeki sıvıyı çıkartabilmek için tombak dediğimiz kısmından delik açar sıvıyı boşaltırız. Asıl sanat burada başlar. O ufak delikten içindeki kabuğa yapışık zarı çıkarmak zorundayız. Zar çıkarıldıktan sonra işleme başlarız. Kuruyup temizlendikten sonra istenilen modeli üstüne çizer ve diş laboratuarlarında kullanılan mikro motor ve diş doktorlarının kullandığı aeratörü kullanarak keserek, boyayarak çalışmamızı devam ettiririz. Çalışmalarımızı tamamladıktan sonra 7 renkli ve pilli olmak şartıyla bir fanusa koyarak teslim ediyoruz. Kaz yumurtaları 100 yıl dayanıyor. Tavuk yumurtaları ise kendi kendini yok ediyor” dedi.
‘ÇOK SABIR GEREKTİREN BİR SANATTIR’
Gezen tavuk yumurtalarının kalsiyumunun fazla olduğunu söyleyen ve bu sayede kabuğun daha dayanıklı ve kalın olduğunu da belirten Hayran, “Marketten alınan herhangi bir yumurtayı da işleyebiliriz” dedi. Bu işe ilk başladığında çok yumurta kırdığını söyleyen Hayran, “Çok kırdım ama başarı şurada, kabuğu burada keserken nerde kırıldığını görüp anladıktan sonra bir daha aynı hatayı yapmadan devam ederek başardık biz bu çalışmalarımızı. Herkes yapabilir ama çok sabır gerektiren bir sanattır” dedi.
‘UNTULMAYA YÜZ TUTMUŞ SANATLARIMIZIN İÇİNDE’
Omzunda çok büyük bir yük olduğunu söyleyen Hayran, “Günümüzde bu yumurta sanatını onore edip taşıyanlardan olduğum için bir ay daha beklemek zorunda olduğumuz güzel bir haber vereceğim. Yumurta sanatının dünyada yerini koruduk. Türkiye Cumhuriyetinde öğrenci kitlemiz devam ediyor. Ama unutulmaya yüz tutmuş sanatlarımızın içine de bu sanatı koyduk. Kültür bakanlığımız kabul etti. Ama yasallaşmasına bir ay kaldı. Onu da başardıktan sonra bütün engelleri aşacağız” dedi.
‘YUMURTA SANATI MÜZEMİZ VAR’
Hayran, “Ben Türkiye Aşçılar Federasyonu Milli Takımdayım. Mutfak sanatları bölümünde dünya bu sanatı kabul ettiğinden dolayı yurt içi ve yurt dışında da Milli Takımı da şerefle onurla bende sanatımla o güzel şeker hamurundan yapan öğrencilerle ustalarla yola devam ediyoruz. Yumurta sanatı müzesi Afyon’a açıldı. O müzenin ilk açılışından beri hala daha oradayım. Dünyada ne kadar yumurta çeşitleri var ise Afyon’da Kültür Müdürlüğüne bağlı bir bölümde çok güzel bir yumurta sanatı müzemiz var. Herkesin gezip görmesini talep ediyorum” diyerek sözlerini tamamladı. Yurdanur Mergen/ ÖZEL HABER