Ana Sayfa Arama Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

‘İş geldikçe işini yapmaya çalışıyor’

O, Afyon’un son saracı…

O, Afyon’un son saracı…

Ulaşımda, tarımda ve yük taşımacılığında binek hayvanlarının yoğun kullanıldığı eski zamanlarda mesleğin yoğun icra edildiği bir caddeye adını veren saraçlık artık tek kişi tarafından yapılıyor.

Seyyar bir konteynerde ‘iş geldikçe’ işini yapmaya çalışan Saraç Erol İşkur, 45 yıllık mesleğinin gözlerinin önünde yok olmasına üzülse de son temsilci olarak zamana yenik düşmemek için direniyor.

Babasından öğrendiği saraçlık mesleğini 45 yıldır sürdüren ve atlar için koşum ve eyer takımları yapan Erol İşkur mesleğini devam ettirecek eleman bulamadığını belirterek kendisinin Afyonkarahisar’da meslekte son temsilci olduğunu söyledi. Zamanında ulaşım ve tarım işlerinde kullanılmak amacıyla her evde bulundurulan atlara rağbet kalmayınca, atlar ve atlar arabaları için malzemeler üreten ustalara da ihtiyaç kalmadı. Ustaların el işiyle bin bir zahmetle ürettikleri malzemelerde isteğe göre üretilmeye başlandı. Ne var ki zamanla bu işi yapan ustaların sayısında azalma olduğu ve bu işi yapacak yeni ustalar yetiştirilmediği için saraçlık mesleği de unutulmaya yüz tuttu. Afyonkarahisar Cumhuriyet Mahallesinde kiraladığı arsa üzerine koyduğu kendisine ait seyyar bir konteynerde mesleğini sürdüren 45 yıllık saraç Erol İşkur, son temsilci olarak zamana yenik düşmemek için direniyor.

ATLAR ŞİMDİ ZENGİNİN ELİNDE

Elinden geldiğince sipariş üzerine üretim yaptığını anlatan İşkur,  hem malzeme tedariğinden kaynaklı sorunlar hem de tek olmasından dolayı siparişlere yetişmeye çalıştığını söyledi. İşkur, “Hamut,  terbiye, başlık, semer ve tek ve çift atla sürülebilecek her arabanın bütün malzemelerini yapmaya çalışıyorum. Bu işe talep yok artık. Kırsalda ve köylerde at arabası kalmadı. Herkes teknolojiye yönelince ya da tarım işini bırakınca atlara ihtiyaç kalmadı. Şimdi hobi amacıyla at besleyen kişilerin siparişlerine göre malzeme üretip satıyorum. Eskiden atlar ihtiyaç doğrultusunda evlerde bir iki çift bulundurulurdu.  Şimdi zenginin elinde atlar artık. Onlarda atlara merak sardığı için boş vakitlerinde spor amaçlı ve çeşitli gezilerde kullanmak amacıyla atları besliyorlar.”

MESLEKTE SON TEMSİLCİYİM

Zamanında 5 yıl önce ‘Diriliş Ertuğrul’ dizisine de yular yapıp gönderdiğini de aktaran İşkur, “Afyonda bu işle uğraşan benden başka kimse kalmadı.  Son temsilcisi benim. Bu işi başkalarına öğretmek istiyorum ama kimse merak edipte öğrenmeye gelmiyor. Bir iş kapısı gibi görülmüyor.  Şimdiki çocuklar başka işlere yöneliyorlar.  Buraya bir çırak gelse bile kazanç olarak memnun kalmaz.  Çünkü sürekli bir üretim yok.  Siparişlerim genellikle yurt içine oluyor. 35 yıl önce yine bir seferliğine bir Almanya’da yaşayan bir gurbetçinin isteği üzerine fayton malzemesi yapmıştım. Ürettiğim malzemeleri işçiliğine göre 150 TL ile 1500 TL arasında değişen fiyatlara satıyorum.  Ama bu işin sürekli bir müşterisi olmadığı için kazanç çok düşük oluyor.  Sadece burada az kazançla zaman geçirmeye çalışıyoruz.

MANDA DERİSİ KULLANIYORUM

Yaptığı malzemelerin işçiliğinin zor ve zahmetli olduğunu söyleyen İşkur, özel işçilik isteyen ürünlere birkaç gün zaman ayırdığını söyledi. İşkur, “Bu iş çok zordur. Zahmetli bir iştir.  Kesim ve dikiş yaparken santimine çok dikkat ederim. Çünkü malzemeyi büyük keserseniz atın kafasından düşebilir. Tabii ki müşterinin isteği üzerine malzeme kullanmaya çalışıyorum. Müşteri gösterişli bir malzeme isterse onun işçiliği daha zor ve maliyeti artıyor. Ayrıca uygun malzemeyi kullanarak daha düşük maliyetli işçilikte isteyen müşteriler var. Herkes bütçesine göre üretim yaptırıyor. Arada tamir işleri de çıkıyor.  Yıpranmış, kopmuş malzemeleri de müşteriler getirdiğinde tamir ediyorum.  Malzemeleri yaparken devamlı Manda derisi kullanıyorum. Deriyi Isparta’nın Yalvaç’tan ilçesinden alıyorum. Çünkü Manda derisi ile yapılan malzemeler daha dayanıklı oluyor” dedi. Erol Uysal (Özel)