Çizgileri ile resimlere hayat veren insanlar da olmasa anılarımızda ne kalır bilmiyoruz.
Hazan yapraklarının döküldüğü bugünlerde rüzgarların peşinden koşarak giden o güzelim günlerimiz. Aslında hüzün dolu insanlarız her nedense, oysa sevgi dolu yüreklerimizde mutluluğa giden güzellikleri neden görmüyoruz?
Hani derler ya insan hep gitmez bazen kalır!
Acısı ile yürekte, özlemleri ile akıllarda,
Çizgileri ile resimlere hayat veren insanlar da olmasa anılarımızda ne kalır bilmiyorum.
Sevgili dostlarım, arkadaşlarım, kahve tadında sohbetimizin çok değerli okurları geçtiğimiz hafta içerisinde AKÜ Güzel Sanatlar Fakültesi Resim Bölümü Araştırma Görevlisi Yasemin Kaplan Çalış ‘’Terk Edilmiş Zamanlar Üzerine’’ kişisel resim sergisi açarak büyük bir beğeni topladı. Biz de haftanın bu ilk gününde çok değerli hocamız Yasemin Kaplan ile birlikte kahvemizi içerken sizleri de bu sohbetimize bekliyoruz.
*** Merhaba Yasemin Hanım kahve tadında sohbet ilimizin kültürel, sanat, spor, müzik ve birçok etkinliğin sesi olarak şehrimiz de gündem olmaya devam ediyor. Öncelikle sizi Afyon Şehir gazetesinde sizinle olmak çok güzel. Öncelikle Yasemin Kaplan Çalış kimdir bize kendinizden bahseder misiniz?
Merhaba öncelikle nazik davetiniz için teşekkür ederim. 1987 yılında Almanya’da doğdum. Lisansımı 2010 yılında Süleyman Demirel üniversitesi Resim Bölümü’nde, yüksek lisansımı ise Erciyes Üniversitesi Güzel Sanatlar Enstitüsü resim bölümünde tamamladım. 2018 yılında Hacettepe Üniversitesi Güzel Sanatlar Enstitüsü’nde Sanatta Yeterlilik Programına başladım ve hala devam etmekteyim. Aynı zamanda 2017 yılından beri Afyon Kocatepe Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Resim Bölümü’nde Araştırma Görevlisi olarak çalışmaktayım.
*** ‘’Terk edilmiş zamanlar üzerine’’ açmış olduğunuz sergi birçok insan tarafından ziyaret edildi ve beğeni topladı. Öncelikle sizi yürekten kutluyorum. Bana serginin ismi gerçekten enteresan ve ilgi çekici geldi, bunu biraz açalım mı Yasemin Hanım?
Tabii, “Terk Edilmiş Zamanlar Üzerine” sergisi Kayseri’de yüksek lisans döneminde ürettiğim işleri içeriyor. Yüksek lisans eğitiminde Erciyes dağından ve günlük atmosferin geçirdiği değişimlerden etkilenmiştim. Erciyes dağı ve çevresinin atmosferle etkileşimi, ışık ve gölgenin dağ üzerinde yarattığı değişim ve bu değişimin renklerle olan uyumu tuval yüzeyinde kompozisyon ögesi olarak şekillenmeye başladı. Süreç içerisinde üretilen eserler gökyüzünün yarattığı boşluk, gökyüzünün yeryüzüyle olan sınırı ve Erciyes dağının iki sınır ögesini bozuma uğratan yapısı üzerinden ilerledi. Etkilendiğim ilişki biçimini soyutlayarak gösterme çabam sergilediğim eserleri oluşturdu.
Afyon Kocatepe Üniversitesi’nde çalışmaya başlamam eserlerimde kullandığım ögelerin değişmesine yol açtı. İki kent arasındaki atmosfer, renk ve ışık farkları üretim sürecimdeki kompozisyon algısını değiştirdi. Üretimlerimde yeni bir sürece girmiştim. Geçmişe duyduğum saygıyı unutmamak ve önceki üretim sürecimi tamamlamak için sergi ismimi “Terk Edilmiş Zamanlar Üzerine” olarak belirledim. Tamamladığımı düşündüğüm o günlere yeniden göz gezdirmek, hissettirdiği anları tekrar hatırlamak güzel bir deneyimdi.
*** Yasemin Hanım karışık teknik ile yapılan birçok resim, düzenleme, video art eser mevsim bulunmakta. Bu eserleri meydana getirirken en zorlandığınız demeyelim de üzerinde daha fazla çalışmak zorunda kaldığınız eser hangisidir?
Yaptığım resimlerde genellikle aynı yoğunlaşmayı yaşarım Mustafa Bey. Uyguladığım teknik nedeniyle bazen yolda karşılaştığım yaprak, çiçek ve taş gibi malzemelerle birlikte ansızın oluşan dokularda bana eşlik eder. Genellikle, her birine aynı şekilde yaklaşırım fakat sonucu her zaman farklı olur bir nevi süreç resimleri diyebiliriz aslında. O nedenle birinin üzerinde çok durdum diyebileceğim bir resmim yok.
*** Eski zamanlarda birçok sanat sever insanımız bu tür sergileri ya da farklı anlamlarda görmek istedikleri eserler için Eskişehir iline gidip geliyordu ama bu son yıllarda bence değişti gibi AKÜ Güzel Sanatlar Fakültesi öğretim üyeleri başta olmak üzere tüm hocalarımızın hatta öğrencilerimiz yaptığı çalışmalar AKÜ M. Rıza Çerçel Kültür ve Sanat Merkezinde sergileniyor ve halkımız bunlara takip ediyor. Sizce değişen Afyonkarahisar halkı mı? Yoksa AKÜ bu alanda farklı bir yapı içerisine mi girdi sizce?
Afyon Kocatepe Üniversitesi’nde çalışmaya başladığımdan beri; “Güzel Sanatlar Fakültesi olarak sanatın ve sanat etkinliklerinin Afyonkarahisar halkıyla buluşmasını engelleyen en büyük etkenin üniversitenin şehir merkezinden uzak olması ve bunun bir şekilde aşılması gerektiği” sürekli konuşulan ve tartışılan bir konuydu.
Kentle bağlantının kurulması, sanatın ve sanat eserlerinin Afyonkarahisar halkına sunulması, halkın sanatla ve Kocatepe Üniversitesi’ndeki sanat eğitiminin sonuçlarını görmesi amacıyla şekillenen M. Rıza Çerçel Kültür ve Sanat Merkezi’nin bahsedilen eksikliğin giderilmesi için çok katkı sağladığı kanaatindeyim. Kent merkezindeki sanatsal ve kültürel faaliyetlerin gösteriminde önemli bir merkez olarak gördüğüm M. Rıza Çerçel Kültür ve Sanat Merkezi Afyonkarahisar halkının sanata olan duyarlılığına yardımcı olmaktadır. M. Rıza Çerçel Kültür ve Sanat Merkezi’nin oluşmasında gösterdiği özen ve verdiği destek için Rektörümüz Prof. Dr. Mehmet Karakaş ve GSF Öğretim elemanlarına da ayrıca saygıları belirtmek isterim.
*** Yasemin Hanım yoğun iş temposundan biraz uzaklaşıp nefes almak için ne yapıyorsunuz? Hayatınızda en çok yapmak istediğiniz üç şey nedir dersem nasıl bir cevap alırım?
İş temposu diyebilmem için işimi yalnızca bir meslek olarak görüyor olmam gerekir fakat aslında işim hayatıma entegre olan bir yaşam biçimi diyebilirim. Gittiğim her yerde, gezdiğim her şehirde, konuştuğum ya da bulunduğum her ortamda sanat anlayışım ve eserlerim üzerinde yoğunlaşırken bulabiliyorum kendimi. Sevdiğim şeyi, bana kendimi iyi hissettiren şeyleri yapmakta benim için nefes almanın farklı bir biçimi.
Seyahat etmek, farklı ülkeler ve yaşam biçimleri görmek, tanımadığım ışık ve atmosferler içinde bulunmak, karşılaştığım durumları anlayabilmek ve yorumlamak için okumalar yapabilmek benim için çok önemli.
*** Biliyor musunuz Yasemin Hanım İnsanlar belirli bir zaman sonra her şeyi mantık çerçevesinde düşünmeye başlar, bu düşünce ya da mantıkla insanın resmini çizmeyi denesek nasıl bir fotoğraf çıkar sizce?
Mustafa Bey yaşamımda ilerlediğim her gün; elinde kalan zamanı daha iyi değerlendirebilen, değerli gördüğü insanlara daha fazla zaman ayıran, küçük şeylerden de mutlu olmayı bilen, yaşadığı andan keyif alabilen ve o anın farkında olan, kazandığı deneyimleri ve üretimleri ekonomik temellere oturtmayan bir düşünce biçimi oluşturulabilir.
*** Sizi tanımak adına küçük küçük sorular sormak istiyorum Yasemin Hanım birer cümle ile bunları cevaplamanızı istiyorum sakıncası yoksa elbette.
*** Hiçbir zaman yapmam dediğiniz bir şey nedir?
Kırmızı et yiyebileceğimi düşünmüyorum.
*** Hayat felsefeniz?
Sevdiğin şeyi yap!
*** Yemeden yaşayamam dediğiniz?
Dondurma, Kahve
*** Olmazsa olmaz dediğiniz?
Sanat
*** Favori çiçeğiniz?
Devetabanı
*** Türkiye’de ve dünyada en sevdiğin şehirler
İstanbul, Strasbourg, Lviv, Stuttgart, Zanzibar, Kotor, Ohrid ve daha listeye eklemediğim birçok şehir diyebilirim.
*** Sevgili Yasemin Hanım keyifli güzel bir sohbet olduğunu düşünüyorum biraz zorlansak da çünkü yoğun bir hafta sonu trafiğiniz olduğunuzu biliyorum buna rağmen sanat adına kendimizden fedakârlıklar yaparak ortaya kahve tadında güzel bir ortam yarattık. Tekrar teşekkür ederim yeniden birlikte nice sanat adına güzelliklerde buluşmak umudu ile.
Bende size ve ekibinize teşekkür ediyorum Mustafa Bey kültür sanat alanında böylesine güzellikleri bizlere ulaşamayan değerli insanlara ulaştırdığınız ve onlara sanatçının bakış açılarının yanı sıra onlarla sohbet ederek bilinmeyen yanlarını doğallıklarını ortaya çıkardığınız için.