Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi 4. sınıf öğrencisi Çağıl Kalender, üniversitede yürütülen Araştırma Eğitimi Programı (AEP) çerçevesinde başladığı araştırma yolculuğunda alzaymır hastalığı ve tedavi mekanizmaları konusunda hocalarıyla çalışma yürütüyor. Kalender’in çalışmalarından haberdar olan Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu (TÜBİTAK) Başkanı Prof. Dr. Hasan Mandal, T3 Vakfı ve SAHA İstanbul Başkanı Haluk Bayraktar ile SAHA İstanbul Genel Sekreteri İlhami Keleş de projeyle yakından ilgileniyor.
“ÖNCELİKLE HASTALIKTA NELER OLDUĞUNU AÇIKLAMAMIZ GEREKİYOR”
Çağıl Kalender, çalışmalarına ilk önce hastalıktaki temel algoritmayı incelemekle başladığını söyledi. Alzaymırın tam olarak çözülememiş, medikal açıdan en kompleks hastalıklardan biri olduğuna işaret eden Kalender, şöyle konuştu: “Dolayısıyla bu karmaşık hastalığa bir çözüm getirmek istiyorsak öncelikle hastalıkta neler olduğunu açıklamamız gerekiyor şeklinde düşünerek başladık. Yaklaşık 3 yıl süren tüm tıp literatürünün taranması sonucu biz bu hastalıkta temel 8 farklı teorik mekanizma ortaya çıkardık. Sonraki aşamamız bu mekanizmaların sadece bir kısmına değil, tümüne karşı etkili olup yanıt oluşturacak bir tedavi geliştirmekti. Çünkü günümüzde alzaymır için etkin bir tedavi yöntemi olmayıp, reçete edilen ilaçlar hastalığın bu belirlediğimiz mekanizmalarından ayrı ayrı birer olmak üzere toplamda sadece üçü üzerinden etki gösteriyor. Bu nedenle hastalığın beş temel mekanizması açıkta kalıyor ve bu durum ilaçların etkinliğinin 3-6 aydan daha uzun sürmemesine sebep oluyor. Yani eğer biz bu hastalığa bir çözüm üretmek istiyorsak, bunu tüm mekanizmaları hedef alarak başarabiliriz.”
GENLER MERCEK ALTINA ALINDI
Bu amaç doğrultusunda, belirledikleri bir dizi gen üzerine yoğunlaşmaya başladıklarını anlatan Kalender, “Bu genler vücuttaki tüm hücrelerde aktif rol oynuyorlar fakat farklı hücrelerde farklı alt tipleri hücre içi farklı yerleşimlere sahip ve bu yüzden her hücrede farklı etki gösteriyorlar. Çalışmalarımızda, bu gen grubunun alt tiplerini aktive veya inhibe ederek belirlediğimiz 8 mekanizma üzerine etki oluşturabileceğimizi fark ettik” dedi. Kalender, sonraki aşamanın işin en zor kısmını oluşturduğunu, çünkü bu genler tarafından sentezlenen enzim gruplarını etkileyecek bir yöntem tasarlanması gerektiğini vurguladı. Çağıl Kalender, şu değerlendirmelerde bulundu: “Bulduğumuz yeni bileşik ile işte bu enzimleri hem aktive edebilen hem de aktivasyonlarının uzun süreli tedavi boyunca korunmasını sağlayabiliyoruz. Güncel olarak laboratuvarda bu bileşiğin aktivasyonu sağlayan kısmının beyin ve alzaymır hastalığından ilk etkilenen kısımlardan hipokampuste nöronlar ve glia hücreleri üzerine etkilerini gözlemledik. Sentez laboratuvarımızda ise tasarladığımız bu ilacın etken maddesini kendi imkanlarımız ile saf olarak elde etmeyi başardık ve pilot çalışmamızı gerçekleştirdik. Bundan sonraki aşamalarda hayvan çalışmalarında ve faz çalışmalarında hem araştırma süreci hem de araştırma için gerekli miktarlarda ilaç üretimi için destek opsiyonlarını değerlendiriyoruz.”
YURT DIŞINDAN DAVETLER ALDI
Bu projenin bir parçasını oluşturan etken maddeleri test ettikleri ve karşılaştırdıkları çalışmanın 2019’da Ottawa Üniversitesi moleküler biyoloji bölümü tarafından ilgiyle karşılandığını belirten Kalender, şöyle konuştu: “Kendi üniversitelerinde laboratuvar oluşturmamız ve bu hastalığın bilişsel yolakları üzerine çalışmak amacıyla davet edildim fakat gidiş maliyetleri konusunda her ne kadar farklı kaynaklardan burs arasam da lisans öğrencilerinin akademik çalışmalarını destekleyen bir program bulunmadığı için maddi imkansızlıklar nedeniyle staja gidemedim. 2020 yılında ise Stanford Üniversitesi Neurosurgery bölümünden yaz tatili dönemime denk gelecek şekilde ziyaretçi araştırmacı olarak davet aldım, bu sefer hazırlıklı davranıp TÜBİTAK proje yarışmasından kazandığım ödülümü ve okul dışı saatlerde özel ders vererek kazandığım parayı biriktirmiştim ve yol masraflarını karşılayabilecektim. Bu sefer de yeni tip koronavirüs (Kovid-19) pandemisi nedeniyle akademik programların iptal olması üzerine ziyaretim ileri bir döneme ertelendi.”
HASTA YAKINLARI MOTİVE ETTİ
Çağıl Kalender, yurt dışı stajlarında burs programlarının genellikle yüksek lisans öğrencilerini kapsadığını, kendisi gibi lisans döneminde derslerine ek olarak araştırmalara yönelen öğrenci sayısı kısıtlı olduğu için bu konuda bir farkındalık oluşmamasının sıkıntılarını yaşadığını söyledi. Çalışmasına destek oluşturabilmek amacıyla katıldığı TÜBİTAK 2242 Lisans Öğrencileri Arası Proje Yarışması’nda bölge birincisi olarak Teknofest İstanbul kapsamındaki finale katıldığını anlatan Kalender, aldığı “teşvik ödülünü” yeterli görmese de yarışma sırasında görüştüğü hasta yakınlarının “sonuç ne olursa olsun lütfen bu işin peşini bırakmayın, biz de sizi takip edeceğiz” şeklindeki sözlerinin kendisini motive edip cesaretlendirdiğini vurguladı.
“TEK İSTEDİĞİM ÇALIŞMA ORTAMI OLUŞTURULMASI”
Çalışmalarının bundan sonraki seyrine ilişkin değerlendirmelerde bulunan Kalender, “Geldiğimiz nokta, ilacımızın beyin ve hipokampus sinir hücreleri üzerinde etkinliklerinin gösterildiği, etken maddelerin ülkemizde ilk kez sentez yöntemlerinin oluşturulduğu ve üretime hazır hale getirildiği kritik nokta. Bundan sonrası için söyleyebileceğim, daha yapılacak çok iş var fakat bende de o işleri yapmak için irade var, tek istediğim çabalarımın üniversitem ve özellikle TÜBİTAK olmak üzere devlet tarafından çalışma ortamının oluşturulması açısından desteklenmesi.” ifadelerini kullandı. AA