Ana Sayfa Arama Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

‘Engelli olma hali insan olmanın bir parçasıdır’

AFSÜ Dr. Öğr. Üyesi Yunus Emre Kundakcı: “Engellilik doğuştan veya sonradan da olabilir. İnsan olmanın bir parçasıdır. Çünkü hemen hemen herkes hayatının bir noktasında geçici veya kalıcı engellilik yaşar”

AFSÜ Dr. Öğr. Üyesi

Afyon Sağlık Bilimleri Üniversitesi (AFSÜ) Nörolojik Fizyoterapi Rehabilitasyon Ana Bilim Dalı Dr. Öğr. Üyesi Yunus Emre Kundakcı, “Engellilik doğuştan veya sonradan da olabilir. İnsan olmanın bir parçasıdır. Çünkü hemen hemen herkes hayatının bir noktasında geçici veya kalıcı engellilik yaşar” dedi. AFSÜ ve Gün FM işbirliğinde süren Sağlık Olsun programına olan Kundakcı programda engellilik ve toplumsal katılım konusunda bilgiler verdi.

DÜNYADA 1 MİLYARDAN FAZLA İNSAN ENGELLİLİK YAŞIYOR

Kundakcı, “Engellilik hem fiziksel, hem psikolojik hem de sosyal problemleri beraberinde getiren bir durumdur. Engellilik doğuştan veya sonradan da olabilir. İnsan olmanın bir parçasıdır. Çünkü hemen hemen herkes hayatının bir noktasında geçici veya kalıcı engellilik yaşar. Dünya Sağlık Örgütü’nün Dünya Engellilik Raporuna göre dünyada 1 milyardan fazla insan bir tür engellilik yaşamaktadır. Bunların 110 milyon ila 190 milyonu ciddi düzeydedir. Türkiye’de yapılan çalışmalara göre engelli oranının yüzde 7 ile 12 civarında olduğu tahmin edilmektedir” diye konuştu.

 ENGELLİ BİREYLERİN YAŞADIKLARI TOPLUMLA BÜTÜNLEŞMELERİ ÖNEMLİDİR

“Katılımın doğası, kalitesi ve süresi kişiye özeldir ve aynı sağlık durumuna sahip olsa bile farklı iki kişi hiçbir şekilde kıyaslanamaz” bilgisini aktaran Kundakcı, sözlerini şöyle sürdürdü: “Katılım aktiviteyi değil aktivitenin sosyal ortamdaki durumunu inceler. Katılımın temel sorunu belli sağlık sorunlarının ve çevresel faktörlerin yaşama getirdiği sınırlamalardır. Engelli bireylerin yaşadıkları toplumda iş bulmaları, evlenebilmeleri, boş zamanlarını değerlendirmeleri, meslek edinebilmeleri ve eğitimlerini sürdürebilmeleri için, çeşitli sosyal kurumlarla olan ilişkileri, sosyal statü kazanımları ve toplumla bütünleşmeleri önemli faktörlerdir. Toplumsal bütünleşme yani katılım, kişinin yaşamını düzenleyecek aktivitelerin tümüdür.” Haber Merkezi