Afyonkarahisar Belediye Meclisi Birinci Başkan Vekili Dr. Kemal Demirkırkan, Afyonşehir stüdyolarında hazırlanan Gündem Özel programında yaptığı açıklamada, kent merkezinde trafiğin en yoğun olduğu caddelerden birisi olan Ambaryolu’na kurulma aşamasında olan kamera sistemi ile çift sıra park yapılmasına izin verilmeyeceğini, kurallara uymayanlara görüntülerden yola çıkılarak ceza yazılacağını açıkladı. Gündeme ve Afyonkarahisar Belediyesi’nin çalışmalarına ilişkin değerlendirmelerde bulunan Demirkırkan, Ambaryolu’nun en büyük sıkıntılardan birisinin ikinci şerit parkları olduğuna vurgu yaparak, “Ambaryolu’nda trafik kamerayla kontrol edilecek. İl Emniyet Müdürlüğü tarafından kamera sistemi kurulacak. Bu kamera sistemiyle, görevli memur, kent içi trafiği izlediği kameradaki görüntüden ikinci sıraya park edenlere ceza yazacak” dedi.
AK PARTİ SERTLİĞİN ÖTESİNDE MUHALEFET YAPIYOR
Afyonşehir gazetesi Yazı İşleri Müdürü Polat Yılmaz’ın sorularını yanıtlayan Kemal Demirkırkan, il ve ülke gündemine ilişkin özetle şu değerlendirmelerde bulundu: “AK Parti, CHP’li Belediye’ye sertliğin ötesinde muhalefet yapıyor. Bu sertliğin çok ötesinde, oyun kuralları dışında sıkıntılar yaşatılıyor. Gazlıgöl’deki kaplıcayı yıllardan beri Afyon Belediyesi işletiyor. Her nedense Cumhuriyet Halk Partisi belediyeye geçtikten sonra buraya para vereceksiniz denilmeye başlandı. Gelirlerinizi bize vereceksiniz denildi. Bütün vatandaşlarımız farkındalar. İstanbul’da Sayın İmamoğlu’nun başına gelenleri Esenler’de Beşiktaş’ta belediye başkanlarımızın başına gelenleri hepimiz görüyoruz. Herkesin gözünün önünde yaşanıyor. Bu sert muhalefet değil izninizle. Bunun adı başka bir şey. Cumhuriyet Halk Partisi her türlü eleştiriye açıktır. AKP’ler istediği kadar eleştiri yapsınlar. Uygun olanları düşünürüz. Önümüzden geldiğince doğru olanları da uygularız. Ama körü körüne bir muhalefette kabul etmeyiz.
CHP’Lİ BELEDİYELERDE SOSYAL YARDIMLAR ARTTI
CHP’nin iktidara geldiğini görüyorlar. Geçmişe bakarsanız yerel yönetimler iktidarın habercisi oluyor. Yerel yönetimlerde sağlanan başarı ya da başarısızlık bir sonraki genel seçimde o partinin oylarına ciddi anlamda etkiliyor. AKP bunca zamandır ne yapıyordu? Fakir, garip gurebaya, devlet imkanlarıyla kendine bağlamayı, onlara balık tutmayı öğretmek yerine balık veriyordu. Sürekli insanları besliyordu ve seçimlere girerken de aman bakın biz gidersek bunlar size yardımları keserler. Şunu yaparlar, bunu yaparlar diyordu. Hatta seçimlerde abarttılar. Vatandaş gördü ki yardımlar azalmadı. Azalmadığı gibi arttı.
ÖNCEKİ YARDIMLARIN HEPSİNİ DEVAM ETTİRİYORUZ
Durum Afyon’a geldiğimizde çok farklı değil. Bugüne kadar hep korkuttular. CHP soldur, şöyledir, böyledir. Cumhuriyet Halk Partisi geldi. 9 ayı geçti. Yardımlar hiç azalmadı. Daha önceki yardımların hepsini devam ettiriyoruz. Üstüne çocuklarımıza kırtasiye yardımı, yaşlılarımıza yakacak yardımı, market yardımı vs. gibi. Üstelik bunu bir de alan el, veren el görmesin mantığıyla. Biz kartı veriyoruz. İstediği yerden alışverişini yapma imkanını, doğalgazını direk alma imkanını sağlıyoruz. Bu mantıkla da vatandaşımızın, ben CHP iktidarından, Burcu Köksal’ın hizmetlerinden çok memnun olduğunu düşünüyorum.
AFYON’UN EN BÜYÜK SORUNU TRAFİK
Ben Afyon’un en önemli sorunun trafik olduğunu düşünüyorum. Park sorunu, trafik sorunu. Bu da açıkçası bir iktidarın ya da bir kişinin dokunmasıyla Ambaryolu’nu tek yön çift yön yapalım, öbür tarafı trafiğe kapatalım da çözülebilecek bir şey değil. Maalesef Afyon Karahisar bugüne kadar ciddi bir planlı büyümeye girmemiş. Plansız bir yapılaşma olmuş. Afyon’un bütün yolları Bankalar Caddesi’ne çıkıyor. Yani Kurtuluş Caddesi, Ordu Bulvarı, Gazlıgöl Caddesi, bunların hepsi aynı yere çıkıyor. Ve buradan sonra yukarı mahallelere çıkacaksanız bir seçeneğiniz yok. Ya Uzun Çarşı’nın içinden çıkacaksınız ya Demirciler içinden. O yüzden hani bu kolay bir sorun değil. Yıllarca otopark için inşaatlar yapılırken demişler ki arkadaş sen otopark yapma, parasını ver, biz görmeyelim.
AFYON’UN CİDDİ OLARAK MERKEZDEN UZAKLAŞMASI LAZIM
Bir sürü yeni imar planında değişiklikler yapılmış. Örneğin Örnekevler’de çift katlı evlerin olduğu yerlere çok kat verildi. Ama caddeler aynı cadde. Otopark da yok. İnsanlar gittiği zaman örnek evlerde yer bulamıyor. Ya da çarşıya geldi mi yer bulamıyor. Afyon’un ciddi olarak merkezden uzaklaşması lazım. En önemli sorunu bu. Şu anda Uydukent, Selçuklu mahallesi bana göre yeni bir cazibe merkezi oldu. Birçok alışveriş için vatandaşımızın ihtiyacı olan şey marketten, tutum, işte berberi vs. Uydukent artık kendi başına yeterli restoranlarıyla bir yer oldu. Ama sorun şu ki Uydukent de çok planlı değil. İnanın çıkmaz sokaklar var. Devlet Hastanesi’nin hemen arkasında Adnan Kahveci Bulvarı var. Dört şerit geliyor. Belediye Başkanımız Burcu Köksal ortasını böldürdü. İki şeride ayırdığımız yer bir anda kavşakta iki şeride düşüyor. Gayri ihtiyari trafik oluşuyor. Kurtuluş Caddesi’nde Yoğurt Pazarı’nın köşesinde bir apartman var. O apartman Kurtuluş Caddesi’nin genişlemesinin önünde engel. Şimdi Uydukent’te de böyle uygulamalar var. Karaman Mahallesi’ni hepimiz gördük. Dar caddelere bir de park olduğu zaman bir araç zor geçiyor.
KENAR MAHALLELERDE MERKEZLE OLUŞTURULMALI
Bu anlamda Afyon Belediyesi iki tane birim açtı. Birisini Uydukent’e bir tanesini Ataköy Harb-İş civarına. Vatandaşlarımız şehre gelmesin, işini orada çözelim diye. Bunun biraz daha yaygınlaştırılması gerekiyor. Bu yönde çalışmalar var. Yine bu ekmek fırınları, ekmeğin No 03’e bağlı halk ekmeğin satış bürolarının da belli merkezler yerine perifere yayılması için çaba sarf ediyoruz. Eninde sonunda Afyon Karahisar Belediye Binası’nın daha periferde, daha uygun kendisi için de çok uygun şartların olacağı bir yere taşınması gerekiyor.
Biz Afyonkarahisar’ın en büyük problemi trafik diyoruz, park sorunu diyoruz. Park sorunun çözülebilmesi için iki tane otopark alanımız var elimizde. Birisi Bağ-kur binasının yıkıldığı yer, birisi de eski belediye şehir çarşısının olduğu yer. Şimdi biz tasarruf tedbirleri gereğince Cumhurbaşkanlığı’na onay alamıyoruz. Buraları otopark yapmak için onay alamıyoruz. Şimdi değil ki belediye binası yapalım.
ELEKTRİKLİ TRAMVAY PROJESİ İÇİN ÇALIŞIYORUZ
Yolla uğraşan, trafikle uğraşan trafik mühendisleri var, yol mühendisleri var. Büyük şehirlerde bu işe emek harcayan, büyük şehir belediyelerinin birimleri var. O zaman bunlardan akıl almak lazım. Burcu Hanım geçenlerde açıkladı. İstanbul Büyükşehir Belediyesi ile bir Şuhut Kavşağı’ndan başlayan bir elektrikli tramvay projesi var. Bu konuyla ilgili bir sözleşmede imzalandı. Afray Projesi’nin dışında. Bu işin uzmanları gelecekler, buna bir güzergah çizecekler. Yani bunu nereden geçirelim? Şimdi Yeşilyol’dan nasıl geçireceksiniz örneğin? Yeşilyol, ortası ağaçlarla bölünmüş bir yol. Kurtuluş Caddesi zaten iki şerit zor gidiyor, geliyor.
AMBARYOLU’NA KAMERA SİSTEMİ YAKLAŞIK 1,5 AY İÇİNDE FAALİYETE GEÇECEK
Yasa gereği kent için yolların trafik sorumluluğunun emniyet müdürlüklerine, kaldırımların ise belediyelere ait. İl Trafik Komisyonu’nda alınan karar gereği Ambaryolu’nda kamera sisteminin yaklaşık 1,5 aylık sürede devreye alınmasını bekleniyor. Bu konuda ciddi bir adım atılacak. Bu da trafiğin rahatlaması için önemli bir katkı sağlayacaktır. Ceza işlemlere gerek kalmadan bunların bir şekilde halledilmesi gerekiyor. Yani bu artık ceza önlemli. Bununla artık çift sıra parka dur diyoruz ki Ambaryolu dar. Buraya park etmeyin. Aracınızı başka bir yere park edin. Olmuyorsa bu artık ceza işlemi uygulanacak.
DOLMUŞLARA İNDİ BİNDİLERE HEPİMİZ DİKKAT EDECEĞİZ
Dolmuş sürücüleri ve yolcular olarak indi bindilere hepimiz dikkat edeceğiz. Ceza işlemlere gerek kalmadan bunların bir şekilde halledilmesi gerekiyor. Yoksa iş başka boyutlara gidiyor. Geçen işte hep birlikte yaşadık biliyorsunuz bir yolcu alma davası yüzünden. İki dolmuş şoförü maalesef birbirine silahlar, sopalar kullandı. Şimdi bir arabada biz bıçak şoförde ne arar? Bıçak olan birisi bıçaklıyor öbürünün elinde pompalı tüfek ne arar? Bunlar hoş şeyler değil. Bunların önüne geçmemiz gerekiyor.
MİNİBÜS SÜRÜCÜLERİNE SIKI DENETİM YAPILMASI GEREKİYOR
Zaten toplu taşıma aracı kullanan ya da ticari araç kullanan herkesin psikoteknik belgesi alması gerekiyor. Gayet sakin, beyefendice davranan bir sürü şoför arkadaşımız da var elbette. Onları da bunun dışında tutuyorum ama buna meyilli olan insanları da mutlaka eğitimi almak gerekiyor. Bir ayrıca yine bu tür şoför arkadaşların işte madde kullanımıyla ilgili şikayetler bir yanda geliyor. Bu da İl Emniyet Müdürlüğü Trafik Müdürlüğüne düşen bir görev. Bu konuda sık sık denetim yapılması, alkol denetimleri, madde kullanım denetimlerinin sık sık yapılması ve sonrasında da böyle bir şey hesaplanırsa caydırıcı cezaların verilmesi gerekiyor düşünüyorum. Yani caydırıcı olmayan cezaların çok bir anlamı yok.
BÜYÜK ŞEHİRLERİN NEREDEYSE YÜZDE 85’İ CHP’DE
Yerel seçimlerde en güzel anketi yaptık. Türkiye’deki büyük şehirlerin neredeyse yüzde 85’i CHP’de. Türkiye’deki gayri safi milli hasılanın döndüğü paranın yüzde 72’si yanlış hatırlamıyorsam CHP’nin yönettiği şehirlerden çıkıyor. Nüfus olarak da yüzde 75’e yakın bir nüfusa CHP hitap ediyor. Anket budur. Ha onun dışında sokak anketlerinde işte insanlar bana sormayın diyor. Ya da insanlara telefonunu açarsanız aman ben mimlenmeyeyim diyor.
ANKETLER DOĞRULARI AKTARMIYOR, CHP BİRİNCİ PARTİ
Tamam anket firmaları çalışıyor ama insanlarımıza bir korku salındı. Ne korkusu salındı? Arkadaş Silivri soğuktur diyor. Bir şey yazıyorsun hemen arkana bir trol Silivri soğuktur diye seni korkutmaya çalışıyor. Gazetecileri alıyorsunuz. Bu korkunun içinde siz yapılan anketlerin güvenilirine inanmayın. Ama ben şunu da söyleyeyim. Sosyal medya dışında Cumhuriyet Halk Partisi’nin yaptığı anketlerin benim bildiğim birisi hariç, hemen hepsinde Cumhuriyet Halk Partisi birinci parti. Hala birinci parti.
İNSANLARIN YARISI EN DÜŞÜK EMEKLİ MAAŞINI ALIYOR
Artık bu ülke hakikaten ciddi sıkıntılar içinde. Asgari ücretin yetmediğini hepimiz görüyoruz. Bugün 14 bin 800 küsur lirayla geçinilemeyeceğini hepimiz biliyoruz. 14 milyon kişiden bahsediyoruz. Çalışanların neredeyse yüzde 50’si asgari ücretli. Bunun işte bir 14 milyon kişi emekli. Bunların hepsi 4-4,5’ı da taban aydığından alıyor. En düşük emekli maaşını alıyor. İnsanlar artık açlık sınırının altına. Türk-İş’in açıklamasına göre yoksulluk sınırına yarışabilmek için bir evde dört kişinin askeri ücret alması gerekiyor. Yani dört kişi çalışacak, dördü de aynı anda çalışırsa yoksulluk sınırında eve para giriyor. Bu artık kabul edilebilir bir şey değil. Ekonominin aslında temeli buradan başlıyor. Yani bu despot yönetim ekonomimizi de bozdu. İş bilmez yönetim ekonomimizi de bozdu.
RESMİ RAKAMLARA GÖRE 4 MİLYON KİŞİ ŞU ANDA BİREYSEL KREDİ BORÇLUSU
İnsanlarımız artık geçinemiyor. Türkiye’de şu anda resmi rakamlara göre 4 milyon kişi şu anda bireysel kredi borçlusu. 22 milyon kişi de icra dairelerine dosyalık. Yani neredeyse her evde icra dosyası var. Sadece bu yıl 880 bin yeni dosya eklenmiş. 1 milyon neredeyse dosya eklenmiş. Şimdi bütün bunları gördüğümüz zaman artık bizim bir şekilde bu işe engel olmamız gerekiyor. Ya nasıl engel olacaksınız, siz ne yapacaksınız derseniz.
ÇİFTÇİYE VERECEKLERİ PARAYI BEŞLİ ÇETEYE VERİYORLAR
Şimdi çiftçinin bugüne kadar hak ettiği normalde buğday fiyatı 8 lira mı 10 lira yap. Çay fiyatı 3 lira ama 5 lira versek, hak ettiği fiyatları versek. Asgari ücreti de 30 bin lira yapsak. Bunun 6 bin lirasını devlet verse, yani işverene fazla yük vermeden bunu versek. En düşük emekli maaşını da asgari ücrete denklesek, bütün bunları yapsak bize yıllık maliyeti 700 milyar lira. Bu seneki bütçede, 2025 bütçesinde sadece bir kalemde 701 milyar lira bu beşli çeteye ayrılmış. Sağ iktidarlar çalışandan değil, kazanandan, müteşebbisten, patrondan yanadır. Sol iktidarlar da halktan yanıdır, işçiden, emekçiden yanıdır. Zenginimiz hep zengin ama AKP zenginle fakir arasındaki bu uçurumu gittikçe aştı. Bu uçurum mesela AKP ilk geldiği zaman yüzde 43’tüYani bunu tersten okuyalım. Nüfusun yüzde 80’i pastanın yarısını alıyor. Biz işte o yüzde 80’i savunuyoruz. Biz o garibanları savunuyoruz.
CHP’YE ÜYE OLMAK İÇİN İNSANLAR SIRADA BEKLİYOR
Biz Cumhuriyet Halk Partisi’nde demokrasiden yanıyız. Bizde herkes aday olabilir. Kimler aday olabilir diyorsunuz ya belki 500 tane adayımız çıkabilir. Bunların hepsi de birbirinden kalitelidir. Hepsi de cumhurbaşkanı olabilir ve bu işi götürebilir. Yani bizim öyle bir takıntımız yok. Biz hep çoklu sistemden yanayız. Hep demokrasiden yanayız. Seçmekten yanayız. Bunun dışında birçok adayımız daha çıkabilir. Ön seçimle seçilmesinin de ben kötü bir fikir olduğunu zannetmiyorum. Hatta bir buçuk milyon diyorsunuz ama. Dün il başkanlığımızın bir videosu vardı. Gördünüz mü bilmiyorum. Akşamın saat dokuz, dokuz buçuğunda çekilmiş. Baya bir kuyruk vardı. Üye olma kuyruğu vardı Cumhuriyet Halk Partisi’nde. Ciddi de bir talep olmaya başladı. İmamoğlu da adayımız olur. Mansur Yavaş da adayımız olur. Biz adayımız her kimse onun arkasında tek vücut duracağız.
ALTILI MASA’NIN ÇOK İŞE YARAMADIĞINI GÖRDÜK
Altılı Masa’nın çok işe yaramadığını ve handikapları olduğunu da gördük. Eşit şartlarda masaya oturduğumuzu söyledik. Diğer partilere ciddi sayıda milletvekili sağladı Cumhuriyet Halk Partisi.Meral Hanım’ın masadan kalkması, oturması vs. bir sürü şeyler oldu. Bunlar bize aslında doğru olmadığını, olayın çok doğru ilerlemediğini gösterdi. Ama şu var ki bir toplumsal muhalefet şart. Bu toplumsal muhalefeti siyasiler mi örgütlemeli yoksa halk mı örgütlemeli? Bence bu ikinci şık daha ön plana çıkacak gibi geliyor. Hatırlarsınız İstanbul’da bütün partiler aday çıkardı. Yani bu aslında İmamoğlu için ciddi bir handikaptı. Ama gelin görün ki hiç de öyle olmadı. Vatandaşımız bir yerde toplandı. Afyon’da ona keza. Yani Burcu Hanım, Cumhuriyet Halk Partisi oyları yüzde 18-20’lerde olabilir diye beklenen bir oy oranı varken yüzde 51’i buldu.”