Hem uykuya dalmanın hem de kaliteli bir uyku süreci geçirmeyi sağlayan melatonin hormonunun akşam 22.00 ile sabah 06.00 arasında verimli bir şekilde salgılandığını belirten uzmanlar, sağlıklı bir uyku düzeninin, hem ruhsal hem de fiziksel sağlığın temel taşı olduğunu söylüyor. Üsküdar Üniversitesi NPİSTANBUL Hastanesi Uzman Klinik Psikolog Zeynep Betül Alp, uyku alışkanlıklarının özellikle ruhsal sağlık üzerindeki etkileri hakkında açıklamalarda bulundu. Yetersiz uykunun ruhsal sağlığı ciddi şekilde etkileyebileceğine dikkat çeken Psikolog Alp, “Uykusuz kaldığımızda duygusal dengemiz bozulur, stresle baş etme kapasitemiz azalır ve anksiyete veya depresyon gibi sorunlarla karşılaşma riskimiz artar. Uzun süreli uykusuzluk durumunda, daha ciddi ruhsal hastalıkların gelişme riski de artar” diye konuştu. Modern yaşam tarzının, mavi ışık ve stres gibi faktörlerle uyku kalitesini bozduğunu söyleyen Alp, dijital ekranlardan uzak durmak ve her gün aynı saatlerde yatıp kalkmak gibi alışkanlıkların kaliteli bir uyku için faydalı olacağına vurgu yaptı.
‘UZUN SÜRELİ UYKUSUZLUK CİDDİ RUHSAL HASTALIKLARIN GELİŞME RİSKİNİ ARTIRIYOR’
Yetersiz uykunun ruhsal sağlığı ciddi şekilde etkileyebileceğini kaydeden Zeynep Betül Alp, şöyle devam etti: “Öncelikle, uykusuz kaldığımızda duygusal dengemiz bozulur. Stresle baş etme kapasitemiz azalır ve anksiyete veya depresyon gibi sorunlarla karşılaşma riskimiz artar. Bunun yanı sıra, beynimizin bilişsel işlevleri de etkilenir. Konsantrasyon eksikliği, hafıza problemleri ve karar alma zorlukları yaşayabiliriz. Ayrıca, uzun süreli uykusuzluk durumunda, daha ciddi ruhsal hastalıkların gelişme riski de artar. Düzenli ve yeterli uyku, ruhsal dayanıklılığımızın temel taşlarından biridir.”
‘BİYOLOJİK SAATİN BOZULMASI YORGUNLUK, ENERJİ KAYBI VE DİKKATSİZLİĞE NEDEN OLABİLİYOR’
Vücudun biyolojik saatinin, gün ışığından etkilendiğini ve bu saatin uyku-uyanıklık döngüsünü düzenlediğini dile getiren Alp, “Beynimizdeki biyolojik saat mekanizması, sabah gün ışığını algıladığında bizi uyanmaya hazırlar, akşam karanlığı hissettiğinde ise uykuya dalmamızı destekler. Eğer biyolojik saatimiz düzenliyse, enerjimiz gün içinde dengeli olur ve gece rahatça uyuyabiliriz” ifadelerini kullandı. Vardiyalı çalışma, jet lag veya gece geç saatlere kadar dijital ekranlara maruz kalmak gibi faktörlerin biyolojik saati bozabileceğini dile getiren Alp, bu durumun yorgunluk, enerji kaybı ve dikkatsizlik gibi sorunlara yol açabileceğini söyledi.
‘MODERN YAŞAM TARZI AZ VE KALİTESİZ UYKUYA NEDEN OLUYOR’
Kaliteli bir uyku için bazı alışkanlıklar edinmenin önemli olduğunu ifade eden Alp, “Öncelikle, her gün aynı saatlerde yatıp kalkmaya özen göstermek gerekir. Yatak odanızın serin, sessiz ve karanlık olması da uyku kalitesini artırır. Bunun yanı sıra, uyumadan önce dijital ekranlardan uzak durmak, melatonin hormonunun salgılanmasını destekler. Sağlıklı bir uyku için ayrıca gün içinde düzenli egzersiz yapmak, akşamları ağır yemeklerden kaçınmak ve kafein tüketimini sınırlamak da faydalı olacaktır” dedi.
‘MODERN YAŞAM TARZI, İNSANLARIN UYKU DÜZENİNDE BÜYÜK BİR ETKİYE SAHİP’
Modern yaşam tarzının, insanların uyku düzeni üzerinde oldukça büyük bir etkiye sahip olduğuna da değinen Uzman Klinik Psikolog Zeynep Betül Alp, sözlerini şöyle tamamladı: “Günümüzde akıllı telefonlar, bilgisayarlar ve televizyonlar nedeniyle mavi ışığa maruz kalıyoruz. Bu durum, uyku düzenimizi bozan en önemli faktörlerden biri. Ayrıca, yoğun iş temposu ve stres, insanların uyku süresini kısaltıyor. Gece geç saatlere kadar sosyal medya, dizi ya da oyun gibi aktivitelere yönelmek de uyku saatlerini geciktiriyor. Sonuç olarak, modern yaşamda birçok insan hem daha az hem de daha kalitesiz uyku uyuyor.”