Keneler yoluyla bulaşan bu ciddi enfeksiyon hastalığının ölümcül olabileceğine dikkati çeken Dr. Korkmaz, özellikle kırsal alanlarda vakit geçirenlerin tedbirli davranması gerektiğini vurguladı.
“KKKA, keneler tarafından taşınan bir virüsle oluşan; ateş, halsizlik, iştahsızlık, kas ağrısı, baş ağrısı, bulantı, kusma, ishal ve ağır vakalarda kanama gibi belirtilerle seyreden, hayvanlardan insanlara bulaşabilen ciddi bir enfeksiyon hastalığıdır” diyen Dr. Korkmaz, hastalığın tarihçesine dair de önemli bilgiler verdi.
Tarihçesi ve yayılımı
KKKA’nın ilk olarak 12. yüzyılda Tacikistan’da tanımlandığını belirten Korkmaz, “Hastalığa 1940’lı yıllarda Kırım’da görüldüğü için Kırım Hemorajik Ateşi adı verilmiş, 1969 yılında ise Kongo virüsü ile aynı virüs olduğu anlaşılmış ve bugünkü adıyla Kırım-Kongo Kanamalı Ateşi olarak adlandırılmıştır” dedi.
Türkiye’de ise ilk KKKA vakaları 2002 yılında tespit edilirken, 2003 yılında kesin tanı konuldu. En yüksek vaka sayısı 2009 yılında 1318 olarak kayıtlara geçerken, 2017’de 343 vaka tespit edildiğini hatırlatan Korkmaz, “Her ne kadar vaka sayıları yıllara göre azalsa da KKKA ülkemizde hâlâ önemini korumaktadır” ifadelerini kullandı.
Korunma yolları
Uzm. Dr. Korkmaz, kenelere karşı alınması gereken önlemleri şöyle sıraladı:
Kırsal alanlarda açık renkli ve vücudu tamamen örten giysiler tercih edilmeli, pantolon paçaları çorap içine sokulmalı
Keneler vücuda tutunduysa çıplak elle dokunmadan uygun malzeme ile çıkarılmalı
Keneyi çıkaramayanlar sağlık kuruluşuna başvurmalı
Kene çıkartıldıktan sonra kişi 10 gün boyunca belirtiler açısından kendini izlemeli
Hasta kişilerle temasta maske, eldiven ve önlük gibi koruyucu ekipman kullanılmalı
Keneler asla ezilmemeli, üzerine kimyasal madde dökülmemeli
“Keneler uçmaz, zıplamaz; yerden yürüyerek vücuda tırmanır. Bu nedenle özellikle çocuklar dikkatle kontrol edilmeli” diyen Dr. Korkmaz, vatandaşların hem kendilerini hem de sevdiklerini basit ama etkili önlemlerle koruyabileceklerini belirtti.