Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Duygu Altuntaş

AKIL TUTULMASI

Merhaba güzel insanlar,

Güzel günler ve her daim çok güzel günlere uyanmak umuduyla başlayalım bugünkü yazımıza. Bildiğiniz üzere sosyal medya, en çok zaman geçirdiğimiz, keyif aldığımız bir internet tabanlı ortam. Gün boyu hayatımızın neredeyse her anını sosyal medyayla geçirmekteyiz.

Sosyal medya platformları yaşantımızın ayrılmaz bir parçası haline gelmiş bulunmakta. Evde, dışarıda, her an her yerde telefondan veya bilgisayardan girerek, zamanımızın neredeyse büyük bir bölümünü bu platformlarda geçiriyoruz. Son yıllarda birçok kişinin birbirinden en çok şikayet ettiği konulardan biri olan sosyal medya, hepimizi olumsuz yönde etkiliyor, etkilemeye de son hızla devam ediyor. Evde aile bireyleri beraber bir şeyler yapmak, sohbet etmek, zaman geçirmek varken günlerinin çoğunu sosyal medyada geçiriyor. Hal böyle olunca da ciddi iletişim kopukluğu oluşuyor. Büyüklerin evdeki bu tutumu çocuklara da yansıdığı için haliyle onlar da zamanlarının çoğunu internet ortamında geçiriyor. İnstagram, tiktok, facebook, twitter ve daha nicesi…

Hayatımızın o kadar içindeler ki sanki bu platformlar olmazsa elektrik, su kesilmiş gibi büyük bir yokluk içine giriyoruz. Ne yaptığımızı, ne yediğimizi, kimlerle oturduğumuzu, nereye gittiğimizi herkesin görmesini istiyoruz. İnsanların kafasında bir soru işareti bırakmamak gerek değil mi? Meraklarını gidermek gerek: ) Günlerce paylaşım yapmazsak belki başımıza bir şey geldiğini düşünüp meraktan ölebilirler. Tabii ki ben hiç öyle olduğunu düşünmüyorum, aslında kimse kimseyle ilgilenmiyor. Sadece olmazsa olmaz gibi gözüken abartıldığı takdirde ciddi bir bağımlılığa dönüşen bir durum.

Sosyal medya çılgınlığı denilen bu durum kesinlikle alışkanlık değil bağımlılıktır. Hepimiz telefonu veya bilgisayarı elimize aldığımızda, eğer uzun dakikalar geçirirsek resmen akıl tutulması yaşıyoruz. Odak noktası kayboluyor, başka bir boyuta geçiyoruz o an yani hipnotize oluyoruz. Birbirimizi görmüyor, duymuyoruz. Evliliklerin birçoğunda bundan dolayı büyük problemler, anlaşmazlıklar olurken; en nihayetinde de boşanmalar arttıkça artıyor. Birbirini görmeyen, duymayan, en önemlisi de dinlemeyen iki kişinin ne kadar sağlıklı bir iletişimi olabilir? İletişim olumlu da olsa olumsuz da olsa, en azından iletişim var demektir. Hani tüm dünya olarak boyut değiştiriyoruz söylemleri var ya gündemde, tam da öyle bir durumda buralarda boyuttan boyuta geçiyoruz gibi oluyor. En üzücü kısmı ise esas amacından çıkmış olması.

İnsanlar ne yapacaklarını bilemez hale geldiler. Hele ki normalde bu kadar sosyal olmayan hatta içine kapanık bunca insanın bu denli yüksek özgüvenle internette paylaşım yapmaları biz nereye gidiyoruz, dünya ne hale geldi gibi sorulara neden oluyor. İnsanlar yaratıcılıklarının sonuna gelmiş durumda. Çığırından çıkmak deyiminin en güzel örneklerini bu platformlarda görmekteyiz. Örneğin, lipton ice tea aldım şimdi içiyorum diye reels çekiyor bir hanımefendi. Aldım, bakın içiyorum ve içtim, çekilen reels bu. Üç yaş civarı çocukların yeni bir şey öğrenirken ki hali gibi. Tabii ki daha çılgınca ve ahlaktan yoksun içeriklerin örneklerini vermiyorum bile. Daha da korkunç tarafı, yaşı fazlaca büyük olan yaşlı kesimin dahi benzer içerikler paylaşması. Burada esas suçlu sosyal medya mı yoksa insanların boşluktan ne yapacaklarını bilememesi mi diye sorular geliyor aklıma. Bence şuan ki yaşlı kesimin internete ulaşımı, daha da önemlisi bazı platformlara girişi kısıtlanmalı. Bana kızmayınız ancak benim nine ve dede olarak bildiğim, tanıdığım yaşlılarımız öğütleriyle dersler veren, kültürlü, nerede ne konuşacağını bilen çok kıymetli, ağzından çıkan her kelimeye kulak kesildiğimiz, başımızın üstünde taşıdığımız büyüklerdi. Bu kadar değerli olan büyüklerimiz nasıl bu hale geldi?

Eski çağlarda insanlar çok uzun ve iriymiş biliyorsunuz. Zamanla daha minyatür bedenler olarak gelmeye başlamışız dünyaya. Haliyle yüzyıllar geçtikçe biz ufalmaya başlarken beyinlerimiz de ufalmış belli ki. Kitap okumak istersek bir sürü kitap alabilme veya tedarik edebilme imkanımız var. İnternete ulaşım deseniz neredeyse her evde var şuan. Sosyal medya gerçekten amacına uygun bir şekilde kullanıldığında muazzam bir hazine bizler için. Ancak bu kadar rahat bir şekilde bilgiye ulaşıp üstüne üstlük cahillik seviyesi oranının çok ciddi boyutlarda artışı çok üzücü bir gerçek. Gün boyu sosyal medyada saatlerce zaman geçirmek yerine belli aralıklarla yeteri kadar kullanımı hem zihinsel hem de psikolojik olarak daha sağlıklı olacaktır diye düşünüyorum. Uzmanların da görüşü bu yönde. O zaman daha mantıklı, değerli zamanlar geçirmek dileğiyle güzel insanlar.

YORUMLAR

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER