Şubat ayında sahiplerini bulan 2024 yılı Oscar’a ‘En İyi Film’ dalında aday Güney Kore yapımı Past Lives yani Başka Bir Hayatta filmini izleyenler ya da konuya ilişkin yazılıp çizilenleri takip edenler, ‘In-Yun’ konseptinin öne çıkarıldığını fark etmişlerdir.
İzlemeyenlere spoiler vermeyelim ama en azından bu ‘İn-Yun’ kavramı üzerinden biraz konuşmamamız için bir engel yok.
Uzak Doğu’nun teknolojik ama bir o kadar da gizemli ülkelerinden birisi olan Güney Kore’de yaygın olan İn-Yun, iki insanın bu hayattaki ilişkilerinin geçmiş yaşamlardaki etkileşimleri ile belirlendiği inanışına dayanıyor.
Filmde iki çocukluk arkadaşının yıllar sonra buluşmaları ve birbirlerine karşı karmaşık duygular hissetmeleri işlenirken, her kültürde rastlanabilen reenkarnasyon, ruh eşi, kader kavramlarının seyirci tarafından sorgulanası isteniyor.
In-Yun nedir?
Livetobloom.com adlı sitede yer alan bilgiler şöyle: “Hiçbir tanışma, karşılaşma hatta yolda yürürken yanlışlıkla birine çarpmak bile tesadüf değil. Şu anda bu hayatta bir kişiyle olan tüm etkileşimlerimiz geçmiş yaşamlarımızdaki ilişkilerimiz sebebiyle yaşanıyor. Aslında Kore kültüründeki In-Yun inancı evrenin bazı insanları hayatımıza bilerek soktuğunu, o kişilerin bizim yaşam yolculuğumuza yön vereceklerini söylüyor. Bu inancın kökenleri ise Budizm ve reenkarnasyondan geliyor. Genellikle romantik ilişkilerimizde kazançlarımızı ve kaybettiklerimizi anlamlandırmak için başvurulan In-Yun’a göre eğer bir ruh eşimiz varsa mutlaka bu hayatımızda onunla bir bağlantı kuruyoruz. Nitekim bu bağlantı her zaman uzun süre mutluluk getiren bir ilişki ile sonuçlanmıyor. Ya gelecek bir yaşamda ya da geçmişte bir arada olduğumuz ‘o kişi’ ile bu yaşamda sadece tanışmış, 1-2 kere aynı ortamda buluşmuş veya sadece yolda birbirimize çarpmış da olabiliyoruz!
Bazen iki insanın, birbirlerinin ruh eşi olsalar dahi kaderlerinin kesişmesi, birbirleriyle beraber olacakları anlamına gelmiyor.
Bu nedenle evlilik gibi iki insanın hayatını önemli ölçüde birleştiren birlikteliklerin In-Yun katmanı da o denli yoğun oluyor. Hatta bir Kore söyleyişi şunu savunuyor: “İki insan birbiriyle evlenirse, bu aralarındaki 8.000 farklı geçmiş yaşamdan gelen 8.000 katman In-Yun sayesindedir.”
Sadece In-Yun ile değil, farklı isimlerle hem tarihsel hem de sosyal açılardan anlatılmaya çalışılmış “geçmiş yaşam aşıkları” aslında yoğun duygular hissettiğimiz, beraberlik kurmak istediğimiz nitekim şartlar, coğrafi ayrılıklar, yanlış zamanlamalar ile ayrı düştüğümüz kişileri aşmamızda bize rehberlik yapıyor. Bir nevi duygularımızla başa çıkmamıza, şu anki yaşamlarımızı kabul edip geçmişimizde takılı kalmamıza yardımcı oluyor çünkü Past Lives filminde de söylendiği gibi ‘Bir kişiyi kaybetmek, aslında o yer dolu olsaydı asla sahip olunamayacak başka yeni güzellikler kazanmak’ anlamına geliyor.
***
Görüldüğü gibi her kültür, iletişim ya da ilişkilere bir neden, köken arayışında. Elbette bunu aşk düzleminde yapıyor ki ilgi çekici olsun.
Peki, aşk nedir?
Aşk, kişiler arasında derin bir duygusal, fiziksel ve zihinsel bağ kurma sürecidir.
Aşk, genellikle bir kişiye karşı derin bir duygusal bağ ve bağlılık hissiyatıyla karşılıklı saygı, anlayış, güven ve sadakat gibi unsurlarla beslenir.
Aşk, sadece romantik bir ilişkiyle sınırlı değildir. Aile içi ilişkilerde, arkadaşlıklarda ve hatta insanlar arasındaki derin bağlarla da ortaya çıkabilir. Bu, insanların birbirlerine olan derin duygusal yatırımları ve birlikte yaşadıkları deneyimlerle güçlenir.
Sonuç olarak, aşk insan hayatının önemli bir parçasıdır ve derin duygusal bağlar kurma duygusu insanların hayatında derin etkiler bırakır.
Her kültür aşkla ve bağlılıkla ilgili anlam arayışında olsa da her insanın aşkı deneyimleme ve ifade etme şekli farklıdır.
YORUMLAR