Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

Milletimiz okyanus ötesinden gelen ihanet planlarını alt üst etti


  

 


 


Taytak; “Ülkemiz ve diğer pek çok ülke tarih boyunca askeri darbelerle karşı karşıya kalmıştır” ifadelerini kullandı.


Milliyetçi Hareket Partisi MYK Üyesi ve Afyonkarahisar Milletvekili Mehmet Taytak; “ Türk siyasal hayatında darbeler kalıcı izler bırakmıştır. Her darbe bir öncekinden daha acımasız bir şekilde yapılmıştır. Darbelerin hayata geçirilişi ve sonuçları birbirinden farklı olmuştur” dedi.  “Rahmetli cennet mekân Başbuğumuzun ifade gibi en kötü demokrasi en iyi ihtilalden iyidir” diyerek sözlerinde devam eden Taytak; “Seçimle gelen seçimle gitmelidir. Halkın iradesinden başka hiçbir irade meşru değildir.  Türkiye siyasi hayatına gerçekleştirilen ilk askeri darbe 27 Mayıs 1960 darbesidir. Darbe sonrasında kurulan Yassıada mahkemelerinde yapılan yargılamalarında Cumhurbaşkanı Celal Bayar idam cezası almış yaş haddi nedeniyle ömür boyu hapis cezasına çevrilmiştir. Başbakan Adnan Menderes, Dışişleri Bakanı Fatin Rüştü Zorlu, Maliye Bakanı Hasan Polatkan da idam cezası almış asılarak idam edilmişlerdir. Yapılan ihtilal sonrası idam kararlarına karşı çıkan Başbuğumuz Alparslan Türkeş Bey Hindistan’a sürgün edilmiştir. Bu yıl açılışı yapılan 27 Mayıs Demokrasi ve Özgürlükler Adası’nın açılışına Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan ve Sayın Genel Başkanımız Devlet Bahçeli Beyefendi birlikte katılmışlardır” ifadelerini kullandı.

12 EYLÜL DARBESİ VE 28 ŞUBAT SÜREÇLERİ 15 TEMMUZ HAİN DARBE GİRİŞİMİNE GİDEN YOLUN BASAMAKLARIYDI


“Sayın Cumhurbaşkanı konuşması sırasında, rahmetli Başbuğumuz Alparslan Türkeş beyin sürgündeyken yazmış olduğu ve idamlara karşı çıktığı mektubu okuyarak, rahmetli Başbuğumuzun idamlara karşı olduğunu ifade etmiş ve bir tarihi gerçeği ortaya koymuştur” diyerek sözlerine devam eden Taytak; “ Türkiye’de darbe ve darbe girişimleri bununla kalmamış yaklaşık 11 yıl sonra sivil siyasete 2.müdahale yapılmış demokrasi yine kızağa çekilmiş 12 Mart 1971 muhtırası gerçekleşmiş ve Süleyman Demirel hükümeti istifa ettirilmiştir. Gün geçtikçe artan terör olayları bunun yanı sıra ekonomideki aksaklık Cumhurbaşkanının seçilememesi, suikastlar ve sayamayacağımız birçok neden 12 Eylül 1980 sabahı bir sonucu doğurmuştur ve Türk silahlı kuvvetleri yönetime el koymuştur. 12 Eylül 1980 darbesinde, Türk siyasi hayatında üzerinde durulması gereken en kritik mesele, Milliyetçi Hareket Partisi ve Ülkücü Kuruluşlar Davasıdır. Çünkü 12 Eylül Darbesi sonrasında yeni sürecin ilk toplu ve büyük davası olarak Türk kamuoyunda yerini almıştır. Kenan Evren’in ifadesiyle denge sağlamak üzere, Mustafa Pehlivanoğlu, Cevdet Karakaş, Fikri Arıkan, Ali Bülent Orkan ve niceleri gencecik yaşlarında toprağın kara bağrına bir fidan oldular. Rahmetli Başbuğumuz ve binlerde ülküdaşımız uzun yıllar ceza evinde kaldılar. Daha sonraki süreçte Kenan Evren ve dört kuvvet komutanı ceza almışlardır. Türkiye 28 Şubat 1997 bir kez daha post model darbe ile siyaset mühendisliğine tanık olmuştur. Ve yaşanan 12 Eylül darbesi ve 28 Şubat süreçleri 15 Temmuz hain darbe girişimine giden yolun basamaklarıydı” dedi.


 


 


28 ŞUBAT FETÖNÜN KANSIZ İHTİLALİYDİ


“Devletimizin bütün kurumlarına sızma girişimi ile bütün önemli noktaları ele geçirmeyi planlayan bu hain yapı 15 Temmuz 2016’da Türkiye’yi işgal etmeyi planladı” ifadelerini kullanarak sözlerine devam eden Taytak ; “ 15 Temmuz yeni bir istila denemesi, yeni bir kıyım ve yıkım hamlesiydi, FETÖ o gece Türkiye’nin kalbine nişan aldı. Ülkemizin geçmiş olduğu zorlu süreci hepimiz yaşadık. 251 vatandaşımızın şehit olduğu, 2 bin 194 kişinin de yaralanarak gazi olduğu darbe girişiminde Cumhurbaşkanlığı Külliyesi, Türkiye Büyük Millet Meclisi, Özel Kuvvetler Komutanlığı, Genelkurmay, emniyet gibi pek çok stratejik bina vurulmuş; TRT, 15 Temmuz Şehitler Köprüsü gibi birçok kamu kurumu ve özel binalar işgal edilmişti.  15 Temmuz gecesi başlayan, Yenikapı Mitingi ile perçinlenen ve Cumhur İttifakı ile hayat bulan birlikteliğin terör örgütlerine karşı ortaya koyduğu net tavır sayesinde iyice köşeye sıkışmıştır. 15 Temmuz 2016’da FETÖ’nün hain darbe girişimine maruz kalan Türk Halkı, demokrasiye sahip çıkarak bir destan yazdı” dedi.


“BİZ BU YAŞANANLARA KARŞI SİYASİ İKTİDARIN YANINDAYIZ”


Taytak; “Vatandaşlarımız Türkiye’nin dört bir tarafında meydanlara indi, canlarını hiçe sayarak tankların üzerine çıktı, namluların önünde durdu. Darbeci hainlere geçit vermeyen milletimiz, “Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir” dedi ve darbeci FETÖ’cü hainleri canı pahasına engelledi. 15 Temmuz darbe girişimi akşamı var oluşla yok oluş arasındaki incecik çizgiyi bu ülkenin her vatandaşı yaşadı.  Liderimiz Genel Başkanımız Sayın Devlet Bahçeli Beyefendi Milliyetçi Hareket Partisi genel merkez binamıza gelerek bütün ışıkları yaktırmış ve herkesten önce “Biz bu yaşananlara karşı siyasi iktidarın yanındayız. Demokrasinin yanındayız” mesajı vermiştir.


LİDERİMİZİN EMRİNDE BİZ DE PARTİ BİNAMIZDAYDIK


“Hamd olsun ki Milliyetçi ülkücü hareket meydanlardaydı, Türk milleti birdi ve iradesinin üstünde bir güç olmadığını tüm dünyaya bir kez daha ilan etti” ifadelerini kullanan Taytak; “ Bu vatan benim bu bayrak benim bu millet benim bu ezanlar benim diyen herkes sokaklardaydı. Ve o gecenin kahramanı Türk milleti oldu.  Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Liderimiz, büyüğümüz Devlet Bahçeli Beyefendi yol haritamızı yıllar önce ‘Önce ülkem ve milletim sonra partim ve ben diyerek belirlemiş ve 15 Temmuz gecesi bu duruşunu bir kez daha ortaya koymuştur. Memleketin bekası söz konusu olunca Liderimiz taşın altına elini değil gövdesini her zaman koymuştur. Koymaya da devam edecektir. Sayın Genel Başkanımızın Devlet Bahçeli Beyefendi 19 Temmuz 2016 tarihindeki grup konuşmasında aynen şu satırları aktarmış ‘’Biz 12 Eylül’de haklı olmamıza rağmen askere el kaldırmadık” Yıllarca davacı olmadık, için için ağladık, ama ne yapalım, devlete ne söyleyelim dedik, işimize baktık. Çile çektik, belli etmedik,  12 Eylül’de bizim çocuklar başardı diyorlardı, çok şükür 15 Temmuz’da onların gayri meşru çocukları kaybetti.” demiştir.  Milletimiz okyanus ötesinden gelen ihanet planlarını alt üst etmiş, çelikten iradesine halel getirmemiştir. Bu duygularla 15 Temmuz darbe girişiminin 4.yılında şehitlerimize Allah’tan rahmet, acılı ailelerine sabırlar, gazilerimize sağlık, huzur ve mutluluklar diliyorum. Türk milleti ister FETÖ olsun, ister başka hain grup olsun bunların asla topraklarımızda barınamayacağını o karanlık gecede tüm dünyaya bir kez daha göstermiştir. Rabbim 15 Temmuz gibi bir geceyi bir daha bu millete yaşatmasın” diyerek sözlerini tamamladı. Yurdanur özel